Translation of "Tıraş" in Italian

0.013 sec.

Examples of using "Tıraş" in a sentence and their italian translations:

Tıraş oluyordu.

- Si radeva.
- Lui si radeva.

Tıraş oldum.

- Mi sono rasato.
- Mi sono rasata.
- Mi rasai.

Ben tıraş oldum.

- Mi sono fatto rasare e tagliare i capelli.
- Io mi sono fatto rasare e tagliare i capelli.
- Mi sono fatta rasare e tagliare i capelli.
- Io mi sono fatta rasare e tagliare i capelli.

Tom tıraş oldu.

Tom si è rasato.

Tıraş olmam gerek.

- Devo radermi.
- Io devo radermi.

O tıraş oldu.

- Si rasò.
- Lui si rasò.
- Si è rasato.
- Lui si è rasato.

Tom tıraş oluyor.

Tom si sta radendo.

- Her sabah tıraş olurum.
- Ben her sabah tıraş olurum.

- Mi rado ogni mattina.
- Io mi rado ogni mattina.

O her sabah elektrikli tıraş makinesi ile tıraş olur.

Ogni mattina si rade con un rasoio elettrico.

Tıraş losyonu kullanıyor musun?

- Usi il dopobarba?
- Tu usi il dopobarba?
- Usate il dopobarba?
- Voi usate il dopobarba?
- Usa il dopobarba?
- Lei usa il dopobarba?

Tom sakalını tıraş ediyor.

Tom si sta facendo la barba.

Ben sakalımı tıraş ediyorum.

- Mi sto facendo la barba.
- Io mi sto facendo la barba.

O, bacaklarını tıraş etmez.

- Non si depila le gambe.
- Lei non si depila le gambe.

Bacaklarını tıraş eder misin?

- Ti depili le gambe?
- Tu ti depili le gambe?
- Si depila le gambe?
- Lei si depila le gambe?
- Vi depilate le gambe?
- Voi vi depilate le gambe?

Tanrı, Kraliçe'yi tıraş etsin!

- Dio rasi la Regina!
- Che Dio rasi la Regina!
- Dio depili la Regina!
- Che Dio depili la Regina!

Niçin bir tıraş olmuyorsun?

- Perché non ti fai tagliare i capelli?
- Perché non si fa tagliare i capelli?
- Perché non vi fate tagliare i capelli?

Tom bıyığını tıraş etti.

- Tom si è rasato i baffi.
- Tom si rasò i baffi.

Deborah'ın oğlu tıraş olur.

- Il figlio di Deborah si rade.
- Il figlio di Deborah si rasa.

O, başını tıraş etti.

- Si è rasata la testa.
- Si rasò la testa.

Belki başımı tıraş edeceğim.

Forse mi raderò la testa.

Tom henüz tıraş olmuyor.

Tom non si rade ancora.

Tom bacaklarını tıraş etti.

- Tom si è depilato le gambe.
- Tom si depilò le gambe.

Tıraş olurken kendimi kestim.

Mi sono tagliato mentre mi rasavo.

- Her sabah tıraş olur musun?
- Her sabah tıraş olur musunuz?

- Ti radi ogni mattina?
- Tu ti radi ogni mattina?
- Si rade ogni mattina?
- Lei si rade ogni mattina?
- Vi radete ogni mattina?
- Voi vi radete ogni mattina?

Bazı kadınlar bacaklarını tıraş etmezler.

Alcune donne non si depilano le gambe.

Tom tıraş olurken kendini kesti.

- Tom si è tagliato mentre si radeva.
- Tom si tagliò mentre si radeva.

Haftada dört kez tıraş olur.

- Si rasa quattro volte la settimana.
- Lui si rasa quattro volte la settimana.
- Si depila quattro volte la settimana.
- Lui si depila quattro volte la settimana.

O günlük olarak tıraş olur.

- Si rade quotidianamente.
- Lui si rade quotidianamente.

Bazı erkekler bacaklarını tıraş ederler.

Alcuni uomini si depilano le gambe.

Ben çıkmadan önce tıraş olmalıyım.

Devo radermi prima di partire.

Tom her sabah tıraş olur.

Tom si rade ogni mattina.

Her sabah tıraş olur musunuz?

Voi vi radete ogni mattina?

Tom bütün hafta tıraş olmadı.

Tom non è rasato per tutta la settimana.

Ben yeni bir tıraş makinesi aldım.

Ho comprato un nuovo rasoio.

Hemen hemen her gün tıraş olurum.

- Mi rado quasi ogni giorno.
- Io mi rado quasi ogni giorno.

O, sakalını nasıl tıraş edeceğini biliyor.

- Sa come radersi la barba.
- Lui sa come radersi la barba.

Mary üç yıldır bacaklarını tıraş etmedi.

Mary non si depila le gambe da tre anni.

Başını tıraş eden bir arkadaşım var.

- Ho un amico che si rasa a zero i capelli.
- Io ho un amico che si rasa a zero i capelli.

Tom üç yıl içinde tıraş olmadı.

Tom non si rade da tre anni.

Ben her sabah sakalımı tıraş ederim.

- Mi rado tutte le mattine.
- Mi rado ogni mattina.
- Mi faccio la barba ogni mattina.
- Io mi faccio la barba ogni mattina.

Her otuz dakikada tıraş olur musun?

- Ti radi ogni trenta minuti?
- Tu ti radi ogni trenta minuti?
- Si rade ogni trenta minuti?
- Lei si rade ogni trenta minuti?
- Vi radete ogni trenta minuti?
- Voi vi radete ogni trenta minuti?

O her gün kendini tıraş eder.

Lui si rade quotidianamente.

- Ben sakalımı tıraş edemem.
- Ben sakal tıraşı olamam.

- Non posso farmi la barba.
- Io non posso farmi la barba.
- Non riesco a farmi la barba.
- Io non riesco a farmi la barba.

Tom her sabah duştan çıkar çıkmaz tıraş olur.

Tom si rade ogni mattina appena esce dalla doccia.

Onu almadan önce bu elektrikli tıraş makinesini denemeliydim.

Avrei dovuto provare questo rasoio elettrico prima di comprarlo.

Hızlıca kalktı, yüzüne soğuk su serpti, dişlerini fırçaladı ve tıraş oldu.

Si alzò rapidamente, si spruzzò dell'acqua fredda sul viso, si lavò i denti e si rasò.

- Saçını tıraş edersen, tekrar daha kalın uzayacaktır.
- Saçını kazırsan daha gür çıkar.

Se ci si rasa i capelli, ricresceranno più spessi.