Translation of "Güçlüdür" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "Güçlüdür" in a sentence and their italian translations:

O, güçlüdür.

- È potente.
- Lui è potente.

O güçlüdür.

È forte.

Aşk güçlüdür, fakat para daha güçlüdür.

- L'amore è forte, però il denaro è più forte.
- L'amore è forte, però i soldi sono più forti.

Tom güçlüdür ama Mary daha güçlüdür.

- Tom è forte, ma Mary è più forte.
- Tom è forte, però Mary è più forte.

Bir aslan güçlüdür.

Un leone è forte.

Şu kadın güçlüdür.

Quella donna è forte.

Tom'un ailesi güçlüdür.

La famiglia di Tom è potente.

Tom çok güçlüdür.

Tom è così forte.

- O senden daha güçlüdür.
- O sizden daha güçlüdür.

- È più forte di te.
- Lui è più forte di te.
- È più forte di voi.
- Lui è più forte di voi.
- È più forte di lei.
- Lui è più forte di lei.

Kalem kılıçtan daha güçlüdür.

La penna ferisce più della spada.

O kısa, ama güçlüdür.

- È basso ma forte.
- Lui è basso ma forte.

Aslanlar kurtlardan daha güçlüdür.

Il leone è più forte del lupo.

Tom büyük ve güçlüdür.

Tom è grande e forte.

Erkek kardeşim benden güçlüdür.

Mio fratello è più forte di me.

O, uzun ve güçlüdür.

Lui è alto e forte.

- Tom güçlü.
- Tom güçlüdür.

Tom è forte.

Tom küçük ama güçlüdür.

Tom è piccolo, ma forte.

Beyzbol takımımız çok güçlüdür.

La nostra squadra di baseball è molto forte.

O benden daha güçlüdür.

- È più forte di me.
- Lui è più forte di me.

İşte bu sebeple hikâyeler güçlüdür

Ecco perché le storie sono potenti

Genelde erkekler kadınlardan daha güçlüdür.

- In generale, gli uomini sono più forti delle donne.
- Generalmente, gli uomini sono più forti delle donne.

Tom uzundur ve ayrıca güçlüdür.

Tom è alto e altrettanto forte.

O eğilim Amerikalılar arasında güçlüdür.

Quella tendenza è forte tra gli americani.

Erkek kardeşim küçük ama güçlüdür.

Mio fratello è piccolo ma forte.

O, bir at kadar güçlüdür.

- Egli è forte come un cavallo.
- È forte come un cavallo.
- Lui è forte come un cavallo.

Bu ip güçlüdür, değil mi?

Questa corda è robusta, vero?

Onun el sıkışması çok güçlüdür.

La sua stretta di mano è molto forte.

Tom büyük değil ama o güçlüdür.

- Tom non è grande, ma è forte.
- Tom non è grande, però è forte.

Tom buradaki başka birinden daha güçlüdür.

Tom è più forte di chiunque altro qui.

O, iyi bir çocuktur ve güçlüdür.

- È un bravo ragazzo ed è forte.
- Lui è un bravo ragazzo ed è forte.

[Tek bir hayal bin gerçekten daha güçlüdür.]

"Un singolo sogno è più potente di migliaia di realtà."

- Yabancı dil konusunda iyiyimdir.
- Dil yetim güçlüdür.

- Sono bravo nelle lingue.
- Io sono bravo nelle lingue.
- Sono brava nelle lingue.
- Io sono brava nelle lingue.

Hikâyeler güçlüdür, canlıdır ve bir şeyi hayata geçirir.

Le storie sono efficaci, sono nitide, riproducono la realtà.

Genel olarak, erkekler fiziksel olarak kadınlardan daha güçlüdür.

In generale, gli uomini sono fisicamente più forti delle donne.

Tom John'dan daha uzun boylu ve daha güçlüdür.

Tom è più alto e più forte di John.

O güçlüdür, cesurdur ve her şeyden önce naziktir.

Egli è forte e coraggioso, ma soprattutto gentile.

Yaşlı adam bir meşe kadar sağlıklı ve güçlüdür.

Il vecchio è sano e forte come una quercia.

Bir kaplan bir kediden daha büyük ve güçlüdür.

Una tigre è più grande e più forte di un gatto.

Kim daha güçlüdür, sen mi yoksa Tom mu?

- Chi è più forte, tu o Tom?
- Chi è più forte, voi o Tom?
- Chi è più forte, lei o Tom?

Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.

Mascelle possenti, un morso più doloroso di un serpente: ecco un predatore di cui avere paura.

- Benim babam senin babandan daha güçlüdür.
- Benim babam senin babandan daha güçlü.

- Il mio papà è più forte del tuo papà.
- Il mio papà è più forte del tuo.

Bu aptalca bir soru olabilir ama hangisi daha güçlüdür-Bir kaplan mı veya bir aslan mı?

Può essere una domanda sciocca, ma qual è più forte, una tigre o un leone?