Translation of "Farkında" in Italian

0.006 sec.

Examples of using "Farkında" in a sentence and their italian translations:

Bunun farkında değildim.

- Non ne ero consapevole.
- Non ero consapevole di ciò.
- Io non ero consapevole di ciò.

Tom eksikliklerinin farkında.

Tom è consapevole dei suoi difetti.

Sorunların farkında mısın?

- Sei consapevole di qualche problema?
- Tu sei consapevole di qualche problema?
- È consapevole di qualche problema?
- Lei è consapevole di qualche problema?
- Siete consapevoli di qualche problema?
- Voi siete consapevoli di qualche problema?

Tom onun farkında.

Tom ne è consapevole.

Onun farkında mıydın?

- Ne eri consapevole?
- Ne era consapevole?
- Ne eravate consapevoli?

Onlar bunun farkında.

- Ne sono consapevoli.
- Loro ne sono consapevoli.

Durumun farkında mısınız?

- Sei consapevole della situazione?
- Siete consapevoli della situazione?
- È consapevole della situazione?

Tom sorunun farkında.

Tom è consapevole del problema.

Tom bunun farkında.

Tom ne è consapevole.

Analizlerinin sınırlılığının farkında olmalı.

dovrebbe riconoscere i limiti della propria analisi.

Kötü davranışlarının farkında değil.

- Lui non è cosciente della sua maleducazione.
- Non è cosciente della sua maleducazione.

Neden bunun farkında değildim?

Perché non ero consapevole di questo?

O, zorluğun farkında mıdır?

- È consapevole della difficoltà?
- Lui è consapevole della difficoltà?

Tom tehlikenin farkında olmalı.

Tom deve essere consapevole del pericolo.

Tom tehlikenin farkında değildi.

- Tom non era consapevole del pericolo.
- Tom era ignaro del pericolo.

Hala bunun farkında değildim.

- Non ne ero nemmeno consapevole.
- Io non ne ero nemmeno consapevole.

Ben onun farkında değildim.

Non ne ero consapevole.

Biz onun farkında değildik.

- Non ne eravamo consapevoli.
- Noi non ne eravamo consapevoli.

Tom sorunun farkında değildi.

Tom non era consapevole del problema.

O, tehlikenin farkında değildi.

- Non era cosciente del pericolo.
- Lui non era cosciente del pericolo.

Tom zorlukların farkında idi.

Tom era consapevole delle difficoltà.

Tom, Mary'nin geçmişinin farkında.

Tom è conscio del passato di Mary.

Tom şimdi bunun farkında.

- Tom ne è consapevole ora.
- Tom ne è consapevole adesso.

- Böyle bir kanunun farkında değilim.
- Böyle bir yasanın farkında değilim.

Non sono consapevole di una legge del genere.

Nefes alıp verdiğinizi farkında olun.

alla punta del naso.

Sadece bilinçli olarak farkında değilsiniz.

semplicemente non ne siete coscienti.

Farkında olmadan şirketine zarar verir.

con l'ambito sfavorevole delle perdite.

Onlar gerçeğin farkında gibi görünüyorlar.

Sembrano essere consci del fatto.

Ben onun varlığının farkında değildim.

Non mi ero accorto della sua presenza.

Tom durumun ciddiyetinin farkında değildi.

Tom non si rendeva conto della gravità della situazione.

Tom ne yaptığının farkında mı?

- Tom è consapevole di quello che ha fatto?
- Tom è consapevole di ciò che ha fatto?

Tom, et yemediğimizin farkında mı?

Tom sa che non mangiamo carne?

Tom zaten bunun oldukça farkında.

Tom ne è ben informato.

Tom bunun farkında, değil mi?

Tom non ne è consapevole, vero?

O kadar kötü hissettiğinin farkında değildim.

Non ero consapevole che ti stavi sentendo male a tal punto.

O, New York'taki durumun farkında mı?

- È al corrente della situazione a New York?
- Lei è al corrente della situazione a New York?

Tom Mary'nin evli olduğunun farkında değildi.

Tom non era consapevole che Mary fosse sposata.

Bir adamın bana baktığının farkında değildim.

Non m'accorsi che un uomo mi guardava.

Tehlikenin farkında olduğuna kesin gözüyle baktım.

Ho dato per scontato che tu fossi conscio del pericolo.

Orada hiç kimse varlığımın farkında değildi.

Nessuno si era accorto della mia presenza lì.

Tom Mary'nin ne yaptığının farkında mı?

- Tom è consapevole di quello che ha fatto Mary?
- Tom è consapevole di ciò che ha fatto Mary?

çünkü çoğu kadın bu bağlantının farkında değil,

perché la maggior parte delle donne non è a conoscenza di questa correlazione,

Ne kadar soruna sebep olduğunun farkında mısın?

- Realizzi quanti casini hai causato?
- Tu realizzi quanti casini hai causato?
- Realizza quanti casini ha causato?
- Lei realizza quanti casini ha causato?
- Realizzate quanti casini avete causato?
- Voi realizzate quanti casini avete causato?

Tom Mary'nin zaten eve gittiğinin farkında değildi.

Tom non sapeva che Mary era già tornata a casa.

O, anne ve babasının onu seyrettiğinin farkında oldu.

Si accorse che i genitori la stavano tenendo d'occhio.

Onun seni ne kadar çok sevdiğinin farkında mısın?

Sei conscio di quanto lei ti ami?

Okinawa'nın Çin'e Honshu'dan daha yakın olduğunun farkında mısın?

- Sei consapevole che Okinawa è più vicina alla Cina che a Honshu?
- È consapevole che Okinawa è più vicina alla Cina che a Honshu?
- Siete consapevoli che Okinawa è più vicina alla Cina che a Honshu?

Tom, Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunun farkında olmalı.

Tom deve stare attento al fatto che Mary è la ragazza di John.

"Tom ve Mary boşanmayı planlıyorlar." "Ben bunun farkında değildim."

"Tom e Mary stanno pensando di divorziare." "Non lo sapevo."

Tom onun ne kadar rahatsız edici olduğunun farkında değil.

Tom non è consapevole di quanto è irritante.

Birçok kişi antibiyotiklerin virüslere karşı yararsız olduklarının farkında değiller.

Molte persone non si rendono conto che gli antibiotici sono inefficaci contro i virus.

Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.

Persone ovunque. Ma poche sono consapevoli del pericolo che le segue nell'ombra...