Translation of "ölümcül" in Italian

0.009 sec.

Examples of using "ölümcül" in a sentence and their italian translations:

Ölümcül olabilir.

Può essere fatale.

Tom ölümcül.

Tom è terminale.

Tedavi ölümcül olabilir.

la cura potrebbe essere fatale.

Ölümcül bir şekilde.

L'uomo muore nell'attacco.

Ölümcül yaralı, alan.

Ferito a morte, è stato portato via dal campo.

O ölümcül olabilir.

Potrebbe essere fatale.

O ölümcül olurdu.

Sarebbe fatale.

Bu akrepler ölümcül olabiliyor.

Questi scorpioni possono essere mortali.

O ölümcül bir zehirdir.

È un veleno letale.

Bütün yolcular ölümcül tehlikedeler.

Tutti i passeggeri sono in pericolo di vita.

Bu ölümcül sonuçlar doğurabilir.

Questo può avere delle conseguenze letali.

Tom ölümcül derecede hasta.

Tom è malato terminale.

Ölümcül düşmanlar ölümsüz dostlardır.

I nemici mortali sono amici immortali.

Ben ölümcül derecede hastayım.

- Sono malato terminale.
- Sono malata terminale.

O ölümcül bir biçimde yaralıydı.

- È stato ferito mortalmente.
- Lui è stato ferito mortalmente.

Şehvet yedi ölümcül günahtan biridir.

La lussuria è uno dei sette peccati capitali.

Sen ölümcül bir hata yaptın.

- Hai fatto un errore fatale.
- Ha fatto un errore fatale.
- Avete fatto un errore fatale.

O, barbilerden ölümcül düzeyde korkardı.

- Era spaventato a morte dalle Barbie.
- Lui era spaventato a morte dalle Barbie.

Kıskançlık yedi ölümcül günahtan biridir.

L'invidia è uno dei sette peccati capitali.

Sami ölümcül bir kaza geçirdi.

- Sami ha fatto un incidente fatale.
- Sami fece un incidente fatale.

Tom ölümcül hasta, değil mi?

Tom è malato terminale, vero?

Sesin geldiği noktayı... ...ölümcül tutarlılıkla belirler.

Individua la fonte del suono con precisione letale.

Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.

Aumentando la velocità, riveliamo il loro segreto mortale.

Yani hepsi ölümcül birer ahtapot avcısı.

Quindi sono micidiali predatori di polpi.

Hayat ölümcül,cinsel,taşınan bir hastalıktır.

La vita è una malattia mortale a trasmissione sessuale.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Dikkatli olmalıyız.

Il morso di un serpente a sonagli può essere letale. Cautela.

Bu sütleğen ailesinden ve sütleğenler ölümcül olabilir.

È della famiglia delle euforbiacee, e le euforbie possono essere letali.

Ve bazıları için bu durum ölümcül oluyordu.

E ad alcuni è costata la vita.

Böylece avının yerini ölümcül bir nokta atışıyla belirliyor.

permettendogli di localizzare con precisione letale la sua preda.

Bu, bizim şehrimizde bilinen en ölümcül banka soygunudur.

È la rapina in banca più cruenta della storia della nostra città.

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

Nella giungla ho imparato che spesso le cose piccole sono le più letali.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Il morso di un serpente a sonagli può essere mortale. Cautela.

Çıngıraklı yılan sokması ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Il morso di un serpente può essere mortale. Stiamo attenti.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir, bu yüzden dikkat etmeliyiz.

Il morso di un serpente può uccidere. Dobbiamo essere cauti.

Kırık kalpler mecazi olarak da kelimenin tam anlamıyla da ölümcül.

I cuori spezzati sono letteralmente e figurativamente mortali.

Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.

Il suo corpo può bloccare il dolore anche delle tossine più letali.

Doğanın en ölümcül hayvanları ve sürüngenleriyle de karşı karşıya kalacağız.

bisognerà affrontare alcuni degli animali e dei rettili più letali del mondo.

Zehriyle başlayalım. Güçlü, hızlı harekete geçen, kanı sulandıran ölümcül bir karışım.

Tutto parte dal suo veleno, un potente, rapido e letale cocktail anticoagulante.

Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.

Devo stare molto attento, perché trasmettono malattie mortali con un solo morso.

Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.

La maggior parte delle punture di medusa non sono mortali, ma molte sono comunque abbastanza dolorose.

Her gece Mumbai'nin arka sokakları ölümcül bir kedi fare oyununa sahne oluyor.

Ogni notte, le strade di Mumbai sono teatro di un gioco mortale di inseguimenti.

Bir gece avcısı olan ölümcül engerek, en büyük tahribatı güneş battıktan sonra yapıyor.

Da predatore notturno, è al tramonto che la vipera dà il meglio di sé.

Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.

I sette peccati capitali sono: orgoglio, invidia, avidità, rabbia, lussuria, gola e pigrizia.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

In questa grotta comandi tu. Decidi. Il morso di un serpente a sonagli può essere letale. Attenzione.

Von Braun, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın ölümcül V2 roketinin geliştirilmesine öncülük etmişti

Von Braun aveva guidato lo sviluppo del letale razzo V2 della Germania nazista durante la seconda

1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.

Questo potente mammifero di 100 kg per 1,5 m d'altezza è fortissimo e assolutamente in grado di infliggere ferite mortali.

Japonya'da birçok, Endonezya'da ise bir ölümden sorumlu bu ölümcül çiçeğin zehri kurbanını öldürmediği zaman bile

Si ritiene che abbia causato varie morti in Giappone e almeno una in Indonesia, e se l'iniezione di questo fiore non uccide,

Ve bir deve örümceği, endamlı olduğu kadar ölümcül de olan bir kartalı alt edecek mi?

E può un ragno solifugo battere la letale grazia di un'aquila?

- Amerika'nın en ölümcül şehridir.
- Amerika'daki en tehlikeli kenttir.
- Amerika'nın en çok cinayet işlenen şehridir.
- Orası Amerika'daki en belalı şehir.

È la città più letale in America.