Translation of "Hasta" in Chinese

0.014 sec.

Examples of using "Hasta" in a sentence and their chinese translations:

- O, hasta.
- O hasta.

他生病了。

- Ben hasta değilim.
- Hasta değilim.

我没生病。

O, hasta.

他生病了。

Hasta değilim.

我没生病。

O hasta.

她生病了。

Hemşire hasta.

护士生病了。

- Onun hasta olduğunu düşünüyorum.
- Bence o hasta.

我想他是病了。

Hasta annene bakmalısın.

你應該照顧你生病的母親。

Hasta sürekli iyileşiyor.

- 這個病人正在穩定地康復中。
- 该病人正逐步康复。

O hasta olamaz.

他不可能生病了。

Ben hasta değilim.

我没生病。

Hasta olan benim.

我就是那个生病的人。

Sanırım hasta oluyorum.

我覺得我有點要發燒了。

Benim hayvanım hasta.

我的寵物生病了。

Tom hasta mı?

汤姆是不是身体不太好?

Hasta olduğunu işitiyorum.

聽說你病了。

Jack hasta görünüyor.

Jack好像病了。

Jane yatakta hasta.

珍生病臥床。

Sanırım Yumi hasta.

我想由美生病了。

Üç haftadır hasta.

她已經病了三個星期了。

Tom çok hasta.

湯姆非常虚弱。

Hasta olduğunu duydum.

我听说你病了。

- Robert'n hasta olduğunu duydum.
- Robert'ın hasta olduğunu duyuyorum.

我聽說羅伯特生病了。

- Hasta olduğumdan okula gitmedim.
- Hasta olduğum için okula gitmedim.

- 我病了,所以沒有上學。
- 由于我生病了,我便没去上学。

- Dört gündür yatakta hasta.
- O dört gündür yatakta hasta.

他已卧病在床四天了。

Mary gerçekten hasta değil. O sadece hasta gibi davranıyor.

玛丽不是真病。她只是装病。

Hasta azar azar iyileşti.

病人逐漸康復了。

Affedersiniz, ama hasta hissediyorum.

不好意思,但我有点恶心。

O, hasta olduğunu söyledi.

她说她病了。

Hasta derin bir komada.

患者现在处于深度昏迷状态。

Onun hasta olduğunu bilmiyordum.

我不知道她病了。

O, hasta gibi görünüyor.

他好像病了。

O hasta olmuş olabilir.

他可能病了。

Onun hasta olduğu bellidir.

顯然地她生病了。

Tom biraz hasta görünüyor.

湯姆看來有點不適。

Harry ağır hasta oldu.

哈利病重。

Onun hasta olacağını düşünüyorum.

我覺得他會生病。

Tom hasta olduğunu söyledi.

湯姆說他病了。

Ben çok hasta hissediyorum.

我覺得我病得很厲害。

O çok hasta görünüyor.

她看來病得严重。

Hasta olmak çok sıkıcı.

生病很無聊。

Dün geceden beri hasta.

他從昨晚開始就生病了。

Önce hasta olduğumu düşündüm.

一开始,我以为我病了。

- O, hasta.
- O, hastadır.

他生病了。

Hasta günden güne gittikçe kötüleşiyor.

病人的病情每況愈下。

Hasta olduğum için partiye gitmedim.

我病了,所以那次聚会没去。

O, hasta olduğundan dolayı gelmedi.

她不在是因为病了。

O hasta olduğu için solgun.

他病了,所以脸色显得苍白。

Çok çalıştı, ve hasta oldu.

他工作得太多,病倒了。

Hasta ve yorgun olmaktan bıktım.

我讨厌厌烦的感觉。

Hasta olduğum için okula gitmedim.

- 我病了,所以沒有上學。
- 由于我生病了,我便没去上学。

Başta onların hasta olduğunu düşündüm.

一开始,我以为他病了。

O bana hasta olduğunu söyledi.

他告诉我她生病了。

Onun hasta olduğunundan haberim yoktu.

我不知道她病了。

O, şeker yemekten hasta oldu.

他吃糖吃伤了。

Hasta olduğum için, okula gitmedim.

由于我生病了,我便没去上学。

Onun hasta olduğu açıkça görünüyor.

似乎很明顯他病了。

Hasta olmasına rağmen, okula gitti.

虽然他生病了,他还是去了学校。

Tom ne kadar süredir hasta?

汤姆生病多久了?

O, kendisinin hasta olduğuna inandırdı.

她裝病。

Geçen Pazartesiden beri yatakta hasta.

他從上週一就一直臥病在床。

O, hasta olduğu için, gelemiyor.

因為他生病了,所以他不能來。

Tom'un hasta olduğunun farkında değildim.

我還不知道湯姆生了病。

Kate hasta olmalı, çünkü solgun görünüyor.

凱特的臉色這麼差,一定是生病了。

O hasta herhangi bir zamanda ölebilir.

病人随时会死。

O, hasta olması nedeniyle okulda yoktu.

他病了,所以沒有上學。

Son iki gündür kendimi hasta hissediyorum.

我这两天感觉难受。

Tom hasta olduğunu söyledi, bu bir yalandı.

汤姆说他病了,这是说谎。

Yatakta hasta olduğu için babam seni göremez.

我爸爸病了,正在床上休息,不能見你。

Yeni doğmuş bir bebek hasta olmaya eğilimlidir.

新生嬰兒很容易生病。

O hasta olduğu için o partiye katılamadı.

她因病不能出席会议。

Hasta olduğunu bilseydim, seni hastanede ziyaret edebilirdim.

如果我知道你病了,怎麼也會趕來看你的。

Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır.

這個孤獨的病人從縫紉中得到樂趣。

Annem hasta olduğu için okuldan sonra evde kaldım.

既然母亲病了,我就待在家里没去上学。

Annem hasta olduğu için geçen cumartesi evden ayrılamadım.

上周六,因为我母亲病了,我无法离开家。

Derhal doktoru çağır, yoksa hasta daha kötü olabilir.

立刻派人去請醫生來, 否則病人可能變得更糟糕。

Bu temiz olmayabilir ama onu yemekten hasta olmayacaksın.

不干不净,吃了没病。

Virüs hala ellerinizde. Sizi ve diğerlerini hala hasta edebilir.

该病毒仍然存在,能够使你和其他人病了。

Ben sadece onun hasta olduğunu öğrendim, bu yüzden onu daha sonra ziyaret edeceğim.

我刚知道你在生病,所以下了班来看望你。

Ancak, bazı insanlar bilgisayar kullanmaktan hasta olurken, bazı insanların bilgisayar kullanarak iyileşmeleri ilginçtir.

不過,有趣的是,有人因為玩電腦玩出毛病,但也有人因為玩電腦而治好疾病。

- Hastayım, bu yüzden dilim hiçbir şeyin tadını almıyor.
- Hasta olduğum için dilim tat almıyor.

我感冒了,所以吃不出味道來。