Translation of "Sıcaklık" in Hungarian

Sıcaklık nedir?

Hány fok van?

Birlikten sıcaklık doğar.

Összebújva melegszenek.

- Sıcaklık sabahtan beri düştü.
- Sıcaklık sabahtan beri düşüyor.

A hőmérséklet csökken reggel óta.

Sıcaklık, yiyecek... ...ve güvenlik.

Meleg, élelem, és biztonság.

Bugün sıcaklık sıfırın altında.

Ma fagypont alatt van a hőmérséklet.

Şafağın sökmesiyle... ...sıcaklık tepeye fırlıyor.

A hajnal beköszöntével rohamosan nő a hőmérséklet.

Dün gece sıcaklık sıfırın altındaydı.

A hőmérséklet fagypont alatt volt az éjjel.

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.

A mai hőmérséklet fagypont fölött van.

Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.

A hőmérséklet éppen fagypont fölött van.

Sıcaklık eksi 10'a düşmüş durumda.

Már mínusz tíz fok van.

Termometre, sıcaklık ölçmek için bir araçtır.

A hőmérő egy hőmérséklet mérésére szolgáló eszköz.

Mars'ta sıcaklık çok çok soğuk olabilir.

A Marson a hőmérséklet nagyon, nagyon alacsony is lehet.

Birkaç gün sonra ise sıcaklık sıfırın altındaydı.

Néhány nappal később a hőmérséklet alá esett fagyasztó.

Yine de sıcaklık donma noktasının sadece biraz üstünde.

De így is alig van fagypont felett a hőmérséklet.

Sıcaklık düzenli olarak eksi 40 derecelere kadar düşüyor.

A hőmérséklet rendszeresen mínusz 40 fok alá csökken.

Sıcaklık artışları soğuk algınlığına yakalanmak için ideal koşulları yaratır.

A hőmérséklet-emelkedések ideális körülményeket teremtenek arra, hogy megfázzunk.

Bir uydu uzayda büyük sıcaklık farklılıkları içinde çalışmak zorundadır.

A műholdnak hatalmas hőmérséklet-különbségek között kell üzemelnie az űrben.

Sıcak hava severim, ama bu sıcaklık bana çok fazla!

Szeretem a meleget, de ez a hőség már sok nekem.

Sıcaklık ne kadar artarsa ağaçlar atmosfere o kadar su salıyor.

Minél melegebb van, a fák annál több vizet párologtatnak el a légkörbe.

Bilimciler dünya'nın tarihi boyunca, sıcaklık ve havadaki CO2 seviyelerinin yakından bağlantılı olduğunu öğrendiler.

A tudósok kimutatták, hogy a levegő széndioxidtartalma és a hőmérséklet a Föld egész történelme során szorosan összefüggött.