Translation of "Yaşıyorlar" in German

0.007 sec.

Examples of using "Yaşıyorlar" in a sentence and their german translations:

Onlar yaşıyorlar.

Sie sind am Leben.

Nerede yaşıyorlar?

Wo leben sie?

Cezayir'de mi yaşıyorlar?

- Leben sie in Algerien?
- Wohnen sie in Algerien?

Ebeveynlerim Boston'da yaşıyorlar.

- Meine Eltern wohnen in Boston.
- Meine Eltern leben in Boston.

Ebeveynlerim kırsalda yaşıyorlar.

- Meine Eltern leben auf dem Land.
- Meine Eltern wohnen auf dem platten Land.
- Meine Eltern wohnen auf dem Lande.

Şimdi nerede yaşıyorlar?

Wo leben sie jetzt?

Onlar banliyölerde yaşıyorlar.

- Sie wohnen in den Vororten.
- Sie wohnen in den Vorstädten.

Bu tırtılların sırtında yaşıyorlar

Sie leben auf dem Rücken dieser Raupen

Anne babam Kyoto'da yaşıyorlar.

Meine Eltern wohnen in Kyoto.

Onlar sadaka ile yaşıyorlar.

Sie lebten von der Barmherzigkeit.

Onlar şehir dışında yaşıyorlar.

Sie wohnen außerhalb der Stadt.

Onlar okulun yanında yaşıyorlar.

- Sie wohnen in der Nähe der Schule.
- Sie wohnen nahe bei der Schule.

Onlar havaalanına yakın yaşıyorlar.

Sie wohnen in der Nähe des Flughafens.

On yıldır Londra'da yaşıyorlar.

Sie leben jetzt seit zehn Jahren in London.

Onlar kalıcı korkuyla yaşıyorlar.

Sie leben in ständiger Angst.

Bütçeleriyle ilgili sorunlar yaşıyorlar.

Sie haben Probleme mit ihrem Budget.

Aşırı para sorunu yaşıyorlar.

Sie haben heftige Geldprobleme.

Onlar hangi evde yaşıyorlar?

In welchem Haus wohnen sie?

- Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.
- Onlar yolun diğer tarafında yaşıyorlar.

Sie leben auf der anderen Seite der Straße.

Bir bakın bakalım nasıl yaşıyorlar?

Schauen Sie und sehen Sie, wie sie leben?

On yıldır bu kasabada yaşıyorlar.

Sie leben schon zehn Jahre in dieser Stadt.

Pekin'e yakın bir şehirde yaşıyorlar.

Sie wohnen in einer Stadt in der Nähe von Peking.

Onlar büyük bir evde yaşıyorlar.

- Sie leben in einem großen Haus.
- Sie wohnen in einem großen Haus.

İngiltere'de küçük bir köyde yaşıyorlar.

Sie leben in einem kleinen Dorf in England.

Onlar bir sosyal konutta yaşıyorlar.

Sie wohnen in einer Sozialwohnung.

Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.

Sie leben auf der anderen Seite der Straße.

Birçok ülke benzer sorunlar yaşıyorlar.

Viele Länder haben mit ähnlichen Problemen zu kämpfen.

Tom ve Mary burada yaşıyorlar.

Hier wohnen Tom und Mary.

- Onlar nerede yaşıyor?
- Nerede yaşıyorlar?

Wo leben sie?

Tom ve Mary nerede yaşıyorlar?

Wo wohnen Tom und Maria?

Onlar başka bir ülkede yaşıyorlar.

Sie leben in einem anderen Land.

İnsanlar artık daha iyi yaşıyorlar.

Die Menschen leben jetzt besser.

Onlar yakın bir yerde yaşıyorlar.

Sie wohnen in der Nähe.

O zaman neden burada yaşıyorlar?

Warum leben die dann hier?

Tom ve Mary, Avustralya'da yaşıyorlar.

Tom und Maria leben in Australien.

Orta ve Güney Amerika ormanlarında yaşıyorlar

Sie leben im Dschungel von Zentral- und Südamerika

Ve çok büyük koloniler halinde yaşıyorlar

und sie leben in sehr großen Kolonien

Tom ve Mary bir bungalovda yaşıyorlar.

Tom und Mary wohnen in einem Bungalow.

Şu anda sunucularımız ağır yük yaşıyorlar.

Unsere Dienstrechner sind derzeit schwer ausgelastet.

Tom ve Mary aynı evde yaşıyorlar.

Tom und Maria wohnen in demselben Haus.

Kadınlar çoğunlukla erkeklerden daha uzun yaşıyorlar.

Frauen leben normalerweise länger als Männer.

Tom ve Mary aynı caddede yaşıyorlar.

Tom und Maria wohnen in derselben Straße.

Tom ve Mary kütüphanenin yakınında yaşıyorlar.

- Tom und Maria wohnen nahe der Bibliothek.
- Tom und Maria wohnen in der Nähe der Bücherei.

Tom ve Mary babalarıyla Boston'da yaşıyorlar.

Tom und Maria leben zusammen mit ihrem Vater in Boston.

Mary'nin anne ve babası bir konakta yaşıyorlar.

- Marias Eltern leben in einer Villa.
- Marias Eltern leben in einem Herrenhaus.

Tom ve Mary kiralık bir evde yaşıyorlar.

- Tom und Maria wohnen in einem Miethaus.
- Tom und Maria wohnen in einem Mietshaus.

Tom ve Mary şehrin aynı bölümünde yaşıyorlar.

Tom und Maria wohnen in demselben Stadtteil.

Tom ve Mary üç yıldır Boston'da yaşıyorlar.

Tom und Maria leben schon seit drei Jahren in Boston.

Tom ve Mary oğulları ile Boston'da yaşıyorlar.

Tom und Maria wohnen mit ihrem Sohn in Boston.

Tom ve Mary bir ağaç evinde yaşıyorlar.

Tom und Maria wohnen in einem Baumhaus.

Tom ve Mary bir seyyar evde yaşıyorlar.

Tom und Maria haben ihr Heim in einem Wohnwagen.

Bay ve Bayan Smith şimdi birbirlerinden ayrı yaşıyorlar.

Herr und Frau Schmidt leben jetzt getrennt.

Tom ve Mary sessiz bir yerleşim bölgesinde yaşıyorlar.

Tom und Maria leben in einem ruhigen Wohngebiet.

Genellikle kadınlar erkeklerden on yıl daha uzun yaşıyorlar.

Im Allgemeinen leben Frauen zehn Jahre länger als Männer.

Tom ve Mary geleneksel bir Japon evinde yaşıyorlar.

Tom und Maria wohnen in einem traditionell-japanischen Haus.

Bazı insanlar köpeklerine köpek yiyeceği yedirmede sorun yaşıyorlar.

Einigen fällt es schwer, ihre Hunde dazu zu bringen, dass sie Hundefutter fressen.

Tom ve Mary, babaları ile birlikte Boston'da yaşıyorlar.

- Tom und Maria wohnen bei ihrem Vater in Boston.
- Tom und Maria leben zusammen mit ihrem Vater in Boston.

Tom ve Mary nehrin kenarındaki bir evde yaşıyorlar.

Tom und Maria wohnen in einem Haus am Fluss.

Tom ve Mary bir milli parka yakın yaşıyorlar.

Tom und Maria wohnen in der Nähe eines Nationalparks.

- Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
- Onlar uzun süredir burada yaşıyorlar.

Die wohnen schon eine lange Zeit hier.

- Mary ve Tom sadece altı aydır burada yaşıyorlar ama şimdiden iyi adapte olmuşlar.
- Mary ve Tom yalnızca altı aydır burada oturuyorlar ama şimdiden iyi uyum sağladılar.

Maria und Tom leben erst sechs Monate hier, aber sie haben sich schon gut eingelebt.