Translation of "Sırtında" in German

0.003 sec.

Examples of using "Sırtında" in a sentence and their german translations:

Dedesini sırtında taşıdı.

Er trug seinen Großvater auf dem Rücken.

Bebeği sırtında taşıyordu.

Sie trug das Baby auf ihrem Rücken.

Oğlunu sırtında taşıdı.

Sie trug ihren Sohn auf dem Rücken.

Bu tırtılların sırtında yaşıyorlar

Sie leben auf dem Rücken dieser Raupen

Tom sırtında oğlunu taşıyordu.

Tom trug seinen Sohn auf dem Rücken.

Mary, oğlunu sırtında taşıdı.

Maria trug ihren Sohn auf dem Rücken.

Tom, Mary'yi sırtında taşıdı.

Tom trug Mary auf seinem Rücken.

Tom oğlunu sırtında taşıdı.

Tom trug seinen Sohn auf dem Rücken.

O, sırtında bir bebek taşıdı.

Sie trug ein Baby auf dem Rücken.

O, sırtında bir ağrı hissetti.

Er fühlte einen Schmerz in seinem Rücken.

Tom'un sırtında bir kazağı var.

Tom hat seinen Pulli falschrum an.

Tom sırtında bir ağrı hissetti.

Tom fühlte einen Schmerz in seinem Rücken.

Tom, sırtında bir bıçakla öldü.

Tom starb mit einem Messer im Rücken.

Onu sırtında taşıyor tırtılın sırtından inmiyor

Wenn er es auf dem Rücken trägt, löst sich die Raupe nicht von seinem Rücken

O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

Sie trägt einen Rucksack auf dem Rücken.

Yerdeki adamın sırtında bir bıçağı vardı.

Dem Manne auf dem Boden stak ein Messer im Rücken.

Tom'un sırtında bir yılan dövmesi var.

Tom hat ein Schlangentattoo auf dem Rücken.

At sırtında bir adam yol boyunca geldi.

Ein berittener Mann kam den Weg entlang.

Tom, sırtında kendi ulaşamadığı yeri Meryem'e kaşıttı.

Tom ließ sich von Maria dort, wo er nicht hinkam, am Rücken kratzen.

Yere sadece yürüyerek veya at sırtında ulaşılabilir.

Der Ort ist nur zu Fuß oder per Pferd erreichbar.

Işte yaprak bitinin sırtında böyle şekerli bir yapı var

Auf der Rückseite der Blattlaus befindet sich eine so süße Struktur

Bazı tırtıllar yine bit gibi sırtında şekerli bir salgı üretiyor

Einige Raupen produzieren immer noch ein zuckerhaltiges Sekret auf dem Rücken wie Läuse

Çocuklar, babanın sırtında ve o her birinize bir hediye getirdi.

Kinder, Papa ist zurück, und er hat jedem von euch ein Geschenk mitgebracht!