Translation of "Tanımıyorum" in German

0.010 sec.

Examples of using "Tanımıyorum" in a sentence and their german translations:

- Onların hiçbiri tanımıyorum.
- Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- Onlardan birini tanımıyorum.

- Ich kenne keine von ihnen.
- Ich kenne keinen von ihnen.

Onu tanımıyorum.

Ich bin nicht mit ihm bekannt.

Seni tanımıyorum.

- Ich kenne euch nicht.
- Ich kenne Sie nicht.
- Ich kenne dich nicht.

Herkesi tanımıyorum.

Ich kenne nicht alle.

Komşularımı tanımıyorum.

Ich kenne meine Nachbarn nicht.

Onları tanımıyorum.

Ich kenne sie nicht.

- Onların hiçbiri tanımıyorum.
- Onlardan hiçbirini tanımıyorum.

Ich kenne keine von ihnen.

- Bu insanları tanımıyorum.
- O insanları tanımıyorum.

- Ich kenne diese Leute nicht.
- Ich kenne die Leute nicht.

- Seni hiç tanımıyorum.
- Sizi hiç tanımıyorum.

- Ich kenne Sie überhaupt nicht.
- Ich kenne dich überhaupt nicht.
- Ich kenne euch gar nicht.

- Boston'da kimseyi tanımıyorum.
- Boston'da hiç kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne niemanden in Boston.

Onu hiç tanımıyorum.

- Sie ist mir völlig fremd.
- Sie ist eine Wildfremde für mich.

Onlardan hiçbirini tanımıyorum.

- Ich kenne keinen der beiden.
- Ich kenne keinen von beiden.

Onu tanımıyorum bile.

Ich kenne sie noch nicht einmal.

Artık seni tanımıyorum.

Ich erkenne dich nicht wieder!

Öyle birini tanımıyorum.

Ich kenne niemanden, der so ist.

O kişiyi tanımıyorum.

Ich kenne diesen Menschen nicht.

Kesinlikle onları tanımıyorum.

Ich kenne die auf keinen Fall.

Onların hepsini tanımıyorum.

Ich kenne sie nicht alle.

İkizlerin hiçbirini tanımıyorum.

Ich kenne keinen der Zwillinge.

Burada kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne hier niemanden.

O adamı tanımıyorum.

Ich kenne diesen Menschen nicht.

Tom'u gerçekten tanımıyorum.

Ich kenne Tom wirklich nicht.

Seni gerçekten tanımıyorum.

- Ich kenne euch wirklich nicht.
- Ich kenne dich wirklich nicht.

Tom'u neredeyse tanımıyorum.

Ich kenne Tom kaum.

Ben kimseyi tanımıyorum.

Ich erkenne niemanden.

Hiçbir Kanadalıyı tanımıyorum.

Ich kenne keine Kanadier.

Bu adamı tanımıyorum.

Ich kenne diesen Mann nicht.

O kadını tanımıyorum.

Ich kenne diese Frau nicht.

Bu kadını tanımıyorum.

Ich kenne diese Frau nicht.

Erkek kardeşini tanımıyorum.

- Ich kenne Ihren Bruder nicht.
- Ich kenne euren Bruder nicht.
- Ich kenne deinen Bruder nicht.

Bu doktoru tanımıyorum.

Ich kenne diesen Arzt nicht.

Resimdeki insanlardan hiçbirini tanımıyorum.

Ich kenne keine der Personen auf dem Bild.

Onun öğrencilerinden hiçbirini tanımıyorum.

Ich kenne keinen ihrer Schüler.

Bu kasabada kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne niemanden in dieser Stadt.

Ben onu gerçekten tanımıyorum.

Ich kenne ihn wirklich nicht.

Bu okuldaki herkesi tanımıyorum.

Ich kenne nicht jeden aus dieser Schule.

Bu isimle kimseyi tanımıyorum.

- Ich kenne keinen mit diesem Namen.
- Ich kenne niemanden, der so heißt.

Onu çok iyi tanımıyorum.

Ich kenne sie nicht besonders gut.

O kadını gerçekten tanımıyorum.

Ich kenne diese Frau wirklich nicht.

Üç adamdan hiçbirini tanımıyorum.

Ich kenne keinen der drei Männer.

Öğretmenimizle konuşan kadını tanımıyorum.

Ich kenne die Frau nicht, die mit unserem Lehrer spricht.

- Onu tanımıyorum.
- Onu bilmiyorum.

- Ich kenne sie nicht.
- Sie ist mir fremd.

Seni neredeyse hiç tanımıyorum.

Ich kenne dich kaum.

Ben onları hiç tanımıyorum.

- Ich kenne sie überhaupt nicht.
- Ich kenne diese Leute überhaupt nicht.

Bu isimlerden hiçbirini tanımıyorum.

Ich kenne keinen dieser Namen.

Bu adamlardan hiçbirini tanımıyorum.

Ich kenne keinen dieser Männer.

Daha seni tanımıyorum bile.

Ich weiß gar nichts über dich.

Neredeyse Tom'u hiç tanımıyorum.

Ich kenne Tom fast gar nicht.

Boston'da hiç kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne niemanden in Boston.

- Burayı tanımıyorum.
- Buranın yabancısıyım.

Ich kenne mich hier nicht aus.

Hiç kör adam tanımıyorum.

- Ich kenne keine Blinden.
- Ich kenne keine blinden Männer.

O isimde birini tanımıyorum.

Ich kenne niemanden dieses Namens.

Tom hariç, kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne niemanden außer Tom.

Tom'u beğenen birini tanımıyorum.

Ich kenne niemanden, der Tom mag.

Bu el yazısını tanımıyorum.

Ich erkenne diese Handschrift nicht.

Ben de onu tanımıyorum.

Ich kenne ihn auch nicht.

Tom'un erkek kardeşini tanımıyorum.

Ich kenne Toms Bruder nicht.

Tom'un ebeveynlerinden birini tanımıyorum.

Ich kenne keinen von Toms Elternteilen.

- Senin kadar çok insan tanımıyorum.
- Senin tanıdığın kadar çok insan tanımıyorum.

Ich kenne nicht so viele Leute wie du.

Onu tanımıyorum, tanımak da istemiyorum.

Ich kenne sie nicht, noch möchte ich sie kennenlernen.

Fransızca konuşabilen hiç kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne niemanden, der Französisch sprechen kann.

Bu kentteki hiç kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne niemanden in dieser Stadt.

Bu isimlerden yarısından çoğunu tanımıyorum.

Mehr als die Hälfte dieser Namen kommen mir nicht bekannt vor.

Bu gömleği tanımıyorum. O kimin?

Ich erkenne dieses Hemd nicht wieder. Wem gehört es?

Onu o kadar iyi tanımıyorum.

Ich kenne ihn nicht so gut.

Gerçekten Tom'u çok iyi tanımıyorum.

Ich kenne Tom gar nicht so gut.

Çince konuşabileceğim herhangi birini tanımıyorum.

Ich kenne niemanden, mit dem ich mich auf Chinesisch unterhalten könnte.

Hayır, senin erkek kardeşini tanımıyorum.

Nein, ich kenne Ihren Bruder nicht.

Kızların her ikisini de tanımıyorum.

Ich kenne keines der beiden Mädchen.

Ben bu kasabada burada kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne niemanden hier in der Stadt.

Tom'u tanımıyorum ama kız kardeşini tanıyorum.

Tom kenne ich nicht, wohl aber seine Schwester.

Beni tanıyor musun? - Hayır, seni tanımıyorum.

Kennst du mich? — Nein, ich kenne dich nicht.

Tom'u iyi tanımıyorum fakat karısını tanıyorum.

- Tom kenne ich nicht besonders gut, dafür aber seine Frau.
- Ich kenne Tom nicht gut, aber dafür ist seine Frau mir wohlbekannt.

Gerçekten Tom'u o kadar iyi tanımıyorum.

So gut kenne ich Tom eigentlich nicht.

Orada Tom'dan başka hiç kimseyi tanımıyorum.

Abgesehen von Tom kenne ich hier niemanden.

Ben bu filmlerden hoşlanan kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne niemanden, dem diese Filme gefallen.

Henüz Tom'u o kadar iyi tanımıyorum.

So gut kenne ich Tom noch nicht.

Tom hariç buradaki hiç kimseyi tanımıyorum.

Ich kenne hier niemanden außer Tom.

Onun erkek kardeşlerinden herhangi birini tanımıyorum.

Ich kenne keinen seiner Brüder.

O benim komşum ama onu iyi tanımıyorum.

Er ist mein Nachbar, aber ich kenne ihn nicht gut.

- Onu neredeyse tanımıyorum.
- Onu çok az tanıyorum.

Ich kenne ihn kaum.

Komşum olmasına rağmen Tom'u çok iyi tanımıyorum.

Obwohl Tom mein Nachbar ist, kenne ich ihn nicht allzu gut.

- Ama seni hiç bilmiyorum!
- Ama seni hiç tanımıyorum!

Aber ich kenne euch doch überhaupt nicht!

Dostum, neden bu kadar ciddisin? Artık seni tanımıyorum gibi.

So ernst, mein Freund? Ich kenne dich nicht mehr.

Sen beni tanıyorsun gibi görünüyor ama ben seni tanımıyorum.

- Sie scheinen mich zu kennen, aber ich kenne Sie nicht.
- Du scheinst mich zu kennen, aber ich kenne dich nicht.

Görünüşe göre sen beni tanıyorsun ama ben seni tanımıyorum.

- Sie scheinen mich zu kennen, aber ich kenne Sie nicht.
- Du scheinst mich zu kennen, aber ich kenne dich nicht.

Hayır, onu tanımıyorum. Tabii ki, ben onun kim olduğunu biliyorum, ama ben şahsen onunla tanışmış değilim.

Nein, ich kenne ihn nicht. Natürlich weiß ich, wer er ist, aber ich kenne ihn nicht persönlich.