Translation of "Sizi" in Spanish

0.014 sec.

Examples of using "Sizi" in a sentence and their spanish translations:

Sizi gidiler sizi

Te fueron

Sizi seviyorum.

Los quiero.

Belki sizi,

Tal vez me preguten sobre ustedes.

Sizi arayacağız.

Os llamaremos.

Sizi özleyeceğiz.

Te vamos a extrañar.

Sizi istiyorlar.

- Ellos os desean.
- Ellas os desean.
- Ellos los desean a ustedes.
- Ellas los desean a ustedes.
- Ellos las desean a ustedes.
- Ellas las desean a ustedes.
- Ellos lo desean a usted.
- Ellos la desean a usted.
- Ellas lo desean a usted.
- Ellas la desean a usted.

Sizi bekliyoruz.

Te estamos esperando.

Sizi anlamıyorum.

No le entiendo.

Sizi göremiyorum.

No puedo verlos.

Sizi gördük.

- Te vimos.
- Te veíamos.

Sizi bekliyorum.

Os estoy esperando.

Sizi özleyeceğim.

- Te echaré de menos.
- Os echaré de menos.
- Voy a extrañarles.
- Voy a extrañarte.

Sizi kasdetmiyorum.

No me refiero a ti.

Sizi gururlandırıyor.

Te enorgullece.

- Sizi ilgilendirmez.
- Bu sizi ilgilendirmez!
- Sana ne.

Esto no es asunto tuyo.

Hedef, sizi konuşmaya,

El objetivo es que empieces a hablar,

Beni ve sizi.

a Uds. y a mí.

Sizi temin ederim,

Les aseguro

"Sizi, şimdi konuşturmayacağım.

"Señor, no le dejo hablar ahora.

Kimsenin sizi izlemediği

a pesar de que en esa situación,

sizi üzecek değilim

no te molestaré

sizi yanlış yönlendirebilirim

puedo engañarte

Sizi tahrik ediyor

Te conduce

Sizi başkana bağlayacağım.

Le paso con el presidente.

Birisi sizi arıyor.

Alguien te está llamando.

Tom sizi ısırmayacaktır.

Tom no te va a morder.

Sizi dinlemek istemiyorum.

- ¡No quiero escucharte!
- No quiero escucharos.

Sizi incittim mi?

- ¿Te he hecho daño?
- ¿Te lastimé?

Ben sizi arıyorum.

Te estoy buscando.

İsa sizi karşılar.

Jesús te acepta.

Sizi tanıyor muyum?

¿Os conozco?

Sizi çok özlüyoruz.

Os echamos mucho de menos.

Sizi görmeyi umuyorum.

Espero veros.

Sizi tanıyor muyuz?

- ¿Acaso te conocemos?
- ¿Os conocemos?
- ¿Te conocemos?

Sizi çok seviyoruz.

Os queremos mucho.

Onlar sizi kovamaz.

- No pueden despediros.
- No pueden despedirle.
- No pueden despedirles.

Cehennem sizi bekliyor.

El infierno te espera.

Herkes sizi bekliyor.

Todos os están esperando.

Bu sizi ilgilendirmez.

No es de tu incumbencia.

Üzgünüm! Sizi hatırlayamıyorum.

Lo siento, no consigo acordarme de usted.

Sizi özleyeceğim çocuklar.

Voy a echarlos de menos, muchachos.

Sizi özlüyorum arkadaşlar.

Os extraño.

Sizi hiç anlamıyorum.

No te entiendo por nada.

Zehir sizi öldürebilir.

El veneno te puede matar.

Sizi korkuttum mu?

¿Te he asustado?

Sizi burada bekleyeceğim.

Os esperaré aquí.

Sizi muayene etmeyeceğim.

No te examino.

Sizi pişman etmeyeceğim.

No haré que os arrepintáis.

Tom sizi duyamaz.

Tom no puede oíros.

Tom sizi bekliyor.

Tom te está esperando.

Sizi Allah yarattı.

Dios te creó.

Sizi eve götürüyorum.

Os llevo a casa.

Sizi tekrar arayacağım.

Volveré a llamaros.

Tanrı sizi korusun.

¡Que Dios te bendiga!

O sizi hatırlıyor.

Ella te recuerda.

Umarım sizi uyandırmadım.

Espero no haberla despertado.

- Onlar seni arıyorlar.
- Onlar sizi arıyorlar.
- Sizi arıyorlar.

- Ellos te están buscando.
- Os están buscando.

- Kişisel olarak sizi ziyaret edeceğim.
- Sizi kişisel olarak ziyaret edeceğim.
- Sizi şahsen ziyaret edeceğim.

Yo te visitaré personalmente.

- Biri seni gözlüyor.
- Biri sizi gözlüyor.
- Birisi sizi izliyor.

Alguien te está mirando.

Sizi 2010 yılına götüreyim,

Me gustaría llevarlos al 2010.

O sizi kuvvetlendirmeye başlar

entonces empieza uno a rehacerse,

Sizi resmen içine çekiyor!

Me chupa. Literalmente.

Sizi resmen içine emiyor.

Me chupa. Literalmente.

Bu da sizi meraklandırıyor:

Lo que hace que te preguntes:

- Seni istiyorum.
- Sizi istiyorum.

Yo te deseo.

- Seni suçlamıyorum.
- Sizi suçlamıyorum.

- No te culpo.
- No os culpo.
- No se lo reprocho.
- No os lo reprocho.

Sizi ne rahatsız ediyor?

¿Qué te aflige?

Şimdi sizi müzikle eğlendireyim.

Ahora permíteme entretenerte con música.

Saat üçte sizi arayacağım.

Os llamaré a las tres.

Yarın sizi görebilir miyim?

¿Puedo verte mañana?

Sizi çok beklettim mi?

¿Le he hecho esperar mucho?

Arı sizi nerede soktu?

¿Dónde te picó la abeja?

Sizi yakında görebilmeyi umuyorum.

Espero verte pronto.

Açıkçası köpeklerim sizi koruyacaktır!

- ¡Obviamente, mis perros los protegerán!
- ¡Obviamente, mis perros te protegerán!

Sizi yarın ziyaret edeceğim.

Os visitaré mañana.

Biz zaten sizi affettik.

- A vosotros ya os perdonamos.
- Ya te hemos perdonado.

Açıkçası, ben sizi sevmiyorum.

Sinceramente, no me gustas.

Bütün gün sizi bekledik.

- Estuvimos esperándote un día entero.
- Te esperamos el día entero.

Sizi korumak için buradayız.

- Estamos aquí para protegerte.
- Estamos aquí para protegerles.

Sizi tekrar arayabilir miyim?

¿Te puedo llamar otra vez?

Öpmemi istemiyorsanız sizi öpmeyeceğim.

No te voy a besar si no quieres.

Sizi tekrar görmeyi umuyoruz.

Esperamos volver a veros.

Sizi ziyaret etmek istiyorum.

Quiero visitaros.

Yarın sizi ziyaret edeceğiz.

- Nosotros te visitaremos mañana.
- Nosotras te visitaremos mañana.
- Te visitaremos mañana.