Translation of "Silahı" in German

0.008 sec.

Examples of using "Silahı" in a sentence and their german translations:

Silahı bırak.

- Lassen Sie die Waffe fallen!
- Lass die Waffe fallen!

Silahı ateşledim.

Ich habe das Gewehr abgefeuert.

Bana silahı ver.

Gib mir die Waffe!

Silahı aşağı indir!

- Legen Sie die Waffe nieder!
- Leg die Waffe nieder!

Cinayet silahı bu.

Das ist die Mordwaffe.

Cinayet silahı bulunamadı.

Die Mordwaffe wurde nicht gefunden.

Tom'un silahı var.

Tom hat eine Waffe.

Ve deprem silahı gibi

und wie eine Erdbebenwaffe

Silahı masanın üzerine koy.

Leg die Pistole auf den Tisch.

O silahı yere bıraktı.

Er legte die Pistole nieder.

Jenny'nin bir silahı var.

- Jenny hat eine Waffe.
- Jenny hat eine Pistole.

Tom silahı yere bıraktı.

Tom legte die Waffe auf den Boden.

Onun bir silahı var.

Er hat eine Waffe.

Ordunun çok silahı vardı.

Die Armee hatte viele Waffen.

Bu, cinayet silahı değildir.

Das ist nicht die Mordwaffe.

Tom'un bir silahı vardı.

Tom hatte eine Waffe.

Dikkat et, adamın silahı var.

Pass auf, der Typ hat ein Gewehr.

Tom, silahı Mary'nin kafasına dayandı.

Tom hielt Maria die Waffe an den Kopf.

Adam bir silahı dedektife doğrulttu.

Der Mann richtete eine Pistole auf die Kriminalbeamten.

Tom'un bir silahı var mıydı?

War Tom bewaffnet?

Tom'un gizli bir silahı var.

Tom hat eine Geheimwaffe.

Silahı onu bulduğum yere bırakmalıydım.

Ich hätte die Waffe da lassen sollen, wo ich sie gefunden habe.

Polisin silahı niçin bulamadığını merak ediyorum.

Ich frage mich, warum die Polizei die Waffe nicht gefunden hat.

Belki bir silahı nasıl kullanacağını öğrenmelisin.

- Vielleicht solltest du mit einer Waffe umzugehen lernen.
- Vielleicht solltest du lernen, eine Waffe zu führen.

Tom gizli bir silahı olduğunu söylüyor.

Tom sagt, er habe eine Geheimwaffe.

Tom bir silahı varmış gibi yaptı.

Tom tat so, als hätte er eine Pistole.

Adam silahı alnına dayadı ve tetiği çekti.

Der Mann richtete die Waffe auf seine Stirn und drückte den Abzug.

Tembel hayvanların gizli silahı dört bölmeli bir mide

Die Geheimwaffe von Faultieren ist ihr 4-Kammer-Magen

Tom silahı kendi kafasına dayadı ve tetiği çekti.

Tom hielt sich die Waffe an den Kopf und drückte ab.

Maymunlar da insan öldürür ama sadece onların silahı varsa.

Affen töten auch Menschen, aber nur wenn sie Pistolen haben.

- Dikkat et! Oradaki adam silahlı.
- Dikkatli ol! Oradaki adamın silahı var.

Pass auf! Der Mann da drüben hat ein Gewehr.

Ona dikkat et. Onun silahı dildir, o isterse sizinle ölene dek konuşur.

Nimm dich vor ihr in Acht. Ihre Waffe ist die Sprache - wenn sie will, redet sie dich tot.

- Bu silahın nasıl kullanılacağını bilir.
- Bu silahın nasıl kullanılacağını biliyor.
- Bu silahı nasıl kullanacağını biliyor.

Er weiß, wie man diese Waffe verwendet.