Translation of "Bağırdı" in German

0.013 sec.

Examples of using "Bağırdı" in a sentence and their german translations:

Anne bağırdı.

Mama weinte.

Acıdan bağırdı.

- Er schrie vor Schmerz.
- Er schrie vor Schmerzen.

Tom bağırdı.

Tom rief.

Kim bağırdı?

- Wer hat geschrien?
- Wer schrie?

O bağırdı.

Er schrie.

"Yangın" diye bağırdı.

"Feuer!", schrie er.

Tom, Mary'ye bağırdı.

Tom brüllte Mary an.

Yardım için bağırdı.

Er schrie um Hilfe.

O sevinçle bağırdı.

Er weinte vor Freude.

O, ona bağırdı.

Sie schrie ihn an.

O ona bağırdı.

Er brüllte sie an.

O, acıyla bağırdı.

Er schrie vor Schmerzen.

O sevinçten bağırdı.

Er weinte vor Freude.

O, acı içinde bağırdı.

- Er schrie vor Schmerz.
- Er schrie vor Schmerzen.

O, yardım için bağırdı.

Sie schrie um Hilfe.

Tom acı içinde bağırdı.

- Tom schrie vor Schmerz.
- Tom schrie vor Schmerzen.

Tom yardım için bağırdı.

Tom schrie um Hilfe.

Çocuğa bağırdı: "Sessiz ol!".

Sie schrie die Kinder an: „Seid still!“

Çocuk yardım için bağırdı.

Das Kind rief laut um Hilfe.

Ken yardım için bağırdı.

Ken rief um Hilfe.

Tom sana bağırdı mı?

- Hat Tom dich angeschrien?
- Hat Tom euch angeschrien?
- Hat Tom Sie angeschrien?

Mary "Hayııır!" diye bağırdı.

„O nein!“ rief Maria.

Tom neden sana bağırdı?

- Warum hat Tom dich angeschrien?
- Warum hat Tom euch angeschrien?
- Warum hat Tom Sie angeschrien?

Birisi onun ismini bağırdı.

Jemand hat seinen Namen gerufen.

Kız hepimizin paylaştığı korkuyla bağırdı.

Das Mädchen schrie vor Angst, und auch wir empfanden sie.

Boğulan adam yardım için bağırdı.

Der ertrinkende Mann rief um Hilfe.

Tom bütün gece boyunca bağırdı.

- Tom weinte die ganze Nacht.
- Tom weinte die ganze Nacht hindurch.
- Tom hat die ganze Nacht über geweint.

Dikkatli olması için ona bağırdı.

Er schrie sie an, vorsichtig zu sein!

Yardım için yüksek sesle bağırdı.

Er schrie mit lauter Stimme um Hilfe.

Aniden, Tom acı içinde bağırdı.

Plötzlich schrie Tom vor Schmerz.

Tom Fransızca bir şey bağırdı.

Tom schrie etwas auf Französisch.

Tom "Yangın var!" diye bağırdı.

Tom rief: „Es brennt!“

Tom sebepsiz yere bağırdı bana.

Tom schrie mich grundlos an.

Tom kendisi kısık sesle bağırdı.

Tom schrie sich heiser.

Yaralı adam yardım için bağırdı.

Der verletzte Mann schrie um Hilfe.

Ona bağırdı fakat o duymadı.

Die Frau rief ihm zu, aber der Mann hörte die Frau nicht.

Tom Mary'ye yalancı diye bağırdı.

- Tom nannte Mary eine Lügnerin.
- Tom bezeichnete Mary als Lügnerin.

Tom Mary'ye korkak diye bağırdı.

- Tom nannte Mary einen Feigling.
- Tom bezeichnete Mary als Feigling.

Tom avazı çıktığı kadar bağırdı.

Tom schrie, so laut er konnte.

Hırsızı korkutmak için bazı sözler bağırdı.

Die Worte schrie er, um dem Dieb Angst zu machen.

O bağırdı ama kimse onu duymadı.

Sie schrie, aber keiner hörte sie.

- Tom, Mary'ye bağırdı.
- Tom, Mary'ye seslendi.

Tom schrie Mary an.

"Hangi cehennemdeydin?" diye bağırdı Tom'un annesi.

„Wo in aller Welt bist du gewesen?“ schrie Toms Mutter.

Küçük kız avazı çıktığı kadar bağırdı.

Das kleine Mädchen schrie, so laut es konnte.

- Küçük kız “Kay, ne yapıyorsun?” diye bağırdı.
- “Sen ne yapıyorsun Kay?” diye bağırdı ufak kız.

„Kay, was machst du da?“, schrie das kleine Mädchen.

Öfkeyle bir ölçek merdiveni aldı ve bağırdı,

Wütend nahm er eine Leiter und rief:

Yardım için bağırdı fakat hiç kimse gelmedi.

Sie rief um Hilfe, aber niemand kam.

"Kralın kızını kazanmalıyım!" diye bağırdı ikisi de.

„Ich werde die Königstochter freien!“ riefen sie beide aus.

O, küvetten çıktı ve "Eureka!" diye bağırdı.

Er stieg aus der Badewanne und schrie: "Heureka!"

Yardım için bağırdı fakat kimse onu duymadı.

Sie rief um Hilfe, doch niemand hörte sie.

Çocuklar "Bir hikaye! Bir hikaye!" diye bağırdı .

„Eine Geschichte! Eine Geschichte!“ riefen die Kinder.

Banka soyguncusu " hepiniz, olduğunuz yerde kalın!" diye bağırdı

- Der Bankräuber schrie: „Bleibt alle, wo ihr seid!“
- Der Bankräuber schrie: „Keiner bewegt sich!“

O yardım için bağırdı ama hiç kimse gelmedi.

Sie schrie um Hilfe, doch niemand kam.

Tom herkesin duyması için yeterince yüksek sesle bağırdı.

Tom schrie so laut, dass es jeder hören konnte.

O, polise bağırdı ve bir bıçak sallayarak tehdit etti.

Sie schrie und bedrohte einen Polizisten mit einem gezückten Messer.

Tom bir bardak sütünü dökerken Mary "Hayıır!" diye bağırdı.

„Nein!“ schrie Maria, als Tom ihr Glas voll Milch verschüttete.

"Bana bak" diye bağırdı Echo, "Bana bak Anne, uçuyorum!"

„Sieh mal!“ rief Echo. „Sieh mal, Mama! Ich fliege!“

Seyirci en az bir tam dakika boyunca "Bravo!" diye bağırdı.

Mindestens eine volle Minute lang kamen Bravorufe aus dem Publikum.

- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.

- Ein Mann rief etwas, während er winkte.
- Der Mann winkte und rief etwas.