Translation of "çıkamayacak" in German

0.041 sec.

Examples of using "çıkamayacak" in a sentence and their german translations:

Ben sadece tatile çıkamayacak kadar çok meşgulüm.

Ich bin einfach zu beschäftigt, um jetzt Urlaub zu nehmen.

Onun felci ilerliyor ve yakında yataktan çıkamayacak.

Seine Lähmung schreitet fort, und bald wird er nicht mehr aufstehen können.

Yaşlı kadın yataktan çıkamayacak kadar çok zayıf.

Die alte Frau hat keine Kraft um aufzustehen.