Translation of "Yazma" in French

0.005 sec.

Examples of using "Yazma" in a sentence and their french translations:

Kırmızı mürekkeple yazma.

- Ne pas écrire à l'encre rouge.
- N'écris pas à l'encre rouge.
- N'écrivez pas à l'encre rouge.

O okuma yazma bilmiyor.

Il est analphabète.

Parklar yazma için idealdir.

Les parcs sont parfaits pour écrire.

- Okuma ve yazma biliyor musun?
- Okuma ve yazma biliyor musunuz?

Savez-vous lire et écrire ?

Bence sanıklara yazma ödevi vermek

Assigner des dissertations aux prévenus

O, okuma ve yazma öğretir.

Elle enseigne à lire et à écrire.

Mektup yazma sanatı yitip gidiyor.

La rédaction de lettres devient un art perdu.

Ben senin yazma tarzını seviyorum.

- J'aime la façon dont tu écris.
- J'aime votre façon d'écrire.
- J'aime la manière dont vous écrivez.

Bana böyle uzun mektuplar yazma.

Ne m'écris pas de si longues lettres.

Tom'un dedesi okuma yazma bilmiyordu.

Le grand-père de Tom était illettré.

Onun ayağı ile yazma yeteneği şaşırtıcı.

- Sa capacité à écrire avec le pied est surprenante.
- Sa capacité d'écrire du pied est étonnante.

Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmemektedir.

Un milliard d'adultes sont analphabètes.

Bir milyar yetişkin, okuma yazma bilmiyor.

Un milliard d'adultes sont analphabètes.

- Ben okuma yazma bilmiyorum.
- Ben cahilim.

Je suis analphabète.

Bin milyon yetişkin okuma yazma bilmiyor.

Un milliard d'adultes sont analphabètes.

Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmez.

Un milliard d'adultes sont analphabètes.

Avrupalıların yalnızca %15'i okuma yazma biliyordu.

pas plus de 15% des Européens savaient lire ou écrire.

Fakat o yıllarda kadınlarda okuma yazma oranı

Mais le taux d'alphabétisation des femmes dans ces années

İyi İngilizce yazma, çok fazla pratik gerektirir.

- Écrire du bon anglais demande beaucoup de pratique.
- Bien écrire anglais nécessite beaucoup de pratique.

O bana okuma yazma bilip bilmediğimi sordu.

- Elle m'a demandé si je savais lire et écrire.
- Elle me demanda si je savais lire et écrire.

Onu yorumlarda yazma yerine onu eklemiş olabilirsin.

Tu aurais pu l'ajouter au lieu de l'écrire en commentaires.

Yazma yarışmasında bir ödül kazandın, değil mi?

Vous avez remporté un prix au concours d'orthographe, non?

Benim veri yazma yazılımım bir hata mesajı gösteriyor.

Mon logiciel de gravure affiche un message d'erreur.

- Okuma yazma bilmiyor musun?
- Okuman yazman yok mu?

- Es-tu analphabète ?
- Êtes-vous analphabète ?

1685 itibarıyla Fransızların beşte dördü açıkça okuma yazma bilmiyordu.

Les quatre cinquièmes des Français étaient parfaitement analphabètes vers 1685.

O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.

Bien qu'il ait écrit rapidement, il avait beaucoup d'erreurs dans ses écritures.

- Tom okuma-yazma bilmiyor.
- Tom okuryazar değil.
- Tom'un okuması yazması yok.
- Tom elifi görse mertek sanır.

Tom est analphabète.