Translation of "Saldırgan" in French

0.003 sec.

Examples of using "Saldırgan" in a sentence and their french translations:

O saldırgan.

Elle est agressive.

Bu saldırgan.

- C'est offensant.
- C'est grossier.

Saldırgan kaçtı.

L'agresseur s'est enfui.

Biz saldırgan olacağız.

Nous allons être agressifs.

Tom çok saldırgan oldu.

Tom devint très agressif.

Tom son derece saldırgan.

Tom est très agressif.

Dikkat et! Bu maymun saldırgan.

Attention ! Ce singe est violent.

Benim saldırgan olduğumu düşündüğüne inanamıyorum.

- Je n'arrive pas à croire que vous pensiez que je sois insistant.
- Je n'arrive pas à croire que tu penses que je sois insistant.

Bana karşı saldırgan bir tavır takındı.

Il adoptait une attitude agressive à mon égard.

Dan bilinmeyen bir saldırgan tarafından öldürüldü.

Dan a été tué par un inconnu.

Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.

Un chasseur agressif avec de grands yeux fermement fixés sur le prix.

- Onu saldırgan buluyorum.
- Bunu rencide edici buluyorum.

- Je trouve ça offensant.
- Je trouve ça inapproprié.
- Je trouve ça déplaisant.

Güney Amerika timsahı çok saldırgan bir hayvandır.

Le caïman est un animal très agressif.

. Ney'in kendisini parlak bir taktik lideri yapan saldırgan içgüdüsünün

Il y avait déjà eu des signes que l'instinct agressif de Ney, qui faisait de lui un brillant

- Tom her zaman çok agresiftir.
- Tom her zaman çok saldırgan.

Tom est toujours très agressif.

Saldırgan liderliği General Masséna'dan, ardından Dego'da General Bonaparte'den övgü aldı ve Lannes'ı

agressive obtient les éloges du général Masséna, puis, à Dego, du général Bonaparte

Gibi aktif, saldırgan ve zekiydi. Saalfeld'de, Prens Louis Ferdinand'ın komuta ettiği bir Prusya tümenini bozguna uğratarak

agressif et brillant que jamais. A Saalfeld, il mène le premier grand combat de la guerre,