Translation of "Dan" in French

0.008 sec.

Examples of using "Dan" in a sentence and their french translations:

Dan Bilzerian

Dan Bilzerian

Panik yapma, Dan.

Pas de panique, Dan.

Dan ondan bahsetmedi.

Dan n'en a pas parlé.

Dan hapsi boyladı.

Dan a fini en prison.

Dan adalet istiyor.

Dan veut la justice.

Dan, cesedi fotoğrafladı.

Dan a pris une photo du corps.

Dan kilisede tutuklandı.

Dan fut arrêté à l'église.

Dan yardıma muhtaçtı.

Dan avait désespérément besoin qu'on l'aide.

Dan seni gözleyecek.

Dan va te surveiller.

Dan hep buradadır.

- Dan est ici pour toujours.
- Dan est ici depuis toujours.

Dan boşanmayı düşünüyordu.

Dan envisageait un divorce.

Dan şok halindeydi.

Dan était en état de choc.

Dan küfürlü konuşuyordu.

Dan disait des conneries.

Dan polisi bekliyordu.

Dan attendait la police.

Dan çocukları uyandırdı.

Dan réveilla les enfants.

İyi geceler, Dan.

Bonne nuit, Dan.

Benim adım Dan.

Mon nom est Dan.

- Dan ölmeyi hak etmedi.
- Dan ölmeye layık değildi.

Dan ne méritait pas de mourir.

- Dan hemen Linda'ya vuruldu.
- Dan hemen Linda'ya aşık oldu.

Dan est immédiatement tombé amoureux de Linda.

Whatsapp dan da öğrencilerinize

De Whatsapp à vos étudiants

Dan ve Andrei'yi görüyorum.

Je vois Dan et Andrei.

Dan o kalede doğdu.

Dan est né dans ce château.

Dan kulüpten dışarı atıldı.

Dan a été éjecté du club.

Dan bir maratona katıldı.

Dan a participé à un marathon.

Dan odasının çöpünü temizledi.

Dan a saccagé sa chambre.

Dan, Linda'nın hikayesinden duygulandı.

Dan a été touché par l'histoire de Linda.

Dan, Linda'nın hayatını değiştirdi.

Dan a changé la vie de Linda.

Dan asla pes etmez.

Dan n'abandonnera jamais.

Dan polisle işbirliği yaptı.

Dan s'est montré coopératif avec la police.

Neyse ki, Dan yoldaydı.

Heureusement, Dan était en route.

Dan parktaki çocukları izledi.

Dan observait les enfants dans le parc.

Dan acımasız bir katildi.

Dan était un tueur impitoyable.

Dan başkalarının duygularını umursamadı.

Dan se moquait des sentiments des autres.

Dan, Linda'nın hikayesini doğruladı.

Dan a confirmé le version des faits de Linda.

Dan kendini boğmaya çalıştı.

- Dan a tenté de se noyer.
- Dan a fait une tentative de noyade.

Dan bundan pişman olacak.

Dan va le regretter.

Dan varan ilk kişiydi.

Dan a été le premier à arriver.

Dan suçunu gizlemeye çalıştı.

Dan a essayé de dissimuler son crime.

Dan, Linda'ya dokunmadı bile.

Dan n'a même pas touché Linda.

Dan, Londra'ya doğru yöneldi.

Dan se dirigeait vers Londres.

Dan emekli şerif yardımcısıdır.

Dan est un shérif adjoint à la retraite.

Dan Linda'yı parasız bıraktı.

Dan laissa derrière lui Linda, sans argent.

Dan, polisi başarıyla atlattı.

Dan a échappé à la police avec succès.

Dan telefonunu havuza fırlattı.

Dan jeta son téléphone dans la piscine.

Dan bunu iyi anladı.

Dan l'a bien compris.

Dan bir cinayet dedektifiydi.

Dan était un détective d'homicide.

Dan hemen gözaltına alındı.

Dan a été immédiatement placé en état d'arrestation.

Dan çığlık atıp bağırıyordu.

Dan hurlait comme une bête.

Dan kafasının arkasından vuruldu.

Dan a reçu une balle derrière la tête.

Dan suç çözmede eğitildi.

Dan a été formé pour résoudre des affaires criminelles.

Dan ifade özgürlüğü yanlısıdır.

Dan est pour la liberté d'expression.

- Dan yatak odasını bir ofise dönüştürdü.
- Dan yatak odasını ofise çevirdi.

Dan a transformé sa chambre en un bureau.

Dan altıda Julie için geldi.

Dan est venu accueillir Julie à six heures.

Dan genellikle annesi tarafından azarlanır.

Dan est souvent réprimandé par sa mère.

1990'dan beri burada yaşamaktayım.

J'habite ici depuis 1990.

"Bak, yangın!" diye Dan haykırdı.

"Regarde, un incendie ! !" s'exclama Dan.

2:30'dan beri ayaktayım.

Je suis debout depuis 2 h 30.

Genellikle 6.30'dan önce yerim.

Je mange généralement avant 18 h 30.

Dan evrenin merkezi olduğuna inanıyor.

Dan se prend pour le centre de l'univers.

Dan ve Linda'nın başı dertte.

Dan et Linda ont des problèmes.

Dan, Linda ile mücadele ediyor.

Dan s'est battu avec Linda.

Dan, Linda'ya ilişkilerinin bittiğini söyledi.

Dan a dit à Linda que leur relation était finie.

Dan şimdi polis tarafından aranıyor.

Dan est maintenant recherché par la police.

Dan ilk sınavına hazırlıksız gitti.

Dan est allé à son premier examen à l'improviste.

Dan ırkçı fikirlerini arkadaşlarına övdü.

Dan vantait ses idées racistes à ses amis.

Dan tacizci babası hakkında konuştu.

Dan parla de son père violent.

Dan, Alzheimer belirtileri göstermeye başladı.

Dan a commencé à manifester des symptômes de la maladie d'Alzheimer.

Dan henüz beş yaşındayken kaçırıldı.

Dan a été kidnappé à l'âge de cinq ans seulement.

Dan, Linda'nın en kötü kabusudur.

Dan est le pire cauchemar de Linda.

Dan kendi başına Esperanto öğrendi.

Dan a appris l'espéranto tout seul.

Dan baş şüpheli haline geldi.

Dan est devenu le principal suspect.

Dan tehlikeli suçluların hedefi oldu.

Dan devint la cible des criminels dangereux.

Dan defalarca Linda'ya tecavüz etti.

Dan a violé Linda à plusieurs reprises.

Dan benimle konuşsun. Sözünü kesme.

Laissez Dan me parler. N'interrompez pas.

Dan, beyaz tenis ayakkabılarını giydi.

Dan portait des chaussures de tennis blanches.

Dan çok üzgün ve duygusaldı.

Dan était très contrarié et émotif.

Dan evsizdi ve minibüsünde yaşıyordu.

Dan était sans domicile fixe et vivait dans sa camionnette.

Dan tutuklandı ve tecavüzle suçlandı.

Dan a été arrêté et accusé de viol.

Dan görünüşe göre yatağında öldürüldü.

Dan aurait été assassiné dans son lit.

Dan defalarca telefonda Linda'yla konuştu.

Dan a parlé à Linda au téléphone à maintes reprises.

Dan, Linda'yı yastık kılıfıyla boğdu.

Dan étrangla Linda avec une taie d'oreiller.

Dan durumun ciddi olduğunu anlayamadı.

Dan ne pouvait comprendre l'ampleur de la situation.

Dan tıp fakültesine kabul edildi.

Dan a été admis à la faculté de médecine.

Dan düğünde bir konuşma yaptı.

Dan a prononcé un discours au mariage.

Dan, Linda ile gitmek istedi.

Dan voulait aller avec Linda.

Dan eve çok sarhoş geldi.

Dan est rentré complètement ivre.

Dan ve Linda yeniden uzlaştı.

Dan et Linda se sont réconciliés.

Dan karısının vefasız olduğunu keşfetti.

Dan a découvert que sa femme le trompait.

Dan dünyayı dolaşmaya karar verdi.

Dan décida de parcourir le monde.

Dan, diğerlerinin yaşamını iyileştirmek istedi.

Dan souhaitait améliorer la vie des autres.

Dan bu yemeği hiç tatmadı.

Dan n'a jamais goûté à ce plat.

Dan birkaç gün burada kalacak.

Dan va rester ici plusieurs jours.

Dan kendini utanmış bile hissetmiyor.

Dan n'eut même pas honte.

Dan model arabalar yapmayı sever.

Dan aime réaliser des modèles réduits de voitures.

Dan mutfak zemininde kan gördü.

Dan a vu du sang sur le sol de la cuisine.

Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.

Dan ne voulait pas paraître timide.

Dan Linda'nın araba sürdüğünü söyledi.

Dan a déclaré que Linda conduisait la voiture.

Dan cesedi üzerinde otopsi gerçekleştirildi.

Une autopsie a été pratiquée sur le corps de Dan.

Dan her zaman silah taşıdı.

Dan portait toujours un pistolet sur lui.

Dan ve Linda lise sevgilileriydi.

Dan et Linda sont amoureux depuis le collège.