Translation of "Kendinizi" in French

0.007 sec.

Examples of using "Kendinizi" in a sentence and their french translations:

Kendinizi savunun.

Défendez-vous.

Kendinizi dinleyin.

Écoute-toi parler.

Kendinizi açıklayın.

Expliquez-vous.

Kendinizi yıpratmayın.

Ne t'épuise pas.

Kendinizi küçümsemeyin.

Ne vous sous-estimez pas.

- Kendinizi kandırmayın.
- Kendinizi aptal yerine koymayın.

Ne te mens pas à toi-même.

...kendinizi ileriye itin.

pour pousser.

Kendinizi işe verin.

Consacrez-vous à votre travail.

Kendinizi kontrol etmelisiniz.

- Vous devez vous contrôler.
- Il te faut te contrôler.
- Il vous faut vous contrôler.

Kendinizi tanıtır mısın?

- Voudriez-vous vous présenter ?
- Voudrais-tu te présenter ?

Kendinizi kontrol edin.

Maîtrisez-vous.

Kendinizi küçük düşürdünüz.

Vous vous êtes abaissés.

Kendinizi prezentabl yapın.

Rends-toi présentable.

Kendinizi kandırmayı bırakın.

- Arrêtez de vous faire des illusions.
- Cessez de vous faire des illusions.

- Kendinizi savunmayı öğrenmeniz gerekiyor.
- Kendinizi korumayı öğrenmeniz lazım.

Vous devez apprendre à vous protéger.

Fazlasını öğrenmek için kendinizi motive etmeniz ve kendinizi geliştirmeniz

ça devient très dur de se motiver à apprendre plus, s'améliorer,

kendinizi geliştirme sorumluluğunu yükler.

que cette crise vous oblige à assumer en grandissant.

Davetsiz misafirler, kollayın kendinizi.

Intrus, prenez garde.

Ayrıca kendinizi göstermekten çekinmeyin.

Et n'ayez pas peur de vous dévoiler.

Kendinizi hasta hissediyor musunuz?

- Te sens-tu malade ?
- Vous sentez-vous malade ?

Uzanın ve kendinizi rahatlatın.

Allonge-toi et mets-toi à l'aise.

Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

Essayez de vous contrôler.

Kendinizi aptal yerine koymayın.

Ne te fais pas d'illusions.

Nefesinizi tutarak kendinizi öldüremezsiniz.

- Vous ne pouvez pas vous tuer en retenant votre souffle.
- Tu ne peux pas te tuer en retenant ta respiration.

Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?

- Est-ce que vous pourriez vous présenter en quelques mots ?
- Pouvez-vous vous présenter en quelques mots ?

Kendinizi nasıl tarif ederdiniz?

Comment vous décririez-vous ?

Darbe için kendinizi güçlendirin.

Préparez-vous à l'impact !

"Ne olursa olsun kendinizi sevin!"

« Aimez-vous, quoi qu'il arrive ! »

Kendinizi bıkkın ve hoşnutsuz hissedersiniz

On se sent frustré, mécontent

Kendinizi ciddiye almaya başlamanızı istiyorum.

J'ai besoin que vous commenciez à vous prendre plus au sérieux.

Eğer gerçekten kendinizi halsiz hissediyorsanız,

Si vous vous sentez vraiment lent,

Kendinizi bir aptal yapmaktan vazgeçin.

- Cesse de te ridiculiser !
- Arrête de te ridiculiser.

Hayatın zevklerinden kendinizi mahrum etmeyin.

Ne vous privez pas des plaisirs de la vie.

Burada evde kendinizi güvende hissedebilirsiniz.

Tu peux te sentir en sécurité ici dans la maison.

En kötüsü için kendinizi hazırlamalısınız.

Tu dois te préparer au pire.

Evde kendinizi güvende hissediyor musunuz?

- Vous sentez-vous en sécurité chez vous ?
- Te sens-tu en sécurité chez toi ?

Kendinizi rahat hissetmiyorsanız lütfen söyleyin.

- Faites-moi savoir si vous vous sentez mal à l'aise.
- Fais-moi savoir si tu te sens mal à l'aise.

Bir anda kendinizi dersin ortasında bulabiliyorsunuz

tout à coup, vous pouvez vous retrouver au milieu de la classe

Girin ve kendinizi evinizde gibi hissedin.

- Entre et fais comme chez toi.
- Entrez et faites comme chez vous.

- Kendini nasıl tanımlarsın?
- Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

- Comment te décrirais-tu ?
- Comment vous décririez-vous ?

Gerçekten kendinizi oldukça açık ifade ettiniz.

Tu t'es vraiment exprimé clairement.

Neden kendinizi sadece bir taneyle sınırlıyorsunuz?

- Pourquoi te limiter à un seul ?
- Pourquoi vous limiter à un seul ?

Ve kendinizi bir şeyden mahrum etmeyin.

Et ne vous privez de rien.

İkinci başa çıkma stratejisi ise kendinizi affetmek

La seconde stratégie d'adaptation, c'est de vous pardonner à vous-même,

Şimdi, kendinizi sahilde duruyor halde düşünmenizi istiyorum

Maintenant, imaginez que vous vous trouvez sur le rivage,

Bu içe bakmayı, kendinizi analiz etmeyi engeller

Cela empêche l'introspection, l'auto-analyse,

Adil değil çünkü kendinizi bir çocukla karşılaştırıyorsunuz.

C'est injuste car vous vous comparez à un gosse

Acıkmaya başladığınızda, kendinizi güçsüz hissetmek nasıldır bilirsiniz.

Et quand on commence à avoir faim, on se sent plus faible.

Acıkmaya başladığınızda kendinizi güçsüz hissetmek nasıldır bilirsiniz.

Et quand on commence à avoir faim, on se sent plus faible.

Her zaman düşüş olduğuna dair kendinizi kandırırsınız.

avec les images sépia du passé.

Bir an için o hücrelerde kendinizi düşünün

Imaginez juste un instant être bloqué dans une cellule

Sadece siz kendinizi bu kadar çok önemsiyorsunuz

seulement vous vous souciez tellement de vous

Birkaç saat içinde kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Tu te sentiras mieux dans quelques heures.

Kendinizi dürüst bir insan olarak düşünüyor musunuz?

- Vous considérez-vous quelqu’un d’honnête ?
- Te considères-tu quelqu’un d’honnête ?

Kendinizi yukarı çekip saplayın, onu yakalayıp zemine yapıştırın.

Il faut sauter, l'embrocher et le bloquer au fond.

şimdi sizden, kendinizi bu şekilde hayal etmenizi isteyeceğim.

je vous demande d'essayer de l'imaginer maintenant.

Her gece yeterince dinlenirseniz, kendinizi daha iyi hissedersiniz.

Lorsque vous prendrez suffisamment de repos toutes les nuits, vous vous sentirez beaucoup mieux.

Elinizden geldiği kadar kendinizi açık biçimde ifade edin.

- Exprimez-vous le plus clairement possible.
- Exprimez-vous aussi clairement que possible.
- Exprime-toi le plus clairement possible.

İnsanları aldatmak yanlıştır, fakat kendinizi aldatmak daha kötü.

C'est mal de tromper les gens, mais c'est pire de se tromper soi-même.

Yani siz bir ressam olsanızda kendinizi pazarlamayı bilmeniz gerek

Donc même si vous êtes peintre, vous devez savoir comment vous commercialiser

Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak bir şey yok mu?

- N'y a-t-il rien qui vous fera vous sentir mieux ?
- N'y a-t-il rien qui te fera te sentir mieux ?

Kendinizi kayan kumda bulduğunuzda, hareket etmezseniz daha yavaş batarsınız.

Si vous vous trouvez dans les sables mouvants, vous vous enfoncerez plus lentement si vous ne bougez pas.

Kendinizi adayacak ve kendinizden emin bir şekilde sürekli ileri gideceksiniz.

S'engager à fond et toujours aller de l'avant en restant positif.

- Kendini denemek için Tatoeba'yı kullanabilirsin.
- Kendinizi denemek için Tatoeba'yı kullanabilirsiniz.

- Tu peux utiliser Tatoeba afin de te tester.
- Vous pouvez utiliser Tatoeba afin de vous tester.

- Kendinizi benim planlarıma göre ayarlamak durumundasınız.
- Benim planlarıma uymanız gerekiyor.

Il faut que vous vous pliiez à mes plans.

- Bugün ofiste huzursuzluk hissettiniz mi?
- Bugün ofiste kendinizi gergin hissettiniz mi?

- Vous sentez-vous nerveux au bureau aujourd'hui ?
- Vous sentez-vous nerveuse au bureau aujourd'hui ?
- Te sens-tu nerveux au bureau aujourd'hui ?
- Te sens-tu nerveuse au bureau aujourd'hui ?

Kendinizi böyle bir durumda bulursanız tahliye ekibi çağırmaktan başka şansınız yok demektir.

Dans ce genre de situation, on est obligés d'appeler les secours.

Ya da kendinizi onun yerine koyarsınız ve buna da Spekülatif İz Sürme denir.

Ou alors on se met à sa place, ce qu'on appelle le pistage spéculatif.

Kendinizi güçlendirin! Bugünden itibaren piyano öğreniyorum. Neden? Çünkü ben müzik öğretmeni olmak istiyorum!

Tenez-vous bien ! À partir d'aujourd'hui, j'apprends à jouer du piano. Pourquoi ? Parce que je veux devenir un professeur de musique !

- Eşiniz sizi terk etse nasıl hissedersiniz?
- Karınız sizi terk etseydi kendinizi nasıl hissederdiniz?

- Comment te sentirais-tu si ta femme te quittait ?
- Comment vous sentiriez-vous si votre femme vous quittait ?