Translation of "Keçisi" in French

Bu ölü bir dağ keçisi.

C'est un chamois mort.

O her zaman günah keçisi.

Il est toujours le bouc émissaire.

Onlar bir günah keçisi arıyorlar.

- Ils cherchent un bouc émissaire.
- Elles cherchent un bouc émissaire.

Onların kaç tane keçisi var?

Ils ont combien de chèvres ?

Onlara basbayağı bir günah keçisi lazım.

Ils ont simplement besoin d'un bouc-émissaire.

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

La villageoise Lakchmamma travaillait dans un champ dans l'état de Karnataka, quand sa chèvre se mit à courir.

- Niçin onların şikâyet ettikleri sadece benim? Onlar sadece beni örnek veriyorlar ve beni bir günah keçisi olarak kullanıyorlar.
- Neden ben onların tek şikayet ettiğiyim?Onlar sadece benim üzerimden örnek veriyor ve beni günah keçisi olarak kullanıyorlar.

Pourquoi suis-je le seul dont ils se plaignent ? Ils veulent juste faire de moi un exemple et m'utilisent comme bouc émissaire.