Translation of "Kızdırdı" in French

0.003 sec.

Examples of using "Kızdırdı" in a sentence and their french translations:

O onu kızdırdı.

Elle l'a mis hors de lui.

Benim mektup Susie'yi kızdırdı.

Ma lettre a rendue Susie énervée.

Onun sözleri onu kızdırdı.

Ses paroles le mirent en colère.

Onlar gerçekten beni kızdırdı.

Ils m'ont mis hors de moi.

Bu seni kızdırdı mı?

- Cela t'a-t-il mis en colère ?
- Cela vous a-t-il mis en colère ?

O beni gerçekten kızdırdı.

Il m'a vraiment énervé.

Bu onları kızdırdı mı?

Cela les a-t-il rendus fous ?

Bu cevap onu kızdırdı.

Cette réponse le mit en colère.

Onun söylediği şey onu kızdırdı.

- Ce qu'elle a dit l'a mis en colère.
- Ce qu'elle dit le mit en colère.

- Hiçbir şey söylememem onu kızdırdı.
- Hiçbir şey söylemedim; bu da onu kızdırdı.

Je n'ai rien dit, et ça l'a énervé.

Tom'un söylediği seni kızdırdı, değil mi?

- Ce que Tom a dit t'a mis en colère, n'est-ce pas ?
- Ce que Tom a dit vous a énervé, n'est-ce pas ?

Hiçbir şey söylemedi, bu durum onu kızdırdı.

Il ne dit rien, ce qui la mit en colère.

O, sözünden döndü, bu durum eşini kızdırdı.

Il n'a pas tenu parole, ce qui a mis sa femme en colère.

Bir bakıma dediğin doğru, ama onu kızdırdı.

- Ce que tu as dit est vrai, en un sens, mais ça l'a mise en colère.
- Ce que vous avez dit est vrai, en un sens, mais ça l'a mise en colère.

- Seni ne o kadar kızdırdı?
- Seni böyle kızdıran nedir?

Qu'est-ce qui t'a mis si en colère ?

O, telefonda beni o kadar kızdırdı ki telefonu yüzüne kapattım.

- Elle m'a mise tellement en colère au téléphone que je lui ai raccroché au nez.
- Elle m'a tellement énervé au téléphone, que je lui ai raccroché au nez.