Translation of "Kısacası" in French

0.011 sec.

Examples of using "Kısacası" in a sentence and their french translations:

Kısacası

si vous creusez jusqu'à l'essence même,

Kısacası, bilmiyorum.

En bref, je ne sais pas.

Kısacası, o yanılıyordu.

Pour faire court, il a eu tort.

Kısacası ona güvenmiyorum.

En un mot, je ne lui fais pas confiance.

Kısacası, yaşam kısadır.

Bref, la vie est brève !

Kısacası, dünyamız hızla değişti.

Notre monde a changé rapidement.

Kısacası tüm flört geçmişiniz

Cela veut simplement dire que tout votre historique de rencontres

Yani kısacası oldukça fazla

Bref, beaucoup

Yani kısacası böcek ilacı

Donc, fondamentalement, un insecticide

Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.

- Bref, vous auriez dû en accepter la responsabilité.
- Bref, vous auriez dû accepter cette responsabilité.

Toplantı, kısacası, zaman kaybıydı.

La réunion a été, en résumé, une perte de temps.

- Velhasıl, hatalıydı.
- Kısacası, hatalıydı.
- Velhasıl, hata yapmıştı.
- Kısacası, hata yapmıştı.

Bref, il avait tort.

Yahu çok var yani kısacası

Il y a très court, alors oui

Kısacası, tüm çabalarımız boşa gitti.

En résumé, tous nos efforts n'ont mené à rien.

Kısacası, borçlarını ödemeden toz oldu.

En bref, il s'est enfui sans payer ses dettes.

Yani kısacası tam bir sanat eseridir

bref, c'est une oeuvre d'art complète

Yani kısacası farklı özellikler saymakla bitmez

en bref, cela ne se termine pas par le comptage de différentes fonctionnalités

Aslında kısacası Da Vinci şunu diyordu

En fait, en bref, Da Vinci disait

Gayrimeşru bir çocuğun kısacası başarı öyküsü

Petite histoire d'un enfant illégitime

Kısacası, o şirket için çalışmanı istemiyorum.

En résumé, je ne veux pas que tu travailles pour cette entreprise.

Uluslar arası kongreler düzenler. Kısacası çok önemli

organise des congrès internationaux. Bref, c'est très important

Kısacası biz 90 lılar olarak birazcık böyle şanslıymışız

En bref, nous, les années 90, avons été un peu chanceux comme ça

Yani kısacası doğanın kendisinde bu virüs zaten mevcut

Bref, ce virus existe déjà dans la nature même

Yani kısacası depremin olması çok doğal bir şey

Bref, il est très naturel d'avoir un tremblement de terre

Kısacası, misafirler ve gezginler arasında bir fark vardır.

En résumé, il y a une différence entre les invités et les voyageurs.

Yani kısacası teknolojiyle uzaktan yakından herhangi bir alakamız yok

donc en bref, nous n'avons rien à voir avec la technologie

Kendimi kötü hissettim ve hastaneye gittim ama kısacası önemli değildi.

Je me suis senti mal et me suis rendu à l'hôpital, mais en définitive ce n'était pas grave.

Yani aslında kısacası erkek kendine hakim olması gerekirken suç kadına yükleniyor

Bref, alors que l'homme doit se dominer, le crime est chargé sur la femme.

Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.

Il sait exactement comment chasser et dominer son environnement. Il peut vraiment faire ce qu'il veut.

Yani kısacası onları bir odaya koydu ve dedi ki '' Bakın, şimdiden itibaren, size büyümek

Ils les a en gros réunis dans une pièce et leur a dit "Écoutez, à partir de maintenant, je vous donne tout