Translation of "Cumartesi" in French

Bugün cumartesi.

C'est samedi.

Yarın Cumartesi. Pazar.

Demain, c'est samedi. Donc dimanche.

Neden cumartesi gelemedin?

Pourquoi ne pouvais-tu pas venir samedi ?

Yarın Cumartesi midir?

Est-ce demain samedi ?

Cumartesi gecesi idi.

C'était samedi soir.

Cumartesi okula gitmeyiz.

On ne va pas à l'école le samedi.

Cumartesi gerçek olsaydı.

Samedi me conviendrait.

- Her cumartesi futbol oynarız.
- Her cumartesi futbol oynuyoruz.

Nous jouons au football chaque samedi.

- Gelecek cumartesi Paris'e gidiyorum.
- Önümüzdeki cumartesi Paris'e gideceğim.

Samedi prochain je vais à Paris.

- Bugün cumartesi.
- Bugün cumartesidir.

- Aujourd'hui c'est samedi.
- Aujourd'hui, c'est samedi.

Her cumartesi şehre giderler.

Ils se rendent en ville tous les samedis.

Bugünün cumartesi olduğunu unuttum.

J’ai oublié qu’on était samedi, aujourd’hui.

Cumartesi akşamları sinemaya giderdik.

Nous avions l'habitude d'aller au cinéma le samedi soir.

Dün cumartesi değil, pazardı.

Hier c'était dimanche, pas samedi.

Geçen cumartesi parka gittim.

Je suis allé au parc samedi dernier.

Cumartesi günü okula gidiyorum.

Je vais à l'école le samedi.

Cumartesi gecesi partiye gidiyorum.

Je vais à la fête samedi soir.

Cumartesi günleri okula gitmem.

Je ne vais pas en cours le samedi.

Cumartesi iznin var mı?

- Êtes-vous en congé le samedi ?
- Es-tu en congé le samedi ?

Cumartesi günü açık mısınız?

Êtes-vous ouvert samedi ?

Neden cumartesi günü açmadın?

Pourquoi tu n'es pas venu samedi ?

Cumartesi günü Kyoto'ya ulaştı.

Il est arrivé samedi à Kyoto.

O, cumartesi günü ofise gitmez.

Il ne va pas au bureau le samedi.

Ben cumartesi günü orada olacağım.

Je serais là samedi.

Cumartesi günü orada olur musun?

T'y es samedi ?

Banka cumartesi günü açık değil.

La banque n'est pas ouverte le samedi.

Cumartesi günleri hastalara bakıyor musun?

Voyez-vous des patients le samedi ?

Gelecek Cumartesi bütün ofisi temizleyelim.

Nettoyons entièrement le bureau samedi prochain.

O önümüzdeki cumartesi piknik yapacak.

Il va faire un pique-nique samedi prochain.

Cumartesi günü sinemaya gidelim mi?

- Ça te dirait d'aller voir un film samedi ?
- Que diriez-vous d'aller au cinéma samedi ?

Cumartesi gecesi bir parti vereceğiz.

Nous allons faire une fête samedi soir.

Cumartesi günleri okulun var mı?

Vas-tu à l'école le samedi ?

Tokyo sokakları Cumartesi günleri doludur.

Les rues de Tokyo sont pleines de gens le samedi.

Yarın cumartesi, 5 Şubat 2011.

Demain c'est le samedi 5 février 2011.

Amy geçen Cumartesi bahçede çalıştı.

- Amy a travaillé dans la cour samedi dernier.
- Amy a travaillé dans le jardin samedi dernier.

Cumartesi günü büyükannesini ziyarete gidecek.

Elle va rendre visite à sa grand-mère samedi.

Bankalar cumartesi günleri açık değildir.

- La banque n'est pas ouverte le samedi.
- Les banques ne sont pas ouvertes le samedi.

Cumartesi sinemaya gitmeye ne dersiniz?

Que diriez-vous d'aller au cinéma samedi ?

Cumartesi günleri neredeyse hiç çalışmam.

Je ne travaille presque jamais le samedi.

Cumartesi günü de çalışıyor musun?

Travailles-tu samedi aussi ?

- Cumartesi geceleri sık sık dışarıda yemek yiyor.
- Cumartesi akşamları genelde dışarıda yer.

Il mange souvent à l'extérieur les samedis soirs.

- Geçen cumartesi bir laptop satın aldım.
- Geçen cumartesi bir dizüstü bilgisayar satın aldım.
- Geçen cumartesi bir dizüstü bilgisayar aldım.

Samedi dernier, j'ai acheté un ordinateur portable.

Her cumartesi okuldan sonra tenis oynadık.

Nous jouions au tennis tous les samedis après les cours.

Gelecek Cumartesi tenis oynamaya ne dersin.

Et si on jouait au tennis samedi prochain ?

Bütün günler cumartesi olsa ne olur?

Et si tous les jours étaient des samedis ?

Cumartesi günü oğluma bakacak birini arıyorum.

Je cherche quelqu'un pour garder mon fils samedi.

O cumartesi öğleden sonraları ne yapıyor?

Qu'est-ce qu'il fait le samedi après-midi ?

Kız arkadaşı ile Cumartesi günleri buluşmaktadır.

Il rencontre sa petite amie le samedi.

Cumartesi sabahı her zaman tenis oynarız.

Nous jouons toujours au tennis le samedi matin.

Cumartesi günleri kız arkadaşı ile buluşur.

Il rencontre sa petite amie le samedi.

Neredeyse her cumartesi Mary ile çıkarım.

Je sors avec Mary presque tous les samedis.

Geçen cumartesi Tom'un partisine gittin mi?

- Es-tu allé à la fête de Tom samedi dernier ?
- Êtes-vous allés à la fête de Tom samedi dernier ?

Bugün cumartesi ve yarın pazar olacak.

Aujourd'hui, c'est samedi, et demain, ce sera dimanche.

Tom'un Cumartesi gecesi bir randevusu yok.

Tom n'a aucun rendez-vous amoureux pour samedi soir.

Tom Cumartesi akşamı kız arkadaşını dışarı çıkardı.

Tom est sorti avec sa petite amie samedi soir.

Gelecek Cumartesi benim çocuklarıma bakmayı düşünür müsünüz?

- Pourrais-tu réfléchir à t'occuper de mes enfants samedi prochain ?
- Pourriez-vous réfléchir à vous occuper de mes enfants samedi prochain ?

Her cumartesi gecesi bir grupla gitar çalarım.

Je joue de la guitare dans un groupe, tous les samedis soir.

Bu süpermarket sadece cumartesi günü teslimat yapar.

Ce supermarché ne livre que le samedi.

Ne cumartesi ne de pazar günü çalışıyorum.

Je ne travaille ni le samedi ni le dimanche.

Geçen cumartesi heyecan verici bir beyzbol oyunu izledim.

J'ai vu un match de baseball passionnant samedi dernier.

Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.

Une fête aura lieu samedi prochain, c'est-à-dire le 25 août.

Okulun yakınındaki birçok dükkan şimdi cumartesi günleri kapalı.

La plupart des magasins près de l'école ferment le samedi maintenant.

Annem hasta olduğu için geçen cumartesi evden ayrılamadım.

- J'étais incapable de quitter la maison samedi dernier, ma mère étant malade.
- Comme ma mère était malade, je n'ai pas pu quitter la maison samedi passé.

Bob cumartesi günü bakkalda bir kâtip olarak çalıştı.

Bob a travaillé le samedi comme vendeur à l'épicerie.

Geçen Cumartesi, ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.

Samedi dernier, ma famille est allée au zoo pour voir les pandas.

Cumartesi akşamki harika sürpriz için tüm içtenliğimle teşekkür ederim.

Je remercie tout le monde du fond du cœur pour la magnifique surprise de samedi soir.

Cumartesi öğleden sonrayı tamamen çok fazla TV izleyerek geçirdim.

J'ai passé mon samedi après-midi à regarder la télévision.

Haftanın günleri pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar'tır.

Les jours de la semaine sont le lundi, le mardi, le mercredi, le jeudi, le vendredi, le samedi et le dimanche.

Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar haftanın yedi günüdür.

Lundi, mardi, mercredi, jeudi, vendredi, samedi et dimanche sont les sept jours de la semaine.

Tom gelecek cumartesi Mary için sürpriz bir doğum günü partisi düzenliyor.

Tom organise samedi prochain une fête surprise pour l'anniversaire de Marie.

Bir haftanın yedi günü var: Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar.

Une semaine a sept jours : lundi, mardi, mercredi, jeudi, vendredi, samedi et dimanche.