Translation of "Olsaydı" in French

0.008 sec.

Examples of using "Olsaydı" in a sentence and their french translations:

- Keşke sorun bu olsaydı.
- Keşke öyle olsaydı.

J'aimerais que ce soit le cas.

Dünya düz olsaydı

si le monde était plat

Ailem zengin olsaydı

Si ma famille était riche

Cumartesi gerçek olsaydı.

Samedi me conviendrait.

Bu olsaydı şaşırmazdım.

- Je ne serais pas surprise que cela arrive.
- Je ne serais pas surpris que ça se produise.

Keşke bir bahçemiz olsaydı!

Si seulement nous avions un jardin !

Keşke o burada olsaydı.

Si seulement il avait été là.

Param olsaydı, dünyayı gezerdim.

- Si j'avais de l'argent, je voyagerais à travers le monde.
- Si j'avais les sous, je partirais autour du monde !

Param olsaydı borçlarımı öderdim.

J'aurais payé mes dettes si j'avais eu de l'argent.

Keşke amcalarım milyoner olsaydı!

Si seulement mes oncles étaient millionnaires !

Keşke haberimiz olsaydı be usta

J'aimerais qu'on sache, maître

Birçok aile düzgün desteği olsaydı

La plupart ont des familles qui pourraient prendre soin d'eux

Kanatlarımız olsaydı, aya uçabilir miydik?

Si nous avions des ailes, pourrions-nous voler vers la Lune ?

Sınavda başarısız olsaydı, ne yapardı?

S'il avait échoué à l'examen, qu'aurait-il fait ?

Yeterli param olsaydı kalemi alırdım.

Si j'avais eu plus d'argent, j'aurais acheté le stylo.

Orada olsaydı yardım edeceğini söyledi.

Il a dit que s'il était là, il l'aiderait.

Bu doğru olsaydı, ne yapardınız?

Si c'était vrai, que feriez-vous ?

Burada olsaydı ne yapacağını bilirdi.

S'il était là, il saurait quoi faire.

Param olsaydı, bilgisayarı satın alırdım.

Si j'avais eu de l'argent, j'aurais acheté cet ordinateur.

Zamanım olsaydı, sana yardım ederdim.

Si j'avais le temps, je t'aiderais.

Orada olsaydı ne yapacağını bilirdi.

S'il était là, il saurait quoi faire.

- Dilekler at olsaydı, dilenciler sürerdi.
- Köpeğin duası kabul olsaydı, gökten kemik yağardı.

Avec des si, on mettrait Paris en bouteille.

Keşke durum bu kadar basit olsaydı

J'aimerais que la situation soit aussi simple

Daha fazla zamanım olsaydı sana yazardım.

Si j'avais eu plus de temps, je t'aurais écrit.

Yeterli param olsaydı o kitabı alırdım.

Si j'avais eu assez d'argent, j'aurais acheté le livre.

Bir milyon yen'in olsaydı ne yapardın.

Si tu avais un million de yens, que ferais-tu?

Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.

- S'il avait été là, il t'aurait dit de te tenir.
- S'il avait été là, il vous aurait dit de vous tenir.

Ya senin çocuğun da böyle olsaydı?

- Et si ton fils était comme ça ?
- Et si votre enfant était comme ça ?

Geçen sene çalışmış olsaydı, sınıfı geçerdi.

S'il avait étudié l'an dernier, il n'aurait pas redoublé.

O, orada olsaydı, gelmek ister miydin?

S'il avait été là, aurais-tu voulu venir ?

Daha fazla zamanım olsaydı bunu yapardım.

- Je le ferais, si j'avais plus de temps.
- Je le ferais si je disposais de davantage de temps.
- Je ferais ça si j'avais plus de temps.

Daha fazla zamanımız olsaydı Esperanto öğrenirdik.

Nous aurions appris l'espéranto si nous avions eu plus de temps.

Biraz daha param olsaydı onu alırdım.

Si j'avais eu un peu plus d'argent, je l'aurais acheté.

Eğer fazla param olsaydı, kalemi alırdım.

Si j'avais eu plus d'argent, j'aurais acheté le stylo.

Param olsaydı bu bilgisayara sahip olurdum.

- Si j'avais l'argent, j'achèterais immédiatement cet ordinateur.
- Aurais-je l'argent, je ferais immédiatement l'acquisition de cet ordinateur.
- Disposerais-je de l'argent, je ferais immédiatement l'acquisition de cet ordinateur.

Yeterli param olsaydı, bu bilgisayarı almıştım.

Si j'avais disposé de suffisamment d'argent, j'aurais acheté cet ordinateur.

O zaman keşke bir kameram olsaydı.

J'aurais aimé disposer d'un appareil photo alors.

Yeterli param olsaydı o bilgisayarı alırdım.

Si j'avais eu assez d'argent, j'aurais acheté cet ordinateur.

Keşke İngilizce, Esperanto kadar düzenli olsaydı.

Si seulement l'anglais était aussi régulier que l'espéranto.

O bir bekar olsaydı onunla evlenirdim.

S'il était célibataire, je l'épouserais.

Eğer yeterince param olsaydı, bunu alırdım.

- Si j'avais assez d'argent, j'achèterais ceci.
- Si j'avais assez d'argent, je l'achèterais.

Eğer anlayışım hala insanlardan kahkaha duymak olsaydı,

Si ma volonté avait été de faire rire les gens

Uçmak için kanatlarım olsaydı, onu kurtarmaya giderdim.

Si je disposais d'ailes pour voler, je serais allé la sauver.

Eğer biraz daha sabırlı olsaydı, başarılı olabilirdi.

Si elle avait patienté un peu plus, elle aurait pu réussir.

Biraz daha sıcak olsaydı çayımızı bahçede içebilirdik.

S’il avait fait un peu plus chaud, nous aurions pu prendre un thé au jardin.

Param olsaydı o arabayı satın almış olurdum.

J'aurais acheté cette voiture si j'avais eu les moyens.

Tom telefon numarasını almış olsaydı Mary'yi arardı.

Tom aurait appelé Mary s'il avait eu son numéro de téléphone.

Tom'un atacak bir şeyi olsaydı, ona atardı.

Si Tom avait eu quelque chose à jeter, il l'aurait jeté.

Hatalarım sürekli düzeltilmiş olsaydı, daha çabuk öğrenirdim.

Si l'on corrigeait tout le temps mes erreurs, j'apprendrais plus vite.

Kolay olsaydı, bu bir meydan okuma olmazdı.

Si c'était facile, ce ne serait pas un défi.

Eğer vaktim olsaydı, onun davetini kabul ederdim.

Si j'avais le temps, j'accepterais son invitation.

Doğa bir banka olsaydı onu zaten kurtarırlardı.

Si la nature était une banque, on l'aurait déjà sauvée.

Onun zamanı olsaydı bizi ziyaret etmeye gelirdi.

S'il avait eu du temps, il nous aurait rendu visite.

Daha fazla zamanım olsaydı daha iyi yapabilirdim.

J'aurais pu mieux faire si j'avais eu le temps.

Param olsaydı konser için bilet satın alırdım.

Si j'avais de l'argent, j'achèterais les billets pour le concert.

COVID-19 aşısı hazır olsaydı yaptırır mıydınız?

- Si le vaccin contre la Covid-19 était disponible, souhaiteriez-vous le recevoir ?
- Si le vaccin contre la Covid-19 était disponible, souhaiterais-tu le recevoir ?

Eğer kristal küreniz olmuş olsaydı ve sonucu öngörebilseydiniz

Et si vous aviez eu une boule de cristal et que vous aviez pu prédire le résultat,

Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.

Si c'était du renard, l'odeur serait vraiment très forte.

Yani aslında ulaşım çok daha yavaş olmuş olsaydı

donc si le transport était beaucoup plus lent

Eğer ki dünya yuvarlak olsaydı bizim görmememiz gerekiyordu

si le monde était rond, nous n'aurions pas dû voir

Eğer ki bu termit karınca insan boyutunda olsaydı

si c'étaient les termites dans la dimension humaine

Napolyon, "Berthier orada olsaydı, bu talihsizlikle karşılaşmazdım" dedi.

Napoléon concéda: «Si Berthier avait été là, je n'aurais pas rencontré ce malheur.

Bir zaman makinen olsaydı, hangi yılı ziyaret ederdin?

- Si tu disposais d'une machine à remonter le temps, quelle année irais-tu visiter ?
- Si vous disposiez d'une machine à remonter le temps, quelle année iriez-vous visiter ?

Bazen keşke erkek ikizim olsaydı diyorum. Eğlenceli olurdu.

Parfois, j'aimerais avoir eu un frère jumeau. Ça aurait été marrant.

Biraz daha ucuz olsaydı bir tane alır mıydın?

- En achèteriez-vous un s'il était un peu moins cher ?
- En achèteriez-vous une si elle était un peu moins chère ?

Üçgenler bir Tanrı olsaydı, onun üç tarafı olurdu.

Si les triangles avaient un dieu, il aurait trois côtés.

Esperanto kolay bir dil olsaydı düzeltmene ihtiyacım olmazdı.

Si l’espéranto était une langue simple, je n'aurais pas besoin de correcteur.

Eğer erkek kardeşim burada olsaydı, ne yapılacağını bilebilirdi.

Si mon frère était là, il saurait quoi faire.

Keşke arkadaşlarla geçirmek için daha fazla zamanım olsaydı.

J'aimerais avoir davantage de temps à consacrer à mes amis.

Daha fazla zamanım olsaydı, daha uzun bir mektup yazardım.

J'aurais écrit une lettre plus longue si j'avais eu plus de temps.

- Daha sıkı çalışmış olsaydı; başarabilirdi.
- Daha sıkı çalışsaydı; başarabilirdi.

S'il avait travaillé avec davantage d'application, il aurait pu réussir.

Eğer Tom benden biraz para istemiş olsaydı ona verirdim.

Si Tom m'avait demandé de l'argent, je le lui aurais donné.

Annem hâlâ hayatta olsaydı, o zaman bana yardımcı olurdu.

Si elle avait été en vie, ma mère m'aurait aidé à ce moment-là.

Dünyanın her yerinde yaşama imkânınız olsaydı nerede yaşamak isterdiniz?

Si tu pouvais vivre n'importe où dans le monde, où voudrais-tu vivre ?

Tom emniyet kemerini takıyor olsaydı o kadar kötü yaralanmazdı.

Si Tom avait mis sa ceinture de sécurité, il n'aurait pas été si grièvement blessé.

Tom şimdi burada olsaydı bize bunun nasıl yapılacağını gösterirdi.

Si Tom était ici, il nous montrerait comment le faire.

- Eğer tanrı gerkçekten var olsaydı, onu ortadan kaldırmak gerekli olabilirdi.
- Eğer Tanrı gerçekten var olmuş olsaydı onu ortadan kaldırmak gerekirdi.

Si Dieu existait réellement, il faudrait le faire disparaître.

Sahiden dil bir araç olsaydı oldukça zayıf bir araç olurdu.

Si le langage était un outil, il serait assez médiocre.

Kleopatra'nın burnu daha kısa olsaydı dünyanın bütün yüzü değişmiş olurdu.

Le nez de Cléopâtre, s'il eût été plus court, toute la face de la terre aurait changé.

Kleopatra'nın burnu daha kısa olmuş olsaydı, dünya tarihi farklı olurdu.

Le nez de Cléopâtre eût-il été plus court, l'histoire du monde en eût été changée.

Onun burnu biraz daha kısa olsaydı, o oldukça güzel olurdu.

Si son nez était un peu plus court, elle serait assez jolie.

- Zamanım olsa, sana yardım edebilirim.
- Zamanım olsaydı, sana yardım edebilirdim.

- Si j'avais le temps, je t'aiderais.
- Si j'avais le temps, je pourrais t'aider.

Yaşamak için bir haftan daha olsaydı, zamanını ne yaparak geçirirdin?

- Si tu n'avais plus qu'une semaine à vivre, à quoi passerais-tu ton temps ?
- Si vous n'aviez plus qu'une semaine à vivre, à quoi passeriez-vous votre temps ?

Eğer Tanrı gerçekten var olmuş olsaydı onu ortadan kaldırmak gerekirdi.

Si Dieu existait réellement, il faudrait le faire disparaître.

Eğer yüzde 25 daha fazla gelirim olsaydı yaşamımdan daha hoşnut olurdum.

Si j'avais 25% de plus de revenu, je serais plus satisfait de ma vie.

Evim bir köşk olsaydı, tanıdığım herkesi doğum günü partime davet ederdim.

Si ma maison était un grand appartement, j'inviterais tous ceux que je connais à mon anniversaire.

Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.

S'il y avait un marché des phrases, nos spéculations grammaticales prendraient soudain un sens.

Bu kaza bir şehirde olmuş olsaydı, bu bir felakete neden olurdu.

Si cet accident s'était produit en ville, il aurait causé un désastre.

Ama 1815'te Grouchy değil Davout İmparatorun sağ kanadına komuta etmiş olsaydı ...

Mais si Davout, et non Grouchy, avait commandé l'aile droite de l'Empereur en 1815…

- Yeterli param olsaydı, bu kamerayı alırdım.
- Yeterli param olsa, bu kamerayı alırım.

Si j'avais assez d'argent, je pourrais acheter cette caméra.

O çocuk, trafik kazasında hayatını kaybetmemiş olsaydı, şimdi bir üniversite öğrencisi olacaktı.

Si ce garçon n'avait pas été tué dans cet accident, il serait un étudiant universitaire aujourd'hui.

Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.

S'ils avaient d'abord dû étudier le latin, les Romains n'auraient jamais eu l'occasion de conquérir le monde.