Translation of "Önümüzdeki" in French

0.024 sec.

Examples of using "Önümüzdeki" in a sentence and their french translations:

Önümüzdeki ay evlenecekler.

Ils vont se marier le mois prochain.

Önümüzdeki ay görüşürüz.

Je te verrai le mois prochain.

Önümüzdeki çarşamba görüşürüz.

À mercredi prochain.

Önümüzdeki ay taşınıyoruz.

On déménage le mois prochain.

Önümüzdeki yol donmuş.

La route est gelée devant.

- Önümüzdeki pazartesi milli bayram.
- Önümüzdeki pazartesi ulusal bayram.

Lundi prochain est une fête nationale.

Önümüzdeki yedi hafta boyunca

Les sept semaines suivantes,

Önümüzdeki beş yıl boyunca

Les 5 prochaines années,

Önümüzdeki kış sert olacaktır.

L’hiver sera rude.

Düğün, önümüzdeki bahar gerçekleşecek.

Le mariage aura lieu au printemps prochain.

Önümüzdeki cuma onu göreceğim.

- Je le verrai vendredi prochain.
- J'irai le voir vendredi prochain.

Önümüzdeki yıla kadar bekle.

Attends l'année prochaine.

Bu önümüzdeki yıl değişebilir.

Cela pourrait changer l'année prochaine.

Onu önümüzdeki pazartesi yapacağım.

Je vais faire ça lundi prochain.

Önümüzdeki pazartesi ne yapıyorsun?

- Que fais-tu lundi prochain ?
- Que faites-vous lundi prochain ?

Testler önümüzdeki hafta başlar.

Les tests débutent la semaine prochaine.

Sanırım önümüzdeki hafta öğreneceğim.

Je suppose que je vais le découvrir la semaine prochaine.

Önümüzdeki hafta tekrar deneyeceğiz.

- Nous réessayerons le week-end prochain.
- On essaiera encore le week-end prochain.

Tom önümüzdeki yıl gidiyor.

Tom part l'année prochaine.

- O, önümüzdeki hafta Fransa'ya gidiyor.
- O önümüzdeki hafta Fransa'ya gidiyor.

Elle va en France la semaine prochaine.

Önümüzdeki Pazar gününü boş tutun.

Garde dimanche prochain de libre.

Önümüzdeki pazartesiye kadar mektubu almalısın.

- Vous devriez recevoir la lettre d'ici lundi prochain.
- Tu devrais recevoir la lettre d'ici lundi prochain.

Konser önümüzdeki pazar günü gerçekleşecek.

Le concert aura lieu dimanche prochain.

Ben önümüzdeki hafta Avrupa'ya gidiyorum.

Je vais en Europe la semaine prochaine.

Önümüzdeki hafta fabrika muhtemelen kapatılacak.

Il est possible que l'usine soit fermée la semaine prochaine.

Önümüzdeki hafta New York'a gidiyorum.

- J'irai à New York la semaine prochaine.
- Je vais à New York la semaine prochaine.

Önümüzdeki şu işareti okuyabilir misin?

- Arrives-tu à lire cette indication au-dessus de nous ?
- Arrivez-vous à lire cette indication au-dessus de nous ?

O muhtemelen önümüzdeki seçimleri kazanacak.

Il va probablement remporter les prochaines élections.

Önümüzdeki pazar günü ne yapıyorsun?

Que feras-tu dimanche prochain ?

Önümüzdeki hafta sizinle bağlantı kuracağım.

- Je vous contacterai la semaine prochaine.
- Je te contacterai la semaine prochaine.

Önümüzdeki Pazartesi bizi tekrar deneyin.

Réessayez lundi prochain.

Ben önümüzdeki Pazar boş olacağım.

Je serai libre dimanche prochain.

Önümüzdeki hafta Avrupa'ya gitmeyi planlıyorum.

Je prévois de me rendre en Europe la semaine prochaine.

O önümüzdeki cumartesi piknik yapacak.

Il va faire un pique-nique samedi prochain.

Önümüzdeki seçimlerde oy kullanacak mısınız?

- Vas-tu voter à la prochaine élection ?
- Allez-vous voter à la prochaine élection ?

Önümüzdeki ay bir araba alacağım.

Je vais acheter une voiture le mois prochain.

Önümüzdeki pazartesi günü bir tatil.

Lundi prochain sera férié.

Babam önümüzdeki İlkbaharda emekli oluyor.

Mon père part à la retraite au printemps prochain.

Yeni kitabı önümüzdeki ay çıkacak.

Son prochain livre va sortir le mois prochain.

Önümüzdeki yaz Hawaii'ye gitmek istiyorum.

L'été prochain je veux aller aux îles Hawaii.

Oyunu önümüzdeki Pazara ertelemek zorundayız.

Nous devons remettre la partie à dimanche prochain.

Önümüzdeki bu koca bina nedir?

Quel est ce gros bâtiment en face de nous ?

Önümüzdeki hafta New York'a gideceğim.

- J'irai à New York la semaine prochaine.
- Je vais à New York la semaine prochaine.

Tom önümüzdeki yaz nerede olacak?

Où Tom sera-t-il l'été prochain ?

Sözleşme önümüzdeki yıl sona eriyor.

Le contrat expire l'année prochaine.

Önümüzdeki yaz yurt dışına gidiyorum.

Je pars à l'étranger l'été prochain.

Önümüzdeki hafta ara sınavlarım var.

J'ai les examens intermédiaires, la semaine prochaine.

Önümüzdeki bahar Hawaii'ye gitmek istiyorum.

Le printemps suivant, je veux aller à Hawaï.

Önümüzdeki Pazar teyzemizi ziyarete gidiyoruz.

Dimanche prochain, nous allons rendre visite à notre tante.

Önümüzdeki Pazar bir konser olacak.

Il y a un concert dimanche prochain.

Önümüzdeki nisan ayında lisede olacağım.

J'entrerai au lycée en avril prochain.

Sanırım önümüzdeki hafta Boston'a gideceğim.

Je pense que je vais aller à Boston le weekend prochain.

Önümüzdeki pazartesi seni görebilecek miyim?

Je pourrai te voir lundi prochain ?

Tom önümüzdeki bahar emekli olacak.

Tom part à la retraite au printemps prochain.

Önümüzdeki hafta kasaba dışına çıkacağım.

Je ne serai pas en ville la semaine prochaine.

Parti önümüzdeki salı gününe kadar ertelendi.

La fête a été reportée à mardi.

Önümüzdeki pazar seni görmeye can atıyorum.

Je me réjouis de te voir dimanche prochain.

Kız kardeşim önümüzdeki yılın başlarında evlenecek.

Ma sœur se marie au début de l'année prochaine.

Önümüzdeki hafta itibarıyla daha az yiyorum.

À partir de la semaine prochaine, je mange moins.

Önümüzdeki günlerde bizi bir sürpriz bekliyor.

Une surprise nous attend dans les jours à venir.

Önümüzdeki haftadan itibaren gözden geçirmelerime başlıyorum.

Je commence mes révisions dès la semaine prochaine.

Önümüzdeki hafta bir arabaya ihtiyacı olacak.

Elle aura besoin d'une voiture la semaine prochaine.

- Önümüzdeki hafta gidebilirim.
- Gelecek hafta gidebilirim.

- Je peux y aller la semaine prochaine.
- Je peux m'y rendre la semaine prochaine.

Carol önümüzdeki ay Miami'yi ziyaret edecek.

Carole va visiter Miami le mois prochain.

Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

- Je pense partir à l'étranger l'année prochaine.
- J'envisage d'aller à l'étranger l'an prochain.

Önümüzdeki ay onun bir bebeği olacak.

- Elle va avoir un bébé le mois prochain.
- Elle obtiendra un bébé le mois prochain.

Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.

Son nouveau roman sortira le mois prochain.

Önümüzdeki hafta Tom kamp kurmaya gidecek.

Tom ira faire du camping le week-end prochain.

Önümüzdeki yaz tatilde nereye gitmeyi planlıyorsun?

- Où prévois-tu d'aller en vacances, l'été prochain ?
- Où prévoyez-vous d'aller en vacances, l'été prochain ?
- Où prévois-tu de te rendre en vacances, l'été prochain ?
- Où prévoyez-vous de vous rendre en vacances, l'été prochain ?

Onun önümüzdeki hafta bir sınavı var.

Il a un examen la semaine prochaine.

Tom önümüzdeki kış Boston'a gitmeyi düşünüyor.

Tom envisage d'aller à Boston l'hiver prochain.

Kraliçe önümüzdeki sene Çin'i ziyaret edecek.

La Reine visitera la Chine l'an prochain.

Şoktayım! Emmanuel muhtemelen önümüzdeki seçimi kazanacak.

Je suis stupéfait ! Emmanuel va probablement remporter les prochaines élections.

Önümüzdeki yıllar için 125.000 hemşire açığı var.

Il va nous manquer 125 000 infirmières dans les prochaines années.

O, önümüzdeki İlkbaharda bir üniversite öğrencisi olacak.

Elle sera étudiante dans le supérieur le printemps prochain.

Önümüzdeki şubat ayında on yedi yaşında olacak.

Elle aura dix-sept ans en février.

Onların büyük olasılıkla önümüzdeki hafta geleceklerini düşünüyorum.

Je pense qu'il est hautement probable qu'ils arrivent la semaine prochaine.

Önümüzdeki pazartesi günü için rezervasyon yaptırmak istiyorum.

J'aimerais faire une réservation pour lundi.

Önümüzdeki cuma günü French House'la dans var.

Il y a un bal à la Maison française vendredi prochain.

Öğretmenimiz önümüzdeki hafta için bir sınav duyurdu.

Notre professeur a annoncé un examen pour la semaine prochaine.

Önümüzdeki hafta sonu plaja tekrar gidebileceğimi umuyordum.

J'espérais pouvoir retourner à la plage le week-end prochain.

Önümüzdeki birkaç gün içinde bir otopsi yapılacak.

Une autopsie sera pratiquée dans les prochains jours.

Tom ve ben önümüzdeki hafta tekrar buluşacağız.

Tom et moi allons nous revoir la semaine prochaine.

Önümüzdeki pazartesiye kadar toplantıyı ertelemeye karar verdik.

Nous avons décidé de reporter la réunion à lundi prochain.

Tom önümüzdeki pazartesi gününe kadar Boston'dan ayrılamaz.

Tom ne peut pas quitter Boston avant lundi prochain.

Toplantıyı önümüzdeki pazar gününe taşımaya karar verdik.

Nous avons décidé de déplacer la réunion à dimanche prochain.

Önümüzdeki hafta tekrar İngilizce sınavına girmek zorundayım.

- Je dois repasser un examen d'anglais la semaine prochaine.
- J'ai un rattrapage en anglais la semaine prochaine.

Ben önümüzdeki yıl yurt dışına gitmek istiyorum.

Je veux aller à l'étranger l'année prochaine.

Yönetim kurulu teklifi önümüzdeki salı günü tartışacak.

Le conseil d'administration va discuter de la proposition mardi prochain.

- Seneye Londra'ya gidiyorum.
- Önümüzdeki yıl Londra'ya gideceğim.

L'année prochaine, j'irai à Londres.

- O önümüzdeki şubat ayında on yedi yaşında olacak.
- O önümüzdeki şubat ayında on yedi yaşına basacak.

Elle aura dix-sept ans en février.

Ve önümüzdeki beş yıl içerisinde üzüntü duyabileceğimizi söyledi.

pour nous dire qu'on pouvait s'attendre à passer les cinq années à venir en deuil.

önümüzdeki beş yıl boyunca 160.000 kişinin de çıkarılmasıyla

en payant la caution de 160 000 personnes sur les cinq prochaines années,

Yeni modelin, önümüzdeki yılın başlarında piyasaya sürülmesi bekleniyor.

Le nouveau modèle devrait être commercialisé au début de l'année prochaine.

Önümüzdeki yıl ne kadar paraya ihtiyacımız olacağını hesaplayın.

Calculez combien nous aurons besoin d'argent l'année prochaine.

Önümüzdeki pazar günü bizi ziyaret edip etmeyeceğini bilmiyorum.

Je ne sais pas s'il nous rendra visite dimanche prochain.