Translation of "Gideceğim" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Gideceğim" in a sentence and their dutch translations:

Gideceğim.

Ik zal gaan.

- Ben parka gideceğim.
- Parka gideceğim.

Ik ga naar het park.

Elbette gideceğim.

Natuurlijk ga ik.

Kyoto'ya gideceğim.

Ik ga naar Kyoto.

- Gideceğim.
- Gidiyorum.

Ik ga.

Son nefesimle gideceğim.

Ik ga weg met mijn laatste adem.

Ben yatmaya gideceğim.

Ik ga slapen.

Yarın Hokkaido'ya gideceğim.

Ik ga morgen naar Hokkaido.

Bugün hastaneye gideceğim.

Ik ga vandaag naar het ziekenhuis.

Tom'a sormaya gideceğim.

Ik ga het Tom vragen.

Sanırım uyumaya gideceğim.

Ik denk dat ik ga slapen.

Sanırım şimdi gideceğim.

Ik denk dat ik nu ga.

Polisi aramaya gideceğim.

Ik ga de politie bellen.

Taksi ile gideceğim.

Ik zal een taxi nemen.

Diğerlerine söylemeye gideceğim.

Ik zal het de anderen vertellen.

Onunla konuşmaya gideceğim.

Ik ga met haar praten.

Yüzme havuzuna gideceğim.

Ik ga naar het zwembad.

Sonbaharda İspanya'ya gideceğim.

Ik ga in de herfst naar Spanje.

Yarın Tokyo'ya gideceğim.

Ik ga morgen naar Tokio.

Tek başıma gideceğim.

Ik ga wel alleen.

Yarın dişçiye gideceğim.

Ik zal morgen naar de tandarts gaan.

O geri döndüğünde, gideceğim.

- Ik zal gaan als hij terug is.
- Ik ga weg als hij terug is.

Yağmur yağsa bile gideceğim.

Ik ga, zelfs al regent het.

Yarın dağ tırmanışına gideceğim.

Morgen ga ik bergbeklimmen.

Üç gün içinde gideceğim.

Ik vertrek over drie dagen.

Ben hastaneye geri gideceğim.

Ik ga terug naar het ziekenhuis.

Bir dakika içinde gideceğim.

Ik vertrek over een minuut.

Gideceğim ve Tom'u soracağım.

Ik ga het Tom vragen.

Oraya senin yerine gideceğim.

Ik ga daar in uw plaats naartoe.

Bir saat içinde gideceğim.

Ik ga over een uur weg.

Şiddetli yağmur yağsa bile gideceğim.

Zelfs als het hard regent, ga ik.

Yarın yağmur yağsa da gideceğim.

Ik ga, zelfs als het morgen regent.

Bunun için endişelenme. Kendim gideceğim.

Maak je geen zorgen, ik ga alleen.

Tom'a iyi haberi söylemeye gideceğim.

Ik zal Tom het goede nieuws gaan vertellen.

Tom ve Mary ile gideceğim.

Ik ga met Tom en Mary.

Yorgunum, bu nedenle uyumaya gideceğim.

Ik ben moe dus ik ga slapen.

Hazır olduğumuzu onlara söylemeye gideceğim.

- Ik ga aan hen vertellen dat we klaar zijn.
- Ik ga hun vertellen dat we klaar zijn.

İyi haberi ona söylemeye gideceğim.

Ik zal haar het goede nieuws gaan vertellen.

Tom giderse ben de gideceğim.

Als Tom gaat, dan ga ik ook.

Hangi yoldan gideceğim hakkında tereddüt ettim.

Ik aarzelde welke weg ik zou nemen.

Kendi kendine "Sonra nereye gideceğim?" dedi.

"Waar zal ik hierna heen gaan?" zei ze tegen zichzelf.

Buzdolabında süt olup olmadığına bakmaya gideceğim.

Ik ga wel even kijken of er melk in de koelkast is.

Saat ikiyi vurur vurmaz yatmaya gideceğim.

Zodra het twee uur is, ga ik naar bed.

Gelecek yıl Mainz'e ve sonra Köln'e gideceğim.

Volgend jaar ga ik naar Mainz en dan naar Keulen.

- Gelecek yıl yurtdışına gideceğim.
- Gelecek yıl yurt dışına çıkacağım.

Volgend jaar ga ik naar het buitenland.

Gerçekten yorgunum, bu yüzden bu gece erkenden yatağa gideceğim.

Ik ben echt moe, dus ik ga vanavond vroeg naar bed.

Her neyse, ben liseden mezun olduktan sonra üniversiteye gideceğim.

In alle geval ga ik na het middelbaar naar de universiteit.

Bir dakika bekle, benim çamaşır tamam, çamaşırı asmaya gideceğim.

Wacht even. De was is klaar. Ik ga de was ophangen om te drogen.

Peru'ya gideceğim ve yerli bir kadınla evleneceğim. Bu şehre asla geri gelmeyeceğim! Asla!

Ik ga naar Peru en trouw met een indiaanse vrouw. Ik kom nooit meer terug naar deze stad! Nooit!

- Sizinle geleceğim.
- Seninle geliyorum.
- Seninle gideceğim.
- Seninle birlikte gidiyorum.
- Seninle gidiyorum.
- Seninle gidiyor olacağım.

- Ik zal u vergezellen.
- Ik ga met u mee.
- Ik ga met je mee.

- Beni arabanızla gideceğim yere kadar götürün.
- Beni arabanıza alın.
- Beni arabanızla gittiğiniz yere kadar götürün.
- Beni arabanla bırakıver.

Geef me een lift in uw auto.