Translation of "Amcam" in French

0.007 sec.

Examples of using "Amcam" in a sentence and their french translations:

Amcam kızgın.

Mon oncle est fâché.

Amcam zengin.

Mon oncle est riche.

Amcam da olabilir

Pourrait être mon oncle

Amcam gitar çalar.

Mon oncle joue de la guitare.

Amcam kanserden öldü.

Mon oncle est mort d'un cancer.

- Amcam bir apartman dairesinde yaşamaktadır.
- Amcam bir dairede yaşıyor.

Mon oncle vit dans un appartement.

Amcam bana arabasını verdi.

- Mon oncle me donna sa voiture.
- Mon oncle me confia sa voiture.

Amcam New York'ta yaşıyor.

- Mon oncle vit à New York.
- Mon oncle habite à New York.

Amcam bir servet yaptı.

- Mon oncle possède une fortune.
- Mon oncle a fait fortune.

Amcam İspanyanın doğusunda yaşar.

Mon oncle vit dans l'est de l'Espagne.

Amcam bu ofiste çalışıyor.

Mon oncle travaille dans ce bureau.

Amcam bir Ford sürer.

Mon oncle conduit une voiture Ford.

Amcam okulun yakınında yaşıyor.

- Mon oncle vit près de l'école.
- Mon oncle habite à côté de l'école.

Amcam kötü bir sürücü.

Mon oncle conduit comme un pied !

Amcam Çin yelpazeleri biriktirir.

Mon oncle collectionne les éventails chinois.

Amcam tavuklara bakmamı istedi.

Mon oncle m'a demandé de m'occuper des poules.

Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.

Mon oncle est complètement guéri de sa maladie.

Amcam para harcamada cömerttir.

Mon oncle n'est pas avare de son argent.

Amcam bir otel çalıştırıyor.

Mon oncle tient un hôtel.

Amcam ansızın Kobe'den geldi.

Mon oncle a débarqué de Kobe.

Amcam doksana ayak bastı

Mon oncle a vécu jusqu'à l'âge de quatre-vingt-dix ans.

Amcam arabasını bana verdi.

- Mon oncle me donna sa voiture.
- Mon oncle me confia sa voiture.

- Amcam kırklarında.
- Dayım kırklarında.

Mon oncle a la quarantaine.

Amcam şimdi rahat yaşıyor.

Mon oncle vit maintenant dans le confort.

Amcam genç değil ama sağlıklı.

Mon oncle n'est pas jeune, mais il est en bonne santé.

Amcam yarın bizi görmeye gelecek.

Mon oncle vient nous voir demain.

Amcam bana bir kitap verdi.

Mon oncle m’a donné un livre.

Amcam zayıf fakat teyzem şişman.

Mon oncle est mince, mais ma tante est grosse.

Kyoto'da yaşayan bir amcam var.

J'ai un oncle qui habite à Kyoto.

Benim bir amcam bir doktordur.

Un oncle à moi est médecin.

Amcam zayıf ama teyzem şişman.

Mon oncle est mince, mais ma tante est grosse.

Amcam İspanyanın başkenti Madrit'de yaşıyor.

- Mon oncle vit à Madrid, la capitale de l'Espagne.
- Mon oncle habite à Madrid, la capitale de l'Espagne.

Amcam dün mide kanserinden öldü.

- Mon oncle est mort d'un cancer de l'estomac, hier.
- Mon oncle est mort hier d’un cancer à l’estomac.

Amcam beni kırsalda gezmeye götürdü.

Mon oncle m'amena en balade à la campagne.

Amcam beni görmek için geldi.

Mon oncle est venu me voir.

Amcam on yıl Paris'te yaşadı.

Mon oncle a vécu dix ans à Paris.

Dün amcam bir köpek aldı.

Mon oncle a acheté un chien hier.

Amcam gelecek Pazartesi Amerika'dan dönecek.

Mon oncle revient d'Amérique lundi prochain.

Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.

Mon oncle a vécu à Washington pendant deux ans.

Amcam bana bir hediye verdi.

- Mon oncle m'a donné un cadeau.
- Mon oncle m'a fait un cadeau.

Bugünkü durumuma beni amcam getirdi.

Mon oncle a fait de moi ce que je suis aujourd'hui.

Amcam her sabah koştuğunu söyledi.

Mon oncle a dit qu'il fait du jogging chaque matin.

Ben amcam ile birlikte kalıyorum.

Je reste avec mon oncle.

- Amcam bana hikayeyi fıkra tarzında anlattı.
- Amcam bana hikayeyi fıkra şeklinde anlattı.

Mon oncle m'a raconté cette histoire sous forme d'une blague.

- Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
- Amcam zaman zaman beni ziyaret eder.

Mon oncle vient me voir de temps en temps.

Amcam bana bir çift ayakkabı verdi.

Mon oncle m'a donné une paire de chaussures.

Bu hafta amcam bizimle birlikte kalıyor.

Mon oncle reste avec nous cette semaine.

Bu saat bana amcam tarafından verildi.

Cette montre m'a été donnée par mon oncle.

- O benim amcam.
- O benim dayım.

C'est mon oncle.

Amcam tarafından güzel bir hediye verildi.

Mon oncle m'a donné un beau cadeau.

Paris'te yaşayan amcam bizi görmeye geldi.

- Mon oncle, vivant à Paris, est venu nous voir.
- Mon oncle, qui habite à Paris, nous a rendu visite.

Amcam ara sıra beni görmeye gelir.

Mon oncle vient me voir de temps en temps.

- Amcam Kanada'ya gittiğinden beri on yıl oldu.
- Amcam Kanada'ya gittiğinden bu yana on yıl geçti.

Cela fait dix ans que mon oncle est allé au Canada.

Bana amcam tarafından güzel bir saat verildi.

Mon oncle m'a donné une jolie montre.

Amcam yarın Aomori'ye bir iş gezisine gidiyor.

Mon oncle est en voyage d'affaire à Aomori demain.

Bob amcam saatimi tamir etti. Şimdi iyi çalışıyor.

Mon oncle Bob a réparé mon horloge et maintenant elle indique l'heure correctement.

Amcam dün bana bir kitap verdi. Kitap bu.

Mon oncle m'a donné un livre hier. Voici le livre.

Amcam her üç günde bir beni ziyarete gelir.

Mon oncle me rend visite tous les trois jours.

O benim amcam, çünkü babam onun erkek kardeşidir.

Il est mon oncle, parce que mon père est son frère.

- Amcam, Vietnam Savaşı gazisidir.
- Dayım, Vietnam Savaşı gazisidir.

Mon oncle est vétéran de la guerre du Viêtnam.

- Amcam okulun yakınında yaşıyor.
- Dayım okulun yakınında yaşıyor.

- Mon oncle vit près de l'école.
- Mon oncle habite à côté de l'école.
- Mon oncle habite près de l'école.

Amcam, ki o Paris'te yaşar, bizi görmeye geldi.

Mon oncle, qui vit à Paris, est venu nous voir.

Amcam için güzel bir ipek kravat satın aldım.

J'ai acheté une belle cravate de soie pour mon oncle.

- Şurada gazete okuyan adam benim amcam.
- Şurada gazete okuyan adam benim dayım.
- Orada gazete okuyan adam benim amcam.

L'homme par là-bas qui lit le journal est mon oncle.

Amcam bir daha dönmemek üzere 1983 yılında Meksika'ya gitti.

Mon oncle est parti au Mexique en 1983 pour n'en jamais revenir.

Amcam Amerika'ya gittiğinde, birçok kişi havaalanında onu görmeye geldi.

Quand mon oncle partit pour l'Amérique, beaucoup de gens sont venus lui dire au revoir à l'aéroport.

Amcam dün bana bir kitap verdi. İşte o kitap.

Mon oncle m'a donné un livre hier. Voici le livre.

- Amcam ona bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

- Mon oncle lui a offert un cadeau.
- Mon oncle lui donna un présent.

- Boston'da yaşayan bir amcam var.
- Boston'da yaşayan bir dayım var.

J'ai un oncle qui vit à Boston.

- Amcam amatör bir kriket oyuncusudur.
- Dayım amatör bir kriket oyuncusudur.

Mon oncle est un joueur de cricket amateur.

Üniversiteden mezun olduğumda ne olmaya niyet ettiğim bana amcam tarafından soruldu.

Mon oncle me demanda ce que j'avais l'intention d'être quand je serai diplômé du collège.

Amcam Bob saatimi tamir etti ve o artık zamanı doğru söylüyor.

Mon oncle Bob a réparé mon horloge et maintenant elle indique l'heure correctement.

- Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.
- Dayım iki yıl Washington DC'de yaşadı.

Mon oncle a vécu à Washington pendant deux ans.

Amcam her ne zaman gelse, o bizim için bazı güzel şeyler getirir.

À chaque fois que mon oncle vient, il nous apporte de bonnes choses.

- Amcam iki yıl önce kanserden vefat etti.
- Dayım iki yıl önce kanserden vefat etti.

Mon oncle est mort d'un cancer il y a deux ans.

- Amcam bana bir hediye verdi.
- Dayım bana bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

Mon oncle m'a donné un cadeau.

- Boston'da yaşayan amcam geçen hafta bize geldi.
- Boston'da oturan dayım geçen hafta bizi ziyarete geldi.

Mon oncle qui vit à Boston nous a rendu visite la semaine dernière.

- Amcam bana bu kol saatini verdi.
- Dayım bana bu kol saatini verdi.
- Eniştem bana bu kol saatini verdi.

Mon oncle m'a offert cette montre.