Translation of "çamaşır" in French

0.005 sec.

Examples of using "çamaşır" in a sentence and their french translations:

Çamaşır bekleyebilir.

La lessive peut attendre.

- Bir çamaşır makinem yok.
- Çamaşır makinem yok.

- Je n'ai pas de machine à laver.
- Je n'ai pas de lave-linge.

Çamaşır makinesi bozuk.

Le lave-linge est hors-service.

Çamaşır makinesi kapalı.

La machine à laver est sur « Arrêt ».

Çamaşır makinesini onarıyorum.

Je répare le lave-linge.

Çamaşır makinesini bozdun.

- Tu as cassé la machine à laver.
- Vous avez cassé la machine à laver.

Evde çamaşır makinem yok ve bu yüzden çamaşır yıkamak için çamaşır odasına gitmek zorundayım.

- Comme je n'ai pas de machine à laver chez moi, je dois aller à la laverie pour nettoyer mes vêtements.
- Comme je n'ai pas de machine à laver à la maison, je dois aller à la laverie pour faire ma lessive.

Çamaşır makinesini tamir ediyorum.

Je répare le lave-linge.

Hiç çamaşır astın mı?

As-tu déjà étendu du linge ?

Bu çamaşır makinesini kullanamazsın.

- Vous ne pouvez pas utiliser cette machine à laver.
- Tu ne peux pas utiliser cette machine à laver.

Onu çamaşır makinesine at.

Mets-le dans la machine à laver.

Çamaşır yıkamak benim işim.

Faire la lessive est mon travail.

Çantayı çamaşır makinesinde yıkamayın.

Ne pas laver le sac à la machine.

- Çamaşır makinesi harika bir icattır.
- Çamaşır makinesi muhteşem bir icat.

La machine à laver est une invention merveilleuse.

Çamaşır, çamaşır makinesinde eşit olarak dağıtılmamışsa çamaşır makinesinin titremesine sebep olur ya da hareket etmesine bile neden olur.

Lorsque le linge n'est pas réparti de manière équilibrée dans la machine à laver, cela peut la faire vibrer ou même se déplacer.

Yeni bir çamaşır makinesi aldık.

Nous avons acheté une nouvelle machine à laver.

Çamaşır makinesini tamir etmek zorundayım.

Je dois réparer la machine à laver.

Çamaşır makinesi harika bir icattır.

La machine à laver est une invention merveilleuse.

Hava güneşliyken çamaşır yıkamak zorundayım.

- Je dois faire le linge tant qu'il y a encore du soleil.
- Je dois faire la lessive tant qu'il y a encore du soleil.

Bu, çamaşır suyu gibi kokuyor.

Ça sent comme la javel.

Bu çorapları çamaşır makinesine koy.

Mets ces chaussettes dans la machine à laver.

Çamaşır yıkama servisiniz var mı?

Disposez-vous d’un service de blanchisserie ?

Onun bir otomatik çamaşır makinesi var.

Elle a une machine à laver automatique.

İstediğim tek şey bir çamaşır makinesi.

Tout ce que je veux, c'est une machine à laver.

Bir çamaşır makinesi satın almak istiyorum.

- J'aimerais acheter une machine à laver.
- J'aimerais acquérir une machine à laver.
- J'aimerais faire l'acquisition d'une machine à laver.

Bu, önden yüklemeli bir çamaşır makinesidir.

- C'est un lave-linge à chargement frontal.
- C'est une machine à laver à chargement frontal.

Bu, üstten yüklemeli bir çamaşır makinesidir.

- C'est un lave-linge à chargement par le haut.
- C'est une machine à laver à chargement par le haut.

Bu çamaşır makinesinde bir sorun var.

Quelque chose ne va pas avec cette machine à laver.

Evde bir çamaşır makinesi var mı?

- Y a-t-il une machine à laver dans la maison ?
- Y a-t-il un lave-linge dans la maison ?

Tom haftada üç kez çamaşır yıkar.

Tom fait la lessive trois fois par semaine.

Bizim yeni bir çamaşır makinesi satın almamız gerekir.

Il faut qu'on achète une nouvelle machine à laver.

Tom elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine koydu.

Tom retira ses vêtements et les mit dans la machine à laver.

Çamaşır makinesi tüm zamanların en büyük icatlarından biriydi.

La machine à laver fut l'une des plus grandes inventions de tous les temps.

Tom yataktan çarşafları çekti ve onları çamaşır makinesine koydu.

Tom retira les draps du lit et les mit à la machine à laver.

Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.

En faisant la lessive, elle trouva une capote dans la poche arrière du pantalon de son fils.

Bir dakika bekle, benim çamaşır tamam, çamaşırı asmaya gideceğim.

Deux petites secondes, ma lessive est finie, je vais aller étendre le linge.

Son zamanlarda kullandığınız sabun ya da çamaşır deterjanını değiştirdiniz mi?

- Avez-vous récemment changé de savon ou de détergent à lessive ?
- As-tu récemment changé de savon ou de détergent à lessive ?

- Benim çamaşır hazır mı?
- Çamaşırım hazır mı?
- Benim çamaşırım hazır mı?

Mon linge est-il prêt ?