Translation of "Yapması" in Finnish

0.005 sec.

Examples of using "Yapması" in a sentence and their finnish translations:

Yapması zor mu?

- Onko tuo vaikeaa tehdä?
- Onko tuota vaikeaa tehdä?
- Onko tuollainen vaikeaa tehdä?

Birisinin yapması gerekiyordu.

- Jonkun on tehtävä se.
- Jonkun pitää tehdä se.

Ne yapması gerektiğini biliyordu.

Hän tiesi mitä piti tehdä.

John'un hata yapması olasıdır.

John todennäköisesti tekee virheen.

Onu kimin yapması gerektiğini düşünüyorsun?

Kenen pitäisi mielestäsi tehdä se?

Oyun yapması için köpeği eğittim.

Opetin koiran tekemään muutaman tempun.

Tom ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

Tom ei tiennyt mitä hänen oli tarkoitus tehdä.

Tom ne yapması gerektiğinden emin değil.

Tom ei ollut varma mitä hänen pitäisi tehdä.

Tom Mary'ye ne yapması gerektiğini söyledi.

Tom kertoi Marille mitä hänen pitäisi tehdä.

Neden onu yapması gerektiğini Tom'a söylemeliydim.

Minun olisi pitänyt kertoa Tommille miksi hänen pitäisi tehdä tuon.

Tom onu yapması için Mary'yi ikna edebilir.

Voi olla, että Tomi saa Marin tekemään sen.

Tom onu yapması için Mary'yi ikna etti.

- Tom taivutteli Marin tekemään sen.
- Tom suostutteli Marin tekemään sen.

Tom yapması gereken işi daha önce bitirdi.

Tom on jo lopettanut työn mikä hänen tarvitsi tehdä.

Tom ne yapması gerektiğini tam olarak hatırlayamıyor.

Tom ei pysty saamaan mieleensä tarkasti mitä hänen piti tehdä.

Tom onu yapması için Mary'yi ikna etmeye çalışabilir.

Voi olla, että Tomi yrittää suostutella Marin tekemään sen.

Tom daha sonra ne yapması gerektiği hakkında düşünüyor.

Tom ajattelee sitä mitä hänen pitäisi tehdä seuraavaksi.

O, onu bir konuşma yapması için ikna edemedi.

Hän ei onnistunut ylipuhumaan häntä pitämään puheen.

Tom Mary'ye doğru şeyi yapması için yardım etmek istedi.

Tom halusi auttaa Maria tekemään oikein.

- Söylemek yapmaktan daha kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

- Helpommin sanottu kuin tehty.
- Se on helpommin sanottu kuin tehty.

Doktorların yapması gereken şey hayatları kurtarmak ve ölüme karşı mücadele etmek.

Lääkäreiden tulisi pelastaa ihmishenkiä ja taistella kuolemaa vastaan.

- Lafla peynir gemisi yürümez.
- Söylemek yapmaktan kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

Helpommin sanottu kuin tehty.

Tom Mary'nin onun için yaptığı akşam yemeğini beğenmiş gibi yapması gerekip gerekmediğini merak ediyordu.

Tom ihmetteli, pitäisikö hänen teeskennellä pitäneensä Maryn hänelle valmistamasta illallisesta.