Translation of "Güçlü" in Finnish

0.008 sec.

Examples of using "Güçlü" in a sentence and their finnish translations:

Güçlü değilim.

En ole vahva.

Güçlü görünüyorsun.

- Näytät vahvalta.
- Vaikutat vahvalta.

Onlar güçlü.

He ovat vahvoja.

Güçlü kal.

- Tsemppiä!
- Pysy vahvana.

Tom güçlü.

- Tom on vahva.
- Tomi on vahva.

- O güçlü görünüyor.
- O güçlü gözüküyor.

Hän näyttää vahvalta.

Güçlü gövde, güçlü bacaklar. Tamam, hadi bakalım.

Vahva ydin, vahvat jalat. Mennään.

Buradayken güçlü olmalısınız.

Täällä pitää olla vahva.

Rüzgâr çok güçlü.

Tuuli on voimakas.

Güçlü olan haklıdır.

Jos on valta, on myös oikeus.

Yeterince güçlü değilsin.

Et ole tarpeeksi vahva.

Tom güçlü değil.

Tomi ei ole vahva.

Tom güçlü hissetti.

Tom tunsi itsensä vahvaksi.

Akıntı çok güçlü.

Virtaus on todella vahva.

Tom güçlü kaldı.

Tom pysyi vahvana.

Tom en güçlü.

- Tom on vahvin.
- Tom on kaikista vahvin.

Buradayken güçlü olmanız gerekir.

Täällä pitää olla vahva.

...güçlü yırtıcıları ortaya çıkarıyor.

väijymässä Mumbain kaduilla.

Çok güçlü bir yüzücü.

Hän on vahva uimari.

O ne kadar güçlü!

Kuinka vahva hän onkaan!

O benden daha güçlü.

Hän on minua vahvempi.

O cüsseli ve güçlü.

Hän on iso ja vahva.

Eskisi kadar güçlü değilim.

En ole enää yhtä vahva kuin ennen.

- Tom güçlü.
- Tom güçlüdür.

- Tom on vahva.
- Tomi on vahva.

Fil güçlü bir hayvandır.

- Norsu on vahva eläin.
- Elefantti on vahva eläin.
- Norsu on voimakas eläin.
- Elefantti on voimakas eläin.

Tom göründüğünden daha güçlü.

Tom on vanhempi miltä näyttää.

...yüzeydeki güçlü akıntılar tarafından dağıtılsınlar.

voimakkaiden pintavirtausten kuljetettavaksi.

Her türlü güçlü desteği sağlarlar.

laajemmille ratkaisuille.

Güçlü bir sorumluluk duygusu var.

Hänellä on vahva velvollisuudentaju.

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış!

Tämä on vaikeaa aikaa. Koeta pysyä vahvana!

Benim güçlü bir iradem var.

- Minulla on voimakas tahto.
- Minulla on vahva tahto.

Tom, çok güçlü bir adam.

Tom on hyvin vahva mies.

Mantık açıkça senin güçlü noktandır.

Järki on selvä vahvuutesi.

Tom eskisi kadar güçlü değildir.

Tomi ei ole enää yhtä vahva kuin ennen.

Tom geri kalanımızdan daha güçlü.

Tom on meitä muita vahvempi.

Tom benden çok daha güçlü.

Tomi on paljon minua vahvempi.

Scolopendra subspinipes hızlı, güçlü ve vahşidir.

Scolopendra subspinipes on nopea, voimakas ja hurja.

Felç edici güçlü bir karışım salgılar.

vapauttaen voimakkaan halvaannuttavan cocktailin.

Ama oldukça güçlü bir kokusu var.

Siinä on voimakas tuoksu.

Çünkü sanat çok güçlü bir araç.

Koska taide on tehokas työkalu.

- Güçlü bir iraden var.
- Hafızan kuvvetli.

Sinulla on luja tahto.

Cüsseli erkekler her zaman güçlü değildir.

Isot miehet eivät aina ole vahvoja.

İki ulusun güçlü ticaret bağlantısı var.

Niillä kahdella valtiolla on vahvat kauppasiteet.

Bunu yapmak için yeterince güçlü değilim.

En ole tarpeeksi vahva tekemään tätä.

Seni öldürmeyen seni daha güçlü yapacaktır.

Mikä ei tapa, se tekee sinut vahvemmaksi.

Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır.

Kaikilla on heikkouksia ja vahvuuksia.

O güçlü bir gözlem duygusuna sahiptir.

Hänellä on vahva tunne tarkkailussa olemisesta.

Tom'un güçlü bir sorumluluk duygusu var.

Tomilla on voimakas vastuuntunto.

Tom'un güçlü bir görev duygusu var.

Tomilla on vahva velvollisuudentunto.

Koku, karanlıkta sinyal yollamanın güçlü bir aracı.

Hajut ovat voimakas merkinantotyökalu pimeässä.

Tom güçlü bir Fransız aksanıyla İngilizce konuşuyor.

- Tom puhuu englantia voimakkaalla ranskalaisella aksentilla.
- Tom puhuu englantia vahvalla ranskalaisella korostuksella.

Tom Washington'da pek çok güçlü dostları var.

Tomilla on monia vaikutusvaltaisia ystäviä Washingtonissa.

Güçlü, zehri çok kuvvetli. Bulaşılacak bir şey değil.

Niiden voima ja myrkky ovat kovia. Sen kanssa ei pidä leikkiä.

Pediseller derinize yapışıp çok güçlü bir zehir bırakır.

saa pedicellariaet tarttumaan ihoon ja ruiskuttamaan voimakasta myrkkyä.

Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.

Ketun karva haisee vahvemmalle.

...Ay'ın çekim gücü... ...okyanuslarımızı kendine çekecek kadar güçlü.

kuun vetovoima - on tarpeeksi vahva vetämään valtameriämme sitä kohti.

Hepsinin çekim gücü birleşince en güçlü gelgitler oluşur.

Niiden yhdistetty vetovoima luo tulvavuoksia,

Belki çok güçlü olan güneşi kullanırsak bunu yapabiliriz.

Voimme hyödyntää aurinkoa seuraavasti.

Hükümet enflasyonla mücadele etmek için güçlü önlemleri benimsedi.

Hallitus otti käyttöön kovat keinot inflaation taltuttamiseksi.

Küçük erkek kardeşimin ağabeyimden daha güçlü olduğunu düşünüyorum.

Minusta pikkuveljeni on isoveljeäni vahvempi.

Bir zincir en zayıf halkasından daha güçlü değildir..

Ketju on niin vahva kuin sen heikoin lenkki.

Bu merdiven benim ağırlığımı taşıyacak kadar güçlü mü?

Kestävätkö nämä tikkaat minun painoni?

Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.

Kaikilla on heikkouksia ja vahvuuksia.

Çok güçlü, erkeksi ve tatlısın, sana nasıl direnebilirim?

Olet niin vahva, miehekäs ja ihana, miten voisin vastustaa sinua?

Öyle güçlü ki, hem görüşü hem de sezgiyi birleştiriyor

Se on tehokas työkalu, joka käyttää sekä näkö- että oivalluskykyä

Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez.

Kansakunnan ei tarvitse välttämättä olla voimakas ollakseen merkittävä.

O, o kadar güçlü bir patlamaydı ki çatı savruldu.

Räjähdys oli niin voimakas, että katto lennähti pois.

Tom bir öküz kadar güçlü ama buna rağmen bir korkak.

Tom on vahva kuin sonni, mutta on silti pelkuri.

Zehriyle başlayalım. Güçlü, hızlı harekete geçen, kanı sulandıran ölümcül bir karışım.

Kaikki alkaa sen myrkystä, joka on voimakas, nopeavaikutteinen, verta ohentava tappava sekoitus.

- Bizi öldürmeyen şey bizi daha güçlü yapar.
- Bizi öldürmeyen şey güçlendirir.

Mikä ei tapa, vahvistaa.

Göl donmuştu ama buzun üzerinde yürümek için yeterince güçlü olduğundan emin değilim.

Järvi on jäätynyt, mutta en ole varma siitä, että kestääkö jää kävelemisen.

- Benim babam senin babandan daha güçlüdür.
- Benim babam senin babandan daha güçlü.

- Isäni on vahvempi kuin sinun.
- Mun isä on vahvempi ku sun isä.

Müzik tek başına duygularına ses vermek için yeterli değildi. Güçlü bir koro gerekiyordu!

Pelkkä musiikki ei riittänyt ilmaisemaan hänen tunteitaan. Siihen tarvittiin mahtava kuoro!

Ay ışığının en güçlü hâli güneş ışığından 400.000 kat daha sönüktür. Yine de görmeye yeter.

Täysikuun valo on 400 000 kertaa auringonvaloa himmeämpää. Mutta se riittää silti näkemiseen.

- Fiziksel ve mental açıdan güçlenmek istiyorum.
- Hem fiziksel hem de ruhsal olarak daha güçlü olmak istiyorum.

Haluan tulla sekä fyysisesti että henkisesti vahvemmaksi.

En güçlü dilindeki cümleleri ve çevirileri eklemeni öneririz. Öncelikle cümlelerinin düzeltilmesini istiyorsan Lang-8.com gibi bir siteyi denemen gerekir, odaklanmanın olduğu yer.

Suosittelemme lisämään lauseita ja käännöksiä vahvimmalla kielelläsi. Jos olet pääasiassa kiinnostunut saamaan korjausehdotuksia lauseisiisi, sinun kannattaa kokeilla sellaisia sivustoja, kuten Lang-8.com:ia, jotka ovat nimenomaan keskittyneet siihen.

Sadece kendi ana dilinde ya da en güçlü olduğun dilde cümleler eklemenin muhtemelen yabancı dil yazmayı pratik yapmak kadar çok eğlenceli olmadığını biliyorum fakat onların doğru olduğundan kesinlikle emin değilsen lütfen cümleleri Tatoeba Corpus'a eklemeyin. Çalıştığın dilleri pratik yapmak istiyorsan www.lang-8.com gibi o amaç için tasarlanmış bir site kullanarak öyle yapın.

Tiedän, että lauseiden lisääminen vain äidinkielelläsi tai vahvimmalla kielelläsi ei ole varmaankaan yhtä hauskaa kuin vieraiden kielten kirjoittamisen harjoittelu, mutta ethän lisää lauseita Tatoeba-korpukseen, jos et ole aivan varma, että ne ovat oikein. Jos haluat harjoitella opiskelemiasi kieliä, teethän sen verkkosivulla, joka on suunniteltu kielten harjoittelemista varten, kuten www.lang-8.com.