Translation of "Zenginlik" in English

0.003 sec.

Examples of using "Zenginlik" in a sentence and their english translations:

Zenginlik görecelidir.

Wealth is relative.

Sami zenginlik bağımlısıydı.

Sami was addicted to wealth.

En iyi zenginlik bilgidir, ortalama zenginlik çocuklardır ve en küçük zenginlik materyal nesnelerdir.

The best wealth is knowledge, average wealth is children, and the smallest wealth is material objects.

Sami zenginlik içinde büyüdü.

Sami grew up in wealth.

Zenginlik ve şöhret umurumda değil.

I don't care for wealth and fame.

Zenginlik için fazla arzum yok.

I don't have much desire for wealth.

Tom zenginlik ve şöhret istiyor.

Tom wants riches and fame.

Onlar seks, zenginlik ve ün istiyorlar.

They want sex, wealth and fame.

Mütevazı zevklerim var. Zenginlik ilgimi çekmiyor.

I have modest tastes. Wealth does not interest me.

- Ilk servet sağlıktır.
- İlk zenginlik sağlıktır.

The first wealth is health.

Ve bu şekilde zenginlik ve fırsat yaratarak

and through creating wealth and opportunity,

Ama daha fazla şöhret ve zenginlik arayışıyla İngiltere'ye gittiğinde

But that when he sailed to England seeking further fame and riches, he was shipwrecked

Ve neden turizmden sonra işçi dövizleri ikinci büyük zenginlik kaynağı.

and why after tourism, remittances are the second largest source of wealth.

Sağlık zenginliğin üstündedir, zira zenginlik bize sağlık kadar çok mutluluk vermiyor.

Health is above wealth, for this does not give us so much happiness as that.

Zenginlik ve bolluk güzellemesi yapan Hristiyanlık anlayışı Hristiyanlığa yapılan bir sabotajdır.

The prosperity gospel is a sabotage against Christianity.

Ben zenginlik ve korku içinde yaşamaktansa huzurlu yoksulluk içinde yaşamayı tercih ederim.

I'd rather live in peaceful poverty than in wealth and fear.

En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır.

Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation.