Translation of "Zamanların" in English

0.004 sec.

Examples of using "Zamanların" in a sentence and their english translations:

Zamanların değiştiğini düşünüyorum.

I think times are changing.

Tüm zamanların en iğrenç logosu.

is the most heinous logo of all time.

Tüm zamanların en düşük seviyesinde.

is at an all-time low.

Sagaları ; Fornaldarsögur, Eski Zamanların Sagaları var.

Sagas of Kings; there’s Fornaldarsögur, Sagas of Old times.

Zamanların gerisinde kalmamak için gazete okumalıyız.

We should read the newspaper so as not to lag behind the times.

İşsiz sayısı tüm zamanların en yükseğindedir.

The number of jobless is at an all time high.

Tüm zamanların en harika kitaplarından biri.

It's one of the greatest books of all time.

İncil tüm zamanların büyük best selleridir.

The Bible is the great best seller of all times.

Tüm zamanların en sevdiğiniz filmi nedir?

What's your favorite movie of all time?

Tom daha iyi zamanların geleceğinden emindi.

Tom was sure better times were coming.

Tüm zamanların en iyi bestecisi kim?

- Who is the greatest composer of all time?
- Who's the greatest composer of all time?

Fiyat endeksi tüm zamanların en yükseğine ulaştı.

The price index hit an all-time high.

Aynı zamanda tüm zamanların en iyi oyuncusu

but he went on to become the greatest player of all time

"Pretty Woman" filmi tüm zamanların klasiklerinden biridir.

The movie "Pretty Woman" is one of the all-time classics.

Mavi balina bütün zamanların en büyük hayvanıdır.

- The blue whale is the largest animal of all time.
- The blue whale is the largest animal to have ever existed.

Bryant tüm zamanların en skorer dördüncü ismi.

Bryant is the fourth all-time leading scorer.

Aslında Amerika'daki endüstriyel üretim tüm zamanların en yükseğinde.

In fact industrial production in the US is almost higher than it’s ever been.

Mozart: Tüm zamanların en büyük müzikal dahilerinden biri.

Mozart: one of the great musical prodigies of all time.

Beyoncé tüm zamanların en iyi müzik sanatçılarından biridir.

Beyoncé is one of the best music artists of all time.

Michael Jackson tüm zamanların en iyi müzik sanatçısıdır.

Michael Jackson is the best music artist of all time.

- O zamanların zor olduğunu biliyorum.
- Zaman kötü, biliyorum.

- I know times are tough.
- I know that times are tough.

Çamaşır makinesi tüm zamanların en büyük icatlarından biriydi.

The washing machine was one of the greatest inventions of all time.

Yani bu aslında farklı zamanların bir birine olan orantısı

so this is actually the proportion of different times

Hisse senedi fiyat endeksi, tüm zamanların en yükseğine yükseldi.

The stock price index soared to an all-time high.

LeBron James tüm zamanların en büyük basketbol oyuncularından biridir.

LeBron James is one of the greatest basketball players of all time.

Savaş ve Barış tüm zamanların en büyük kitaplarından biridir.

War and Peace is one of the greatest books of all time.

Avengers: Endgame, bütün zamanların en yüksek hasılatını yapan film oldu.

Avengers: Endgame, officially the highest-grossing movie of all time.

Michael Jackson'ın albümü Thriller, tüm zamanların en çok satan albümü.

Michael Jackson's album Thriller is the best-selling album of all time.

Braxton: Ondan sonra tüm zamanların en meşhur kayıtlarından bir tanesi oluyor.

Braxton: And then it goes down as like one of the most legendary recordings of all time. That’s

Duyduğunuz John Coltrane'nin Giant Steps [Dev Adımlar] albümü. Bütün zamanların en önemli

This is John Coltrane’s Giant Steps. It’s considered one of the most important

- Tüm zamanların en harika kitaplarından biri.
- Tüm zamanlardaki en harika kitaplardan biri.

It's one of the greatest books of all time.

Tüm zamanların en büyük tenisçisi kimdir, Roger Federer mi yoksa Rafael Nadal mı?

Who is the greatest tennis player of all time, Roger Federer or Rafael Nadal?

Öyle ironik ki, tüm zamanların en sömürgeci ülkelerden biri, Buenos Aires'i sömürgeci olmakla suçluyor.

It is ironic that one of the most colonialist countries of all times accuses Buenos Aires of being colonialist!

- Arkadaşlarım beni sessizce izliyorlardı ve, benim şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine , onlar ciddi kaldılar.
- Ahbaplarım sessizce beni izliyorlardı ve şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine bu defa ciddiyetlerini bozmadılar.

My companions were watching me in silence and, unlike other times when my wonder had made them laugh, they remained serious.

- Hitachi ve NEC gibi rakipler bir araya geldiğinde zamanların değiştiğini biliyorsunuz.
- Hitachi ve NEC gibi rakiplerin birleşmesi taşları yerinden oynatıyor.

You know times have changed when rivals like Hitachi and NEC get together.