Translation of "Gazete" in English

Gazete nerede?

- Where's the newspaper?
- Where is the newspaper?

Gazete satış yerinden gazete satın almayı durdurun.

Stop at the newsstand to buy the paper.

- Bu gazete iktidar çığırtkanlığı yapıyor.
- Bu gazete iktidar yalakalığı yapıyor.
- Bu gazete hükûmet borazanlığı yapıyor.
- Bu gazete iktidar goygoyculuğu yapıyor.
- Bu gazete iktidarın maşalığını yapıyor.
- Bu gazete iktidarın dümen suyunda gidiyor.
- Bu gazete iktidarı cilalıyor.
- Bu gazete iktidara çanak tutuyor.
- Bu gazete iktidarın borusunu öttürüyor.
- Bu gazete iktidarın sazını çalıyor.
- Bu gazete iktidar şakşakçılığı yapıyor.
- Bu gazete iktidarın propagandasını yapıyor.
- Bu gazete iktidara alkış tutuyor.
- Bu gazete iktidara köpeklik yapıyor.
- Bu gazete iktidar tellallığı yapıyor.
- Bu gazete iktidarın ağzıyla yazıyor.
- Bu gazete iktidar yandaşı.
- Bu gazete iktidarın tetikçiliğini yapıyor.
- Bu gazete iktidarın hınk deyiciliğini yapıyor.

This newspaper is a government mouthpiece.

Gazete okumayı bıraktı.

He stopped reading the newspaper.

Gazete hikayeyi nakletmedi.

The paper didn't carry the story.

Bugünkü gazete nerede?

- Where is today's paper?
- Where's today's newspaper?

O gazete dağıtır.

He delivers newspapers.

Bu bugünkü gazete.

This is today's newspaper.

Bana gazete alın.

Get me the newspaper.

O gazete okuyor.

He is reading the newspaper.

Tom gazete okuyor.

Tom is reading a newspaper.

Gazete sizin yanınızda.

The newspaper is by your side.

Bu gazete ücretsizdir.

This newspaper is free.

Bir gazete aldılar.

- They've bought a newspaper.
- They bought a paper.

Ben gazete okuyorum.

I'm reading the newspaper.

Ölümünü gazete okudum.

I read about his death in the paper.

Hiç gazete yoktu.

There were no newspapers.

Gazete almaya git.

Go get the newspaper.

Gazete masanın altında.

The paper is under the table.

Gazete okumaz mısın?

Don't you read a newspaper?

Cait gazete okuyor.

Cáit is reading the newspaper.

Çok gazete okumam.

- I don't read newspapers much.
- I don't really read newspapers.

Gazete ilanı bastı.

Newspapers printed the proclamation.

Bu gazete eskidir.

This newspaper is old.

Bir gazete alacağım.

I'll buy a newspaper.

Tom gazete satıyor.

Tom sells newspapers.

Bu gazete değil.

This isn't paper.

O gazete değil.

That isn't paper.

Bu gazete mi?

Is that paper?

Gazete ne kadar?

How much is the newspaper?

Gazete bayisi nerede?

Where is the newsstand?

Ben gazete okuyacağım.

I'll read the newspaper.

Her sabah gazete bayinde bir gazete satın alıyorum.

Every morning I buy a newspaper at a newsstand.

- Tom bir gazete aldı.
- Tom gazete satın aldı.

- Tom bought a paper.
- Tom bought a newspaper.

Bir gazete almak için gazete bayine gitmek zorundayım.

I have to go out to the newsstand to get a newspaper.

- Burada gazete mi satıyorsunuz?
- Burada gazete satıyor musunuz?

Do you sell newspapers here?

- O, her sabah gazete okur.
- Her sabah gazete okur.
- Her sabah o gazete okur.

- He reads the paper every morning.
- He reads the newspaper every morning.

- Gazete dağıtarak para kazandı.
- Gazete teslim ederek para kazanıyordu.

He earned money by delivering newspapers.

- O, her sabah gazete okur.
- Her sabah gazete okur.

She reads the newspaper every morning.

- Bu gazete hükûmet borazanlığı yapıyor.
- Bu gazete iktidarın propagandasını yapıyor.
- Bu gazete iktidar yandaşı.
- Bu gazete iktidarın hınk deyiciliğini yapıyor.

This newspaper is a government mouthpiece.

Gazete satarak nasıl geçinebilirsin?

How can you make a living from selling newspapers?

Yemek yerken gazete okurum.

- I read a newspaper while eating.
- I read the paper while eating.

Birkaç gazete haberi yayınladı.

Several newspapers published the story.

Okulda ben Gazete Komitesindeyim.

At school I am on the Newspaper Committee.

Hangi gazete için çalışıyorsunuz?

Which newspaper do you work for?

O, çok gazete okumaz.

He doesn't read many newspapers.

O, bir gazete okuyordu.

- He was reading a newspaper.
- She was reading a newspaper.

O, gazete okumayı sever.

He likes to read newspapers.

Gazete okumayı bitirdin mi?

Are you finished reading the newspaper?

Ben gerçekten gazete okumam.

I don't really read newspapers.

Bu bir ticari gazete.

This is a business paper.

O, gazete okumaktan vazgeçti.

He stopped reading newspapers.

Ona gazete okuduğumu söyle.

Tell her that I am reading the newspaper.

Tom gazete büfesinin yanında.

Tom is near the newsstand.

Her gün gazete alırım.

I buy newspapers every day.

- Gazete nerede?
- Yenün nerededir?

- Where's the newspaper?
- Where is the newspaper?

Gazete, makalemizi henüz yayınlamadı.

The newspaper hasn't published our article yet.

Gazete aboneliğimi iptal ettim.

I've cancelled the newspaper subscription.

Hangi gazete için çalışıyorsun?

What newspaper do you work for?

Bu gazete bir dolar.

This newspaper costs a dollar.

O bir gazete aldı.

He bought a newspaper.

Tom gazete satın aldı.

Tom bought a newspaper.

Bu gazete bölgede ünlüdür.

This newspaper is well known in the local area.

O, gazete okumayı durdurdu.

She stopped reading the newspaper.

Tom gazete okumaz bile.

Tom doesn't even read the newspaper.

Tom asla gazete okumaz.

Tom never reads the newspaper.

Neredeyse hiç gazete okumam.

I hardly ever read a newspaper.

Ben bir gazete okumuyorum.

I'm not reading a newspaper.

O bugünkü gazete mi?

Is that today's paper?

Adam bir gazete okuyor.

The man is reading a newspaper.

Tom dün gazete okumadı.

Tom didn't read the newspaper yesterday.

O adam gazete okuyor.

- That man is reading the paper.
- That man is reading the newspaper.

Bir adam gazete okuyor.

A man is reading a newspaper.

Gazete satmak kolay değildir.

Selling newspapers isn't easy.

Her gün gazete okudum.

I read the newspaper every day.

Ben artık gazete okumuyorum.

I never read newspapers anymore.

O bir gazete okuyor.

He's reading a newspaper.

Her sabah gazete okurum.

I read the newspaper every morning.

Bir gazete için çalışıyorum.

I work for a newspaper.

Barbara bir gazete okuyor.

Barbara is reading a newspaper.

Gazete teslimatını iptal ettim.

I canceled the newspaper delivery.

Zaten gazete okudun mu?

Have you already read the newspaper?

Bugün gazete okudun mu?

Have you already read the newspaper today?