Translation of "Biri" in Chinese

0.012 sec.

Examples of using "Biri" in a sentence and their chinese translations:

Biri öldürüldü.

有人被謀殺了。

- Valizlerimden biri kayıp.
- Çantalarımdan biri kayıp.

我的一個包包不見了。

- O, benim komşularımdan biri.
- O, komşularımdan biri.

他是我的一個鄰居。

Düğmelerinizden biri düştü.

你的一個按鈕脫落了。

Köpeklerden biri canlıdır.

這些狗中的其中一隻是活的。

Biri yardım istiyor.

有人在呼救。

Kapıda biri var.

门口有个人。

Biri kapıyı çaldı.

有人敲门了。

Biri piyano çalıyor.

有人正在彈鋼琴。

Biri ismimi haykırdı.

有人喊我的名字。

- Herhangi biri onu yapabilir.
- Herhangi biri bunu yapabilir.

任何人都可以做到。

- Bekle , biri kapıma vuruyor.
- Bekle , biri kapımı çalıyor.

等等,有人在敲我的門。

Onun iki kedisi var biri beyaz biri siyah.

她有两只猫。一只是白色的,另一只是黑色的。

- Biri seni gözlüyor.
- Biri sizi gözlüyor.
- Birisi sizi izliyor.

有人在看著你。

Kızlardan biri arkada bırakıldı.

這些女孩當中其中一個被留下來了。

Biri onu küvette boğmuştu.

有人把她淹死在浴缸裡。

Herhangi biri onu yapabilir.

任何人都可以做到。

Biri Japon diğeri İtalyan.

一个是日本人,另一个是意大利人。

Herhangi biri bunu yapabilir.

任何人都可以做到。

Biri öğretmenlerine saygı duymalı.

应该尊敬老师。

Odada biri var mıydı?

房间里有人吗?

Biri yeni, diğeri eski.

一个是新的,另一个是旧的。

Az önce biri aradı.

刚刚有人给你打电话。

Biri beni odaya kilitledi.

有人把我鎖在這房間裡。

- Birisi aradı.
- Biri aradı.

有人打電話來。

Seni arayan biri var.

有人找你。

Biri Tom'a vurdu mu?

有人打汤姆了吗?

Biri beni içeri itti.

有人推我到裡面。

Orada biri var mı?

那边有人吗?

Öğrencilerden biri bugün gelmedi.

学生们其中的一个今天没来。

Burada biri var mı?

有人吗?

Biri benim bavulumu çaldı.

有人偷了我的行李。

Son zamanlarda biri burada.

有人刚才在这里。

Orada içeride biri var.

有人在那里。

Biri davranışından sorumlu olmalı.

人要为自己的行为负责。

Biri kapıyı mı çalıyor?

有人敲门吗?

Biri yardım için bağırdı.

有人呼救。

Biri benim adımı sesleniyor.

有人喊我的名字。

Neden herhangi biri şaşırmalıdır?

为什么任何人应该感到惊喜?

Biri ona söyledi mi?

有人告诉他吗?

Bu kanepede biri uyuyor.

有人在這張沙發上睡過。

Onlardan biri bir casus.

他們其中一人是間諜。

Biri şemsiyesini salonda bıraktı.

有人把他们的雨伞落在走道里。

Zevklerimden biri TV izlemektir.

我的一個樂趣是看電視。

O çok ilginç biri.

她是一個非常有趣的人。

Biri yeni. Diğeri eski.

一个是新的,另一个是旧的。

O yeni gelen biri.

他是新来的。

Ya biri bizi görseydi?

如果有人看見我們怎麼辦?

Avustralya'da biri İngilizce konuşur.

在澳洲,人们说英语。

Dünya yüzeyinin üçte biri çöldür.

地球表面的三分之一是沙漠。

Bu sözlüğü herhangi biri kullanabilir.

所有人都可以用這本詞典。

Burada biri Mandarin konuşabiliyor mu?

在这里有人会说汉语吗?

Bu evde biri var mı?

- 家里有没有人?
- 屋里有人吗?

Yanıtlayabilecek başka biri var mı?

有沒有其他人可以回答?

6 üyeden, üçte biri kadındır.

六個成員中有三分之一是女性。

Arabada tuzağa düşürülmüş biri var.

有人被困在车里。

Tom hiç dakik biri olmamıştır.

汤姆从不准时。

Altı üyenin üçte biri kadındı.

六個成員中有三分之一是女性。

Araba sürebilen biri var mı?

有人会开车吗?

Araba sürebilecek biri var mı?

有人会开车吗?

Onlardan biri sana sarılmak istiyor.

他们中有一个人想要拥抱你。

Oğullarımdan biri bana dedi ki ...

我的一个儿子对我说...

Herhangi biri sana inanabilir mi?

誰會相信你?

"Biri osurdu" " O ben değildim!"

「有人放屁。」「不是我!」

Bugün devamsız biri var mı?

今天有人缺席嗎?

Biri bana o konuyu anlattı.

有人跟我說這件事。

Biri çok fazla para kazanamaz.

赚再多的钱也不为过

Yöbing, Çin'in abur cuburlarından biri.

月饼是中国点心的一种。

Seninle görüşmek isteyen biri var.

有一个人想见你。

Çocuklardan biri kapıyı açık bırakmış.

其中一個孩子讓門開著。

Belli ki biri yalan söylüyor.

顯然有人在撒謊。

Her biri bin dolar ödedi.

每人支付一千元。

Bizden herhangi biri onu yapabilirdi.

我們之中任何一個都能做到。

Her zaman konuşan biri vardır.

- 總是會有人談論。
- 總是會有人說話。

Biri alt katta seni bekliyor.

楼下有人在等您。

Biri buraya gelmenizi istedi mi?

有人叫你來這嗎?

Biri hariç tüm işçiler eve gitti.

所有的员工都回家了,只剩一位。

Bana yardım edebilecek biri var mı?

有誰可以幫我嗎?

Yaşı genç olabilir, ama güvenilir biri.

他雖然年輕卻很值得信賴。

- Biri piyano çalıyor.
- Birisi piyano çalıyor.

有人正在彈鋼琴。

Burada Japonca konuşan biri var mı?

- 这儿有人说日语吗?
- 这里有人会说日语吗?

Tom'un nasıl biri olduğunu hatırlamıyorum bile.

我甚至不能记起来汤姆长什么样。

Burada Havai'ye giden biri var mı?

这儿有人去过夏威夷吗?

İngilizce konuşan biri var mı burada?

這裡有人會說英文嗎?

Bu ülkenin ana ürünlerinden biri kahvedir.

这个国家的主要产品之一是咖啡。

Biri benim bütün fincan keklerimi yemiş.

某人把我的杯形蛋糕吃完了。

Caddedeki biri tarafından adımın çağrıldığını duydum.

我在街上聽到有人叫我的名字。

Şu anda hoşlandığın biri var mı?

你現在有喜歡的人嗎?

Herhangi biri onun gidişini gördü mü?

有人看见他离开吗?

Biri böyle bir gürültü içinde çalışamaz.

在这么嘈杂的环境中无法学习。

Kamera başka biri tarafından ödünç alındı.

照相機被別人借走了。

Sadece üyelerin üçte biri toplantıya geldi.

仅三分之一的成员出席了会议。

Bu insanlardan hangi biri senin arkadaşın?

这些人其中哪一个是你的朋友?