Translation of "Yokken" in English

0.011 sec.

Examples of using "Yokken" in a sentence and their english translations:

Sebep yokken güldü.

He laughed for no reason.

- Siz yokken çocuğunuzla ilgileneceğim.
- Sen yokken çocuğuna bakacağım.

I'll look after your child while you are away.

- Ben yokken yiyeceklerimi yeme.
- Ben yokken yemeğimi yeme.
- Ben yokken benim şeylerimi yeme.

Don't eat my food while I'm gone.

Sen yokken kaybolmuş hissediyorum.

When you are away, I feel lost.

Ben yokken terbiyesizlik yapma.

Behave yourself while I'm gone.

Ben yokken evim soyuldu.

My house was robbed while I was away.

Ben yokken hakkımda konuşma.

Please don't talk about me when I'm gone.

Siz yokken çocuğunuza bakacağım.

I'll look after your child while you are away.

Sen yokken köpeğinle ilgileneceğim.

I'll look after your dog while you're away.

Sen yokken kedine bakacağım.

I will look after your cat while you are away.

Sen yokken çocuğuna bakacağım.

I'll look after your child while you are away.

- Ben yokken eğlendiniz mi?
- Ben yokken ikiniz güzel vakit geçirdiniz mi?

Did you two have fun while I was gone?

Lütfen ben yokken kedilerime bak.

Please look after my cats while I'm away.

Sen yokken Meg seni aradı.

Meg called you during your absence.

Lütfen biz yokken köpeğimize bak.

Please take care of our dog while we're away.

Ben yokken köpeğime bakabilir misin?

Can you watch my dog while I'm away?

Ben yokken köpeğime bakmanı istiyorum.

- I'd like you to look after my dog while I'm out.
- I'd like you to look after my dog while I'm gone.

Ben yokken lütfen köpeğime bak.

Please take care of my dog while I am away.

Ben yokken birisi odamı temizledi.

Someone cleaned my room while I was gone.

Biz yokken eve hırsız girmiş.

A thief broke into the house while we were away.

Ben yokken köpeğime bakar mısın?

Will you take care of my dog while I am away?

Bu ben yokken gerçekleşmiş olmalı.

- That must have taken place while I was away.
- That must've taken place while I was away.

Sen burada yokken seni özleyeceğiz.

We'll miss you when you're not here.

Sen yokken yavru kedinle ilgileneceğim.

I'll take care of your kitten while you're away.

Ben yokken lütfen bebeğime bak.

Please take care of my baby while I am out.

Ben yokken bitkilerimle ilgilenir misiniz?

Would you care for my plants while I'm away?

Ben yokken Meg'e işimi yaptıracağım.

I'll get Meg to do my work during my absence.

Ben yokken Shun işimi devralacak.

Shun will take over my job while I'm away.

Ben yokken kuşlarıma bak lütfen.

Please take care of my birds while I am away.

Bu mektup sen yokken geldi.

This letter arrived while you were out.

Siz yokken beni kim koruyacak?

Who will protect me while you are away?

Ben yokken yerle ilgilenir misin?

Would you look after the place while I'm out?

Ben yokken çok şey değişmişti.

Much had changed during my absence.

O yokken yerine kim geçecek?

Who will fill in for him when he is away?

Ben yokken kapıyı kimseye açma.

Don't answer the door to anyone when I'm not here.

Biz yokken bizim hayvanlara bakar mısın?

Will you look after our pets while we're away?

Ben yokken bebeğe göz kulak ol.

- Keep an eye on the baby while I am away.
- Keep an eye on the baby while I'm away.

Ben yokken işimi Rie Kawada yapacak.

Rie Kawada will do my job while I'm gone.

Biz yokken evle ilgilen, tamam mı?

Look after the place while we're out, OK?

Sen yokken çiçeklerini sulamamı ister misin?

Do you want me to water your flowers while you're away?

Tom ben yokken uslu durdu mu?

Did Tom behave himself while I was gone?

Ben yokken aptalca bir şey yapmayın.

Don't do anything stupid while I'm gone.

Ben yokken hiç müşteri var mıydı?

Were there any customers while I was gone?

Ben yokken bir şey oldu mu?

Did anything happen while I was gone?

Ben evde yokken çiçeklerimi sulayabilir misiniz?

Could you water my plants while I'm away?

Ben yokken Tom'a göz kulak ol.

Take care of Tom while I'm away.

Söylemeye gerek yokken, söylenilse daha iyi olur.

While it goes without saying, it would go even better if it was said.

Ben yokken, Tom ve Mary seninle ilgilenecek.

Tom and Mary will look after you while I'm gone.

Ben yokken bir şey olmadığından emin misin?

Are you sure nothing happened while I was gone?

Ben yokken ilginç bir şey oldu mu?

Did anything interesting happen while I was gone?

Ben yokken birisi beni ziyaret etti mi?

Did anyone visit me during my absence?

Ben yokken bahçemi benim yerime sular mısın?

Could you water my garden for me while I'm away?

Siz yokken Bay West adında birisi sizi aradı.

- A Mr West called in your absence.
- A Mr. West called in your absence.

Tom o yokken Mary'nin onun eviyle ilgileneceğine güvenemiyor.

Tom can't trust Mary to look after his house while he's away.

Ana kar alanları olan düzeni değiştirmeye hiç niyeti yokken

have no intention of changing the game they're profiting from most,

Bundan 5 ay öncesinde yoğun bakımlarda zaten yer yokken

5 months ago, while there was no room for intensive care

Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.

The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.

Ben yokken biri beni ararsa, ona yakında döneceğimi söyle.

Should anyone call on me in my absence, tell him that I will be back soon.

Etrafta hiç kimse yokken, gece bir şekilde korkutucu oluyor.

- When there are no men around, the night is kinda scary.
- When there are no men around, the night is somewhat spooky.

Tom masasında yokken Mary onun defterine bir şey yazdı.

Mary wrote something in Tom's notebook while he was away from his desk.

Tom, o yokken köpeğine bakmaya istekli olup olmayacağımı sordu.

Tom asked if you'd be willing to take care of his dog while he was away.

Aslında domuzların kanatları yokken neden menüde domuz kanatları var?

Why are there pork wings on the menu when pigs don't actually have any wings?

Ben yokken biri gelirse ona akşama kadar geri gelmeyeceğimi söyle.

If anyone comes in my absence, tell him that I won't come back till evening.

- Bu mektup sen yokken geldi.
- Bu mektup sen dışardayken geldi.

This letter arrived while you were out.

Sen yokken evine göz kulak olmak için elimden geleni yapacağım.

I'll try my best to look after your house while you're away.

Ben yokken o beni ararsa, lütfen onu tekrar arayacağımı ona söyle.

Should he call me in my absence, please tell him that I will call him back.

Ben yokken biri beni ararsa, onlara beş güne kadar döneceğim söyle.

If anyone calls me up while I'm away, tell them I'll be back by five.

Ve aslında hiç cep yokken bile, cep dikişleri hala görünür şekildedir,

And even when there’s nothing in them, the lines of the pocket sac still show through,

Eğer ben yokken gelirse, lütfen ben geri gelene kadar beklemesini isteyin.

If he should come in my absence, please ask him to wait until I come back.

Bir menopozlu lanet yaşlı fahişe, hiç neden yokken benim hakkımda şikayetçi oldu.

A fucking menopausal old bitch was complaining about me for no reason.

- Söyle onlara, ben olmadan çıkmasınlar.
- Söyleyin onlara, bensiz çıkmasınlar.
- Ben yokken çıkmasınlar.

Tell them not to leave without me.

- Siz yokken bir beyefendi aradı, efendim.
- Bir beyefendi sizin yokluğunuzda aradı, efendim.

A gentleman called in your absence, sir.

Tabi ki, onlar da kendi mallarını satmak istedi. Başka bir deyişle. Hiç yokken,

of course, they also wanted to sell their products. In other words, out of a sudden,

- Senin gidişinden bu yana çok şey oldu.
- Sen yokken bir sürü şey oldu.

A lot's happened while you've been away.

İnsan gözlüksüz bir şey göremediğinden, gözlüğü yokken gözlük araması çok sinir bozucu bir şey.

It's very frustrating to try to find your glasses when you can't see anything without glasses.

- Tom benden yok yere nefret ediyor.
- Tom sebepsiz yere benden nefret ediyor.
- Tom sebep yokken benden nefret ediyor.
- Tom nedensizce benden nefret ediyor.
- Tom hiçbir neden yokken benden nefret ediyor.

Tom hates me for no reason.

- Gittiğinde hepimiz seni özleyeceğiz.
- Gidince hepimiz özleyeceğiz seni.
- Sen yokken hepimiz seni özleyeceğiz.
- Yokluğunda seni hepimiz özleyeceğiz.

We'll all miss you when you're gone.

- Tom Mary uzaktayken onun köpeğiyle ilgilendi.
- Tom Mary uzaktayken onun köpeğine göz kulak oldu.
- Tom Mary yokken onun köpeğiyle ilgilendi.

Tom took care of Mary's dog while she was away.

- Tom durduk yerde bana vurmaya başladı.
- Tom sebepsiz yere bana vurmaya başladı.
- Tom ortada bir neden yokken bana vurmaya başlamıştı.

- Tom began to hit me for no reason.
- Tom began hitting me for no reason.