Translation of "Yaratmaya" in English

0.010 sec.

Examples of using "Yaratmaya" in a sentence and their english translations:

Ben, istediğimi yaratmaya inanıyorum.

I believe in creating what I want.

- Ayrıca iş yaratmaya yardımcı olacak.
- İstihdam yaratmaya da yardımcı olacak.

It'll also help create jobs.

Olabileceklerini görebileceği bir toplum yaratmaya

and creating a society where the world can see

Tom açıkçası soruna yaratmaya çalışıyor.

Tom is obviously trying to cause trouble.

Tom bir fark yaratmaya çalıştı.

Tom tried to make a difference.

Oysa artık bende etki yaratmaya başladılar!

But oh, they register with me now!

Sansürleyeceği içerikleri barındırıp websiteleri yaratmaya devam edebilmeleri

so the users can keep hosting content and create websites

Gelenekler evin atmosferini yeniden yaratmaya yardımcı olur.

Traditions help to recreate the home's atmosphere.

Onları içine alan ve destekleyen bir toplum yaratmaya

a society that includes and supports,

üç aşağı beş yukarı modern bir devlet yaratmaya, kurmaya koyulmuşlardı.

was that they set about, pretty much, creating a new state.

Yaz ev ödevim için süt kartonlarıyla büyük bir şey yaratmaya çalışacağım.

- For my summer homework, I'll try to create a big object with milk cartons.
- For my summer homework, I'll try to create something big with milk cartons.

Sami ve Leyla'nın ilişki sorunları ofiste bir miktar gerginlik yaratmaya başladı.

Sami and Layla's relationship problems started to create some tension at the office.