Translation of "Başladılar" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Başladılar" in a sentence and their spanish translations:

Öpüşmeye başladılar.

Se empezaron a besar.

Kendilerini süslemeye başladılar.

Comenzaron a autodecorarse.

Geri çekilmeye başladılar.

Las que empezaron a retroceder.

Kızlar gülmeye başladılar.

- Las niñas se pusieron a reír.
- Las niñas empezaron a reírse.

Birbirlerini öpmeye başladılar.

Empezaron a besarse.

Dans etmeye başladılar.

Empezaron a bailar.

Onlar yemeğe başladılar.

Empezaron a comer.

Onlar derhal çalışmaya başladılar.

Ellos se pusieron a trabajar de inmediato.

Onlar aynı zamanda başladılar.

- Ellos empezaron al mismo tiempo.
- Empezaron al mismo tiempo.

Polisi görünce koşmaya başladılar.

Echaron a correr al ver al policía.

Çocuklar kavga etmeye başladılar.

Los niños se pusieron a pelear.

Onlar tepeye tırmanmaya başladılar.

- Ellos empezaron a escalar la colina.
- Empezaron a escalar la colina.

Ve tekrar tekrar konuşmaya başladılar.

y la gente hablaba por encima de mí una y otra vez.

Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.

Finalmente, ellos comenzaron la cuenta regresiva con cautela.

Onlar hepsi birden gülmeye başladılar.

De repente empezaron a reírse.

Bir süre sonra yürümeye başladılar.

Ellos empezaron a caminar después de un rato.

Güneş ve Ay parlamaya başladılar.

El sol y la luna habían comenzado a brillar.

İnsanlar aynı anda koşmaya başladılar.

La gente comenzó a correr a la vez.

Oysa artık bende etki yaratmaya başladılar!

Pero ¡ah! ahora sí las considero.

Ve bir süre sonra çarpışmaya başladılar

y después de un rato comenzaron a pelear

Sonbahar geldi ve yapraklar düşmeye başladılar.

El otoño llegó y las hojas comenzaron a caer.

Bilimciler bu soruların yanıtlarını bulmaya başladılar.

Los científicos comenzaron a encontrar respuestas a estas cuestiones.

Arkadaşlarım üç gün önce geziye başladılar.

Mis amigos emprendieron el viaje hace tres días.

Tom ve Mary münakaşa etmeye başladılar.

Tomás y María empezaron a discutir.

Teksaslılar kendi ordularını organize etmeye başladılar.

Los texanos empezaron a organizar su propio ejército.

Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.

Al oír el silbato, partieron a toda velocidad.

Tom ve Mary birbirlerine saygı duymaya başladılar.

Tom y Mary han comenzado a respetarse el uno al otro.

Avrupalılar, Amerikaları 15. yüzyıl sonunda keşfetmeye başladılar.

Los europeos empezaron a explorar las Américas a finales del siglo XV.

Tokyo'da yeni bir tür araba satmaya başladılar.

Han empezado a vender un nuevo tipo de coche en Tokio.

İki adam akşamleyin caddede kavga etmeye başladılar.

Dos hombres comenzaron a pelearse en la calle de noche.

İnsanlar sanki o kuşağın parçası gibi rol yapmaya başladılar

ya que la gente empieza a actuar como si son parte de esa generación

Ve Moğollar sayıca fazla olmalarına rağmen geri düşmeye başladılar.

musulmana y, a pesar de su ventaja númerica empezaron a retirarse.

Tam sınıfa girmiştim ki, öğrenciler bana sorular sormaya başladılar.

En cuanto entre a clase, los estudiantes empezarán a hacerme preguntas.

Birkaç gün içinde ailenin diğer üyeleri de belirtileri göstermeye başladılar.

Dentro de unos días, otros miembros de la familia empezaron a mostrar síntomas.

Muharebe kuzeye doğru ilerledikçe, hızlı süvari birlikleri vur kaç taktikleri uygulamaya başladılar.

Conforme la lucha se mueve al norte, los veloces hombres de caballería se enfrascan en ataques de golpe y carrera.

Bir süre sonra bu davalılar masraf yapmamak için beraber gidip gelmeye başladılar

después de un tiempo, estos acusados ​​comenzaron a unirse para evitar gastos

Benim bilmediğim bir dilde konuşmaya başladılar, ama kulağa melodik geliyordu ve dinlemesi güzeldi.

Empezaron a hablar en una lengua que no conocía, pero que resultaba melódica y encantadora.

- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
- Ben sınıfa girer girmez öğrenciler sorular sormaya başladılar.

En cuanto entré a clase, los estudiantes empezaron a hacerme preguntas.