Translation of "Yaraları" in English

0.009 sec.

Examples of using "Yaraları" in a sentence and their english translations:

Yaraları kaşımayın.

Don't scratch the sores.

Yaraları ölümcül görünüyor.

Her wound seems to be mortal.

Tom'un yaraları iyileşti.

- Tom's wounds have healed.
- Tom has healed from his wounds.

Tom'un yaraları yüzeyseldir.

Tom's injuries are superficial.

Tom'un yaraları iyileşiyor.

Tom is recovering from his wounds.

Tom yaraları yüzünden öldü.

- Tom died from his injuries.
- Tom died from his wounds.

Tom baş yaraları geçirdi.

Tom has suffered head injuries.

Tom'un küçük yaraları vardı.

Tom had minor wounds.

Sami eski yaraları açtı.

Sami opened up old wounds.

Tom'un yaraları kendiliğinden olmadı.

Tom's wounds weren't self-inflicted.

Ve kültürel uyanış yaraları taşıyorlar.

economic booms, cultural awakenings.

Yaraları yüzünden korkunç ağrı çekiyordu.

He suffered terrible pain from his injuries.

Hastanın yaraları hayatı tehdit etmiyor.

The patient's injuries aren't life-threatening.

Küçük olduğu için yaraları küçüktü.

Because it was small, her injuries were minor.

Tom'un yaraları çok ciddi değil.

Tom's injuries aren't very serious.

Zamanın tüm yaraları iyileştirdiği söylenmektedir.

It is said that time heals all the wounds.

Tom'un yaraları düşündüğümüzden daha kötü idi.

Tom's injuries were worse than we thought.

Tom'un yaraları hayatı tehdit olarak düşünülmez.

Tom's injuries aren't considered life-threatening.

Tom'un yaraları yaşamı tehdit eden değil.

Tom's injuries aren't life-threatening.

Tom daha sonra yaraları nedeniyle öldü.

Tom later died of his wounds.

Dört cerrah Leyla'nın yaraları üzerinde çalıştı.

Four surgeons worked on Layla's injuries.

Onun yaraları et yiyen kurtçuklarla istila edildi.

His wounds were infested with flesh-eating maggots.

Tom'un yaraları Mary'nin ki kadar şiddetli değildi.

Tom's injuries weren't as severe as Mary's.

Tom'un yaraları Mary'nin ki kadar kötü değil.

Tom's injuries aren't as bad as Mary's.

Tom'un yaraları ilk düşündüğümüz kadar ciddi değil.

Tom's injuries aren't as serious as we first thought.

Tom'un yaraları o kadar da ciddi değildir.

Tom's injuries aren't so serious.

- Zaman bütün yaraları iyileştirir.
- Zaman her şeyin ilacıdır.

Time heals all wounds.

Onlar eski yaraları bir kenara koymaya karar verdiler.

They have decided to put aside old wounds.

- Zaman her şeyin ilacıdır.
- Zaman tüm yaraları sarar.

- Time heals all wounds.
- Time cures all things.

- Tom'un sakatlığı geçmiş görünüyor.
- Tom'un yaraları iyileşmiş görünüyor.

Tom's injury seems to have healed.

Tom yerde yatan, kurşun yaraları kanayan iki adam gördü.

Tom saw two men lying on the floor, bleeding from gunshot wounds.

Mucizevi bir şekilde, Leyla'nın yaraları hayatı tehdit edici değildi.

Miraculously, Layla's wounds weren't life-threatening.

- Zaman tüm kırık kalpleri iyileştirir.
- Zaman en iyi ilaçtır.
- Zaman tüm yaraları iyileştirir.

Time heals all broken hearts.