Translation of "Yaradığını" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yaradığını" in a sentence and their english translations:

Bunun işe yaradığını sanmıyorum.

- I don't think it ever works.
- I don't think that it ever works.

Neyin işe yaradığını biliyoruz.

We know what works.

Onun işe yaradığını sanmıyorum.

- I don't think that works.
- I don't think that that works.

Onun işe yaradığını biliyoruz.

We know it works.

Ve bunun işe yaradığını hissetmiyorum.

and I don't feel it does the job.

Tom bunun işe yaradığını kanıtladı.

Tom has proved that it works.

İlacın nasıl işe yaradığını öğreneceğim.

I will find out how the medicine works.

Tom onun işe yaradığını söylüyor.

- Tom says it worked.
- Tom says it works.

Herkes bunun işe yaradığını biliyor.

- Everybody knows that it worked.
- Everyone knows that it worked.
- Everybody knows it worked.
- Everyone knows it worked.

Sadece bunun işe yaradığını bilmek zorundasın. Bunun nasıl işe yaradığını bilmen gerekmiyor.

- You just have to know that it works. You don't need to know how it works.
- You just have to know it works. You don't need to know how it works.

Bunu herhangi bir işe yaradığını sanmıyorum.

- I don't think this is helping anything.
- I don't think that this is helping anything.

Bu şeylerin nasıl işe yaradığını biliyorum.

I know how these things work.

Bunun nasıl işe yaradığını kimse bilmiyor.

No one knows how it works.

Tom bunun gerçekten işe yaradığını söyledi.

Tom told me this really works.

İnsanların bunun işe yaradığını bilmesi gerek.

People need to know that it works.

Kulak memelerinin ne işe yaradığını merak ediyorum.

- I wonder why we have ear lobes.
- I wonder what ear lobes are for.

Ben sadece her şeyin işe yaradığını umuyorum.

I just hope everything works.

VJ: Bu metodun işe yaradığını nasıl mı biliyoruz?

VJ: So how do we know that this method works?

Neyin işe yaradığını ve neyin işe yaramadığını çözmemiz gerekiyor.

We need to figure out what works and what doesn't work.

Bu ilacın neye yaradığını hatırlıyor musun? Sana bu reçeteyi ne zaman yazmışlardı?

Do you know what this medicine is for? When did they prescribe it to you?

- Onun ne yaptığını sana söyleyeyim.
- Onun işlevini anlatayım sana.
- Bunun ne işe yaradığını sana söyleyeyim.

Let me tell you what it does.