Translation of "Yapabildiğim" in English

0.009 sec.

Examples of using "Yapabildiğim" in a sentence and their english translations:

Bütün yapabildiğim sessizce çalışmak.

All I can do is work in silence.

Bunu yapabildiğim kadar yapacağım.

I'll do this as long as I can.

Yapabildiğim her şey ağlamaktı.

All I could do was cry.

Onu yapabildiğim için şanslıyım.

- I'm lucky I can do that.
- I'm lucky that I can do that.

Bunu yapabildiğim kadar çabuk yapıyorum.

I'm doing this as fast as I can.

çünkü yapabildiğim çok şey var.

because there is so much I can do.

Bunu yapabildiğim için memnun oldum.

I'm glad I was able to do this.

Hala onu yapabildiğim için şanslıyım.

I'm lucky to still be able to do that.

Sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.

- I'll help you as much as I can.
- I'll help you as much as possible.

Yüzme oldukça iyi yapabildiğim bir şey.

Swimming is one thing I can do fairly well.

Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.

It was all I could do to keep standing.

Görevimi yapabildiğim en iyi şekilde yerine getireceğim.

I will do my duty to the best of my ability.

Yapabildiğim herhangi bir zaman Avusturalya'ya gitmeye çalışıyorum.

I try to go to Australia whenever I can.

Yapabildiğim her şeyi yaptım ama vazgeçmek zorunda kaldım.

I did everything I could, but I had to give up.

Ve kısa hayatımda yapabildiğim kadar çok şeyi deneyimlemem için

and they always encouraged me to experience as much as I could

Kimse bunu benim yapabildiğim kadar iyi yapamaz, Tom bile.

- Nobody can do that as well as I can, not even Tom.
- Nobody can do that as well as me, not even Tom.

Yapabildiğim her şeyin, yüksekokul, hukuk fakültesi ve sağlık adalet işi dahil

And there's a recognition in our family that everything I've been able to do --

- Yeteneğimin en iyisine göre görevimi yapacağım.
- Görevimi yapabildiğim en iyi şekilde yerine getireceğim.

I will do my duty to the best of my ability.