Translation of "Yaşadılar" in English

0.011 sec.

Examples of using "Yaşadılar" in a sentence and their english translations:

Boston'da yaşadılar.

They lived in Boston.

- Savaş sırasında köyde yaşadılar.
- Savaş sırasında kırsalda yaşadılar.

They lived in the countryside during the war.

- Yerliler bu bölgede yaşadılar.
- Hintliler bu bölgede yaşadılar.

Indians inhabited this district.

Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.

They lived a couple of years in Spain.

Onlar burada yaşadılar mı?

Did they live here?

Ölene dek mutlu yaşadılar.

They lived happily ever after.

Savaş sırasında köyde yaşadılar.

They lived in the countryside during the war.

Tokyo'ya gelinceye kadar orada yaşadılar.

They had lived there until they came to Tokyo.

Onlar mutlu bir hayat yaşadılar.

They lived a happy life.

Onlar hedeflerine ulaşmakta zorluk yaşadılar.

They will have difficulty in achieving their goal.

Onlar bir masal düğünü yaşadılar.

They had a fairytale wedding.

Onlar kısa bir flört yaşadılar.

They had a brief date.

Çiftliklerinde mutlu bir şekilde yaşadılar.

They led a happy life on their farm.

Onlar bacaklarında bir ağrı yaşadılar.

They experienced a pain in their legs.

Çok çalışmadan çok iyi yaşadılar.

They lived very well without working very hard.

Tilki ve ayı birlikte yaşadılar.

The fox and the bear lived together.

Fremont ve Sutter, California'da yaşadılar.

Fremont and Sutter lived in California.

- Sami ve Leyla bir köşkte yaşadılar.
- Sami ve Leyla bir malikanede yaşadılar.

Sami and Layla lived in a mansion.

Savaş sırasında, onlar kırsal kesimde yaşadılar.

- They lived in the countryside during the war.
- During the war, they lived in the countryside.

Onlar İngiltere'de ne kadar süre yaşadılar?

How long did they live in England?

Jacksonlar buraya taşınmadan önce Boston'da yaşadılar.

The Jacksons lived in Boston before they moved here.

Ve onlar sonsuza kadar mutlu yaşadılar.

And they lived happy forever.

Çok mutlu bir evlilik hayatı yaşadılar.

They lived a very happy married life.

Ve ondan sonra hep mutlu yaşadılar.

And they all lived happily ever after.

Çiftliklerde ya da küçük kasabalarda yaşadılar.

They lived on farms or in small towns.

İki kız kardeş çok sakince yaşadılar.

The two sisters lived very quietly.

Bir tilki ve ayı birlikte yaşadılar.

A fox and a bear lived together.

Sami ve Leyla bir tartışma yaşadılar.

Sami and Layla had an argument.

6. yüzyılın başlarında yaklaşık aynı zamanda yaşadılar.

They lived at about the same time in the early 6th century.

Mary ve Tom birlikte mutlu zamanlar yaşadılar.

Mary and Tom experienced happy times together.

İngilizler savaş yaparken pek çok sorun yaşadılar.

The British experienced many problems fighting the war.

Araplar, İslam'ın doğumdan önce Arap yarımadasının genelinde yaşadılar.

The Arabs lived across the Arabian Peninsula before the birth of Islam.

İki kız kardeş çok barışçıl bir biçimde yaşadılar.

The two sisters lived very peacefully.

Sami ve Leyla cennet gibi bir hayat yaşadılar.

Sami and Layla had an idyllic life.

Mary ve onun erkek arkadaşı dört yıl birlikte yaşadılar.

Mary and her boyfriend lived together for four years.

Böylece, evlenmediler ve mutlu mesut ömürlerinin sonuna kadar yaşadılar.

And so they didn't marry and they lived happily until the end of their lives.

Görünüşe göre Tom ve Mary'nin ikisi de Boston'da yaşadılar.

Tom and Mary apparently both lived in Boston.

Bir yılda yüzde beş daha fazla koroner plak rahatsızlığı yaşadılar

had five percent more coronary plaque at one year

Evlendiler, çoluk çocuk sahibi oldular ve hayatları boyunca mutlu yaşadılar.

They married, had a family and lived happily all their lives.

- Tom ve Mary tartışmıştı.
- Tom ve Mary bir tartışma yaşadılar.

Tom and Mary had an argument.

Tom ve Mary bir cep telefonu mesajı üzerine bir tartışma yaşadılar.

Tom and Mary had an argument over a text message.

Tom ve Mary evlendikten sonraki ilk üç yıllarında bir karavanda yaşadılar.

Tom and Mary lived in a mobile home their first three years after they got married.

İki küçük tavşan, beyaz tavşan ve siyah tavşan, büyük bir ormanda yaşadılar.

Two small rabbits, a white rabbit and a black rabbit, lived in a large forest.

İki tavşan, bir beyaz tavşan ve bir siyah tavşan, büyük bir ormanda yaşadılar.

Two rabbits, a white rabbit and a black rabbit, lived in a large forest.

Peri masalları genellikle "bir zamanlar" ile başlar ve "sonsuza kadar mutlu yaşadılar" ile biter.

Fairy tales usually start with “once upon a time...” and end with “...and they lived happily ever after”.

- Leyla ve Sami aynı çatı altında yaşıyorlardı.
- Leyla ve Sami aynı çatı altında yaşadılar.

Layla and Sami lived under the same roof.

Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.

Long long ago in India, a monkey, a fox, and a rabbit lived happily together.

Orada yüksek bir dağın tepesinde kendilerine ait küçük bir kasaba inşa ettiler ve huzur içinde yaşadılar.

There on the top of a high mountain they built a small town of their own and lived in peace.

Bu vakitten sonra adam ve karısı birlikte o kadar mutlu yaşadılar ki onları görmek bir zevkti.

From this time the man and his wife lived so happily together that it was a pleasure to see them.