Translation of "Mutlu" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Mutlu" in a sentence and their korean translations:

mutlu olabiliriz.

상황들에 상관없이 행복할 것입니다.

mutlu olursunuz.

여러분은 행복을 느낍니다.

Mutlu olmak istemediğimiz

우리가 행복을 원하지 않는 날은

Kendimizi mutlu hissederiz.

우리는 행복을 느낍니다.

mutlu olmamız imkansızdır.

행복하기란 불가능할 것입니다.

mutlu olup olmayacağımızı kararlaştırır.

그런 것들에 어떻게 반응하느냐이죠.

İşlerin gidişatı konusunda mutlu değilizdir.

일이 돌아가는 게 마음에 안 들 때 말이죠.

Büyükbabamı hiç bu kadar mutlu görmemiştim.

저는 그렇게 기뻐하는 할아버지를 본 적이 없었습니다

Mutlu olduğumuz zaman günümüz güzel geçer

우리는 행복하면 좋은 하루를 보내고,

Ve mutlu sonla biten bir şey.

행복하게 마무리하는 거죠.

Belle Gibson mutlu, genç bir Avustralyalıydı.

벨 깁슨은 젊고 행복한 호주인이었습니다.

Her gün mutlu bir gün geçirmek isterseniz,

매일 좋은 하루를 보내고 싶다면,

RH: İnsanları mutlu etmekten oldukça zevk alıyoruz,

RH: 우린 사람들이 즐거워할 때 많은 희열을 느낍니다.

Yemek, içmek, mutlu olmak, çünkü yarın olmayacağız.

내일 죽더라도 먹고, 마시고, 즐기는 거죠.

Bunun üzerine kendime "mutlu feminist" demeye karar verdim.

그래서 저는 제 스스로를 '행복한 페미니스트'로 칭했습니다.

Bunlar, bizim orada yaptıklarımızın başarısız olmasından, onları mutlu

이것은 저희 행사가 즐거움을 가져다주지 못해서가 아니었습니다.

Sizi engelleyen, çok mutlu olmaktan alıkoyan bir şey var.

무언가가 당신이 너무 행복해지지 못하게 붙잡고 있어요.

Cüretkâr bir vaadinden dolayı: Tanrı senin mutlu olmanı ister.

"번영의 복음서"라는 별명이 붙은 기독교의 한 문서를 찾았습니다.

Mutlu sonla daha az ilgisi olan eylemlerle deneyler yapıyorlar --

그래서 그들은 행복한 마무리 보다는 온전함을 느끼는데 집중하며

Ve Amerikalıların %47'si mutlu kalabilmek için mücadele ediyor.

그리고 47%의 미국인들은 만족을 느끼기 어렵다고 해요.

Yetişkin bir kızım var, kendisi mutlu, zeki ve harika biri.

다 큰 딸이 하나 있는데 똑똑하고 행복하고 멋집니다.