Translation of "Mutlu" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Mutlu" in a sentence and their arabic translations:

- Mutlu Noeller!
- Mutlu Noeller.

ميلاد مجيد.

mutlu olabiliriz.

بغض النظر عن الأشخاص والظروف.

mutlu olursunuz.

أنت سعيد.

Mutlu hissediyorum.

أشعر بالسعادة

O mutlu.

هو سعيد

Mutlu Paskalyalar.

عيد فِصح سعيد!

Mutlu değilim.

- أنا لست سعيداً.
- أنا لستُ سعيدة.

Mutlu görünüyorsun.

تبدو سعيداً

Mutlu değildik.

لم نكن سعداء

Ken mutlu.

- كين فرِح.
- كين سعيد.

Mutlu musun?

- هل أنت سعيد؟
- هل أنت سعيد

Mutlu görünüyorlar.

يبدون سعداء

Tom mutlu.

توم سعيد

- Seni mutlu edeceğim.
- Sizi mutlu edeceğim.

- سأجعلك سعيدًا.
- سأجعلك سعيدةً.
- سأجعلك سعيدة/سأسعدك

- Mutlu değil misin?
- Mutlu değil misiniz?

ألست سعيداً؟

mutlu yere geçin.

حيث تحدث الإبداعات الرائعة.

Mutlu olmak istemediğimiz

لا يوجد يوم

Kendimizi mutlu hissederiz.

نشعر بالسعادة.

mutlu olmamız imkansızdır.

سنجد أنه من المستحيل أن نصبح سعداء.

Mutlu yıllar sana!

عيد ميلاد سعيد!‏‏

Bugün mutlu görünüyorsun.

- تبدو مسروراً اليوم.
- تبدو سعيداً هذا اليوم.

O mutlu oldu.

أصبحت سعيدة.

Onu mutlu edeceğim.

سأسعدها.

Burada mutlu musun?

هل أنت مبسوط هنا؟

Tom mutlu mu?

هل توم سعيد؟

Beni mutlu et.

أسعدني/اجعلني سعيداً

Sanırım o mutlu.

أظن أنه سعيد.

Ken mutlu görünüyor.

يبدو كين سعيداً.

Tom mutlu değil.

توم ليس سعيدا.

Tom mutlu görünüyor.

توم يبدو سعيداً

Mutlu olmaya çalışıyorum.

أنا أحاول أن أكون سعيدا.

Jane mutlu görünüyor.

تبدو جين سعيدة.

- Mutlular.
- Onlar mutlu.

- إنهم سعداء
- هم سعداء

mutlu olup olmayacağımızı kararlaştırır.

هكذا نحدد إذا كنا سعداء أم لا.

Bakar bakar mutlu olurduk.

سنكون سعداء للنظر.

Mektubun beni mutlu etti.

- أسعدتني رسالتك.
- أدخلت رسالتك السعادة على قلبي.

Hitomi çok mutlu görünüyordu.

تبدو هتُمي سعيدة جداً.

Nancy mutlu şekilde gülümsedi.

ابتسمت نانسي بسعادة.

Onun için mutlu oldum.

كنت سعيدة من أجله.

Tom'un mutlu olmasını istedim.

أردت أن أسعد توم.

En azından mutlu öleceğim.

على الأقل سأموت سعيداُ.

Onu mutlu edeceğimi söyledim.

قلتُ أني سأسعدها.

Sağlıklı olsam, mutlu olurdum.

لو كنت بصحة جيدة لكنت سعيدا.

O fakir ama mutlu.

- إنه سعيد رغم فقره.
- إنه فقير، لكنه بالرغم من ذلك سعيد.

Yumi mutlu, değil mi?

يومي سعيدة أليس كذلك؟

Tom çok mutlu değil.

توم ليس سعيداً جداً

Ben bununla mutlu değilim.

أنا لست سعيداً به

Benim amacım mutlu olmak.

هدفي هو أن أكون سعيداً.

Sen beni mutlu ediyorsun.

- أنت تجعلني سعيداً.
- أنت تجعلني سعيدا/أنت تسعدني

Tom mutlu olmadığımı biliyordu.

علم توم أنني لست سعيدا

O hiç mutlu değildi.

لم يكن سعيدا قطّ.

- Bu, beni mutlu eden şey.
- Bu, beni mutlu eden şeydir.

هذا ما يشعرني بالسعادة.

Sayısız mutlu öykü dinlemiş biriyim,

لقد تلقيت وبسعادة العديد من القصص

Eğitim mutlu olmalarının tek yolu.

الدراسة هي الوسيلة الوحيدة للسعادة.

Sara bana mutlu ailesini anlatır.

سارة تخبرني عن عائلتها السعيدة.

İşlerin gidişatı konusunda mutlu değilizdir.

لسنا راضين عن سير الأمور.

Ve bu onları mutlu etti.

وجعلتهم سعداء.

Sağlıklı olmasına rağmen mutlu görünmüyor.

على الرغم من ثرائها إلا أنها لا تبدو سعيدة .

- Onlar mutlular.
- Mutlular.
- Onlar mutlu.

- إنهم سعداء
- هم سعداء

O beni çok mutlu ediyor.

يجعلني سعيدة جدا.

Leyla mutlu olmayı hak etti.

كانت ليلى تستحقّ أن تكون سعيدة.

Onun mutlu bir çocukluğu vardı.

أمضت طفولة سعيدة.

Birden yok olsam, bundan mutlu olurdum.

سأكون سعيدة لو أنني اختفيت من الوجود.

Mutlu olduğumuz zaman günümüz güzel geçer

نملك يوم جيد إذا كُنا سعيدين،

Mutlu ailesi ile ilgili çok konuştuk.

نتحدث كثيرًا عن عائلتها السعيدة.

Ve mutlu sonla biten bir şey.

وينتهي بنهاية سعيدة.

Belle Gibson mutlu, genç bir Avustralyalıydı.

"بيل قيبسون" فتاة استرالية صغيرة وسعيدة

Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat edemedi.

لقد حاول أن يجعل زوجته سعيدة لكنه لم يستطع.

Beni görmek için çok mutlu görünmüyorsun.

لا تبدو سعيدا جدا لرؤيتي.

Ne kadar da mutlu gözüküyorsun öyle.

كم تبدو سعيدا هكذا

Çocukluğunuzda bolca mutlu anınız oldu mu?

هل عشتم لحظات سعادة كافية في مرحلة طفولتكم

Ve ondan sonra hep mutlu yaşadılar.

ومنذ ذلك الوقت عاشوا جميعا بسعادة.

Seni ne zaman görsem, mutlu hissediyorum.

أشعر بالسعادة كلما أراك.

Hikayenin mutlu bir sonu mu var?

أللقصّة نهاية سعيدة؟

O, ona mutlu olup olmadığını sordu.

سألته إن كان سعيدا.

İkisi de sonsuza dek mutlu yaşadı.

عاشا سويّا في السّعادة و إلى الأبد.

Tom yorgun ama mutlu olduğunu söyledi.

قال توم أنه متعبٌ لكنه سعيد.

şimdi eminim mutlu bir ilişki yaşıyor olurdu ...

أنا متأكد أنها كانت لتستمتع الآن بعلاقة سعيدة...

Öyleyse, size mutlu tırmanışlar ve haklı olduğumuzu

لذا، أتمنى لكم العديد من التسلقات السعيدة،

Her gün mutlu bir gün geçirmek isterseniz,

الحصول على يوم جيد كل يوم،

RH: İnsanları mutlu etmekten oldukça zevk alıyoruz,

ر.ه: نحن نشعر بالاستمتاع عندما نجعل الناس سعداء،

Yemek, içmek, mutlu olmak, çünkü yarın olmayacağız.

كل واشرب وكن سعيدا لأننا غدا نموت.

Eğer ki güldürebildiysek ve eğlendirebildiysek ne mutlu

كم هو سعيد إذا كان بإمكاننا الضحك والتسلية

- Bob çok mutlu idi.
- Bob çok mutluydu.

كان بوب سعيداً للغاية.

Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.

- أسعد خطابُ الرئيس الذي ألقاه أمس أنصاره.
- الخطاب الذي ألقاه الرئيس أمس أسعد أنصاره.

Sadece kalpleri kırmazsak zaten Allah mutlu olur.

بعدم كسرنا القلوب، فسيكون الله سعيدًا

Size yardım etmekten her zaman mutlu olacağım.

- سيسعدني مساعدتك أي وقت تحب.
- سيسعدني أن أساعدك في أي وقت.

Ancak, herkes bu fikir için mutlu değil.

ومع ذلك ، ليس الجميع سعداء بهذه الفكرة.

Leyla uzun mutlu bir yaşamdan keyif aldı.

عاشت ليلى حياة طويلة و سعيدة.

Sami bugün Müslüman olduğu için çok mutlu.

سامي محظوظ بكونه مسلما اليوم.

Sarı, genellikle çok mutlu bir renk olarak anılır.

غالباً ما يرتبط اللون الأصفر بالسعادة.

Gelecekte mutlu ve sağlıklı olmayı, başarılı olmayı isteriz;

نحن نريد أن نكون سعيدين وأصحّاء في المستقبل، نريد أن نكون ناجحين،

Bunun üzerine kendime "mutlu feminist" demeye karar verdim.

لذا قررت أن أطلق على نفسي "نسوية سعيدة"

Bunlar, bizim orada yaptıklarımızın başarısız olmasından, onları mutlu

وفشلت مناقشاتنا في جلب الفرح.

Ortaya çıkan şey ise herkesi çok mutlu etmişti.

ما اتضح جعل الجميع سعداء للغاية.

Şimdilerde ben mutsuz, umutsuz; o mutlu ve umutlu.

"الآن أنا حزينة، بلا أمل، هو سعيد ومتفائل" عائشة جوقلب - وداعا