Translation of "Yürüyemiyor" in English

Tom yürüyemiyor.

Tom can't walk.

Bebek henüz yürüyemiyor.

- The baby cannot walk yet.
- The baby can't walk yet.

O artık yürüyemiyor.

He can't walk any more.

Tom artık yürüyemiyor.

Tom can't walk any more.

Tom neredeyse yürüyemiyor.

Tom is almost unable to walk.

Tom artık bastonsuz yürüyemiyor.

Tom can no longer walk without a cane.

Bu bebek henüz yürüyemiyor.

This baby cannot yet walk.

Koşmak şöyle dursun, neredeyse yürüyemiyor.

She can hardly walk, let alone run.

Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.

She was so tired that she couldn't walk.

Tom henüz kendi kendine yürüyemiyor.

Tom can't walk on his own yet.

Büyükbabam bir baston olmadan yürüyemiyor.

My grandfather cannot walk without a stick.

Tom hâlâ çok iyi yürüyemiyor.

Tom still can't walk very well.

- Tom neredeyse yürüyemiyor.
- Tom zorlukla yürüyebiliyor.

Tom can hardly walk.

Tom bacağını incitti ve neredeyse yürüyemiyor.

Tom hurt his leg and can barely walk.

Tom o kadar şişman ki neredeyse yürüyemiyor.

Tom is so fat he can hardly walk.

O bir trafik kazasında yaralandığı için şimdi yürüyemiyor.

He can't walk now because he got injured in a traffic accident.

O bir yıl ve beş aylık ama henüz yürüyemiyor.

He's a year and five months old, but he can't walk yet.

Tom göletin etrafında yürüyemiyor, çünkü o arabayla işe gidiyor.

Tom can't walk around the pond, because he drives to work.

- Tom bacağını incitti ve neredeyse yürüyemiyor.
- Tom bacağını incitti ve zar zor yürüyebiliyor.

Tom hurt his leg and can barely walk.