Translation of "Yürümeye" in English

0.023 sec.

Examples of using "Yürümeye" in a sentence and their english translations:

Yürümeye başladılar.

They started walking.

Yürümeye devam et.

Keep walking.

Biz yürümeye başladık.

We started to walk.

Tom yürümeye başladı.

Tom started walking.

Sadece yürümeye devam.

Just keep walking.

Sadece yürümeye başla.

Just start walking.

Yürümeye devam ettim.

I kept walking.

Ben yürümeye başladım.

I started walking.

Tom yürümeye başlıyor.

Tom is starting to walk.

Sami yürümeye çalışıyordu.

Sami was trying to walk.

- Onlar yürümeye devam ettiler.
- Onlar yürümeye devam etti.

They kept walking.

- O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- Uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.

He is used to walking long distances.

"sadece yürümeye devam etmeliyim."

but I've got to keep on walking down the line."

Bunu toplayıp yürümeye başlayacağız.

Get this packed up and then we're on foot.

Emeklemeden önce yürümeye çalışma.

Don't try to walk before you can crawl.

Sadece yürümeye devam edin.

Just keep on walking.

Dahası, o yürümeye başladı.

What's more, he's started walking.

Onlar yürümeye devam ettiler.

They kept on walking.

Her gün yürümeye alışkınım.

I am in the habit of taking a walk every day.

Tom odada yürümeye başladı.

Tom started walking across the room.

Tom koridorda yürümeye başladı.

Tom started walking down the hall.

Tom'a doğru yürümeye başladılar.

They began walking toward Tom.

Arabaya yürümeye devam ettim.

I kept walking to the car.

Tom yürümeye devam etti.

Tom kept on walking.

Oğlumuz şimdi yürümeye başladı.

Our son has just started walking.

Yürümeye devam edebilir misin?

Are you able to keep walking?

Onlar yürümeye devam etti.

- They continued walking.
- They resumed walking.

Yürümeye başlayan çocuk ağladı.

The toddler cried.

Onlara doğru yürümeye başladık.

We began walking toward them.

Dan yürümeye devam etti.

Dan kept walking.

Dümdüz yürümeye devam edin.

Keep walking straight ahead.

Tom yağmurda yürümeye aldırmaz.

Tom doesn't mind walking in the rain.

Grup yürümeye devam etti.

The group continued walking.

Ben yürümeye devam ettim.

I continued walking.

Sami yürümeye devam etti.

- Sami kept walking.
- Sami continued walking.

Sami hızlı yürümeye başladı.

Sami started speed walking.

Sami eve yürümeye başladı.

Sami started walking home.

- Tom yürümeye devam etmemi söyledi.
- Tom bana yürümeye devam etmemi söyledi.

Tom told me to keep walking.

Sonra o tekrar yürümeye başladı.

Then she began to walk again.

Yorgunluktan artık yürümeye hâli kalmamıştı.

He was too tired to walk any more.

Uzun mesafeleri yürümeye alışkın değilim.

I'm not used to walking long distances.

Sfenks onun etrafında yürümeye başladı.

The Sphinx began to walk around him.

Yorgundu fakat yürümeye karar verdi.

She was tired but decided on walking.

Tom Mary'ye doğru yürümeye başladı.

Tom started walking towards Mary.

Tom daha hızlı yürümeye başladı.

Tom started to walk faster.

Tom uzun mesafeleri yürümeye alışkın.

Tom is used to walking long distances.

Tom ofisine doğru yürümeye başladı.

Tom started to walk toward his office.

Tom kapıya doğru yürümeye başladı.

- Tom walked to the door.
- Tom started to walk towards the door.

Tom koridorda yürümeye devam etti.

Tom continued walking down the hall.

Tom ve Mary yürümeye başladılar.

Tom and Mary started walking.

Tom kalktı ve yürümeye başladı.

Tom got up and began pacing.

Günde üç mil yürümeye çalışıyorum.

I try to walk three miles a day.

O uzun mesafe yürümeye alışkın.

He is used to walking long distances.

Tom sadece yürümeye devam etti.

Tom just kept walking.

O, uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.

She is used to walking long distances.

Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.

I prefer riding to walking.

Tom onlara doğru yürümeye başladı.

Tom began walking toward them.

Onlar ona doğru yürümeye başladı.

They began walking toward him.

Bir süre sonra yürümeye başladılar.

They began to walk after a while.

Bir süre yürümeye devam etti.

- He continued walking for some time.
- He continued walking for a while.

Adamlar ileri doğru yürümeye başladılar.

The men began to march forward.

Tom yalınayak yürümeye alışkın değildir.

Tom isn't accustomed to walking barefooted.

Ben sadece yürümeye devam ettim.

I just kept walking.

Tom yürümeye başladığında kaç yaşındaydı?

How old was Tom when he started walking?

Sen yürümeye başladığında kaç yaşındaydın?

How old were you when you started walking?

Ben uzun mesafeler yürümeye alışkınım.

I'm used to walking long distances.

Tom ve ben yürümeye başladık.

Tom and I started walking.

Sami sadece yürümeye devam etti.

Sami just kept walking.

Bir süre yürümeye devam ettik.

We continued walking for some time.

İki saat boyunca yürümeye devam etti.

He went on walking for two hours.

O, yağmurda şemsiyesiz yürümeye devam etti.

He went on walking in the rain without an umbrella.

Ben uzun mesafeler yürümeye alışkın değilim.

- I'm not accustomed to walking long distances.
- I am not accustomed to walking long distances.

Tepenin zirvesine kadar yürümeye ne dersin?

How about walking to the top of the hill?

Ayaklarım yoruluncaya kadar yürümeye devam ettim.

I kept walking until my feet got tired.

Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.

Tom isn't used to walking barefooted.

Tom kıyı boyunca yürümeye devam etti.

Tom continued walking along the shoreline.

Tom geldiği yoldan geri yürümeye başladı.

Tom started walking back the way he came.

Akşam yemeğinden önce yürümeye özen gösteririm.

I make a point of taking a walk before supper.

O, bütün gün yürümeye devam etti.

- He kept walking all the day.
- He continued to walk all day.

O iyileşir iyileşmez tekrar yürümeye başladı.

We began to walk again as soon as she was recovered.

O iki saat yürümeye devam etti.

He continued to walk for two hours.

O ileri geri yürümeye devam etti.

He kept walking back and forth.

Köpekler havlarken fil yürümeye devam eder.

The elephant walks on as the dogs bark.

O caddede aşağıya doğru yürümeye korkuyorum.

I'm afraid to walk down that street.

Bir süre sonra yeniden yürümeye başladılar.

They began to walk again after a while.

O, bir süre yürümeye devam etti.

He continued walking for some time.

Yürümeye çalıştığımda, burada korkunç bir ağrı oluyor.

When I try to walk, I get an awful pain here.