Translation of "Vermeli" in English

0.004 sec.

Examples of using "Vermeli" in a sentence and their english translations:

Biri selam vermeli.

Somebody should say hello.

Sinyal vermeli miyim?

Should I give the signal?

Tom karar vermeli.

Tom must decide.

Cevap vermeli miyim?

Should I reply?

Biri fakirlere sadaka vermeli.

One should give alms to the poor.

Tom bir mola vermeli.

Tom needs to take a break.

Bunu Tom'a vermeli miyim?

- Should I give Tom this?
- Should I give this to Tom?

Tom'un gitmesine izin vermeli miyim?

Should I let Tom go?

Tom Mary'ye bir şey vermeli.

- Tom needs to give Mary something.
- Tom has to give Mary something.

Tom onu yapmama izin vermeli.

Tom should let me do that.

Onlar onu görmenize izin vermeli.

They should let you see him.

Onların gitmesine izin vermeli miyim?

Should I let them go?

Onun gitmesine izin vermeli miyim?

Should I let him go?

Tom, Mary'nin kazanmasına izin vermeli.

- Tom should let Mary win.
- Tom should allow Mary to win.

Tom, Mary'nin ağmasına izin vermeli.

Tom should just let Mary cry.

Tom yakında bir karar vermeli.

Tom must make a decision soon.

Ne yapılacağına hemen karar vermeli.

He must decide what to do right away.

Mola vermeli ve biraz çay içmeliyiz.

We should take a break and have some tea.

Rusya, Kuril adalarını Japonya'ya geri vermeli.

Russia should give the Kuril Islands back to Japan.

Tom'un pişirdiği kek iyi tat vermeli.

The cake that Tom baked should taste OK.

Tom Mary'ye bir şans daha vermeli.

Tom has to give Mary another chance.

Tom ona yardım etmeme izin vermeli.

Tom should let me help him.

Onun beni öpmesine izin vermeli miyim?

Should I let him kiss me?

Tom ne yapacağına hemen karar vermeli.

Tom must decide what to do right away.

Tom, Mary'ye bunu yapma şansı vermeli.

Tom should give Mary a chance to do that.

Tom Mary'ye yardım etmeme izin vermeli.

Tom should let me help Mary.

Tom Mary'nin araba kullanmasına izin vermeli.

Tom should let Mary drive.

Sence Tom'un bunu yapmasına izin vermeli miyim?

- Do you think I should let Tom do that?
- Do you think I should allow Tom to do that?

Tom sadece Mary'nin bunu yapmasına izin vermeli.

Tom should just let Mary do that.

Bence Tom, Mary'ye bir şans daha vermeli.

- I think Tom should give Mary another chance.
- I think that Tom should give Mary another chance.

Sanırım Tom, Mary'ye ikinci bir şans vermeli.

- I think Tom should give Mary a second chance.
- I think that Tom should give Mary a second chance.

Tom bana ikinci bir şans vermeli, değil mi?

Tom should give me a second chance, don't you think?

- Sanırım Tom biraz kilo vermeli.
- Sanırım Tom biraz zayıflamalı.

- I think Tom should lose some weight.
- I think that Tom should lose some weight.

Tom'un bu mağazadaki herhangi bir bilgisayarı almak için yeterli parası var.O sadece hangisini alacağına karar vermeli.

Tom has enough money to buy any computer in this store. He just needs to decide which one.