Translation of "Vazgeçirmek" in English

0.003 sec.

Examples of using "Vazgeçirmek" in a sentence and their english translations:

Sizi fotoğraf çekmekten vazgeçirmek istemiyorum.

I am not trying to discourage you from taking photos.

Gitmekten vazgeçirmek için Tom'la konuşamadım.

I couldn't talk Tom out of going.

Tom'u onu yapmaktan vazgeçirmek zorundayız.

We have to talk Tom out of doing that.

Gitmekten vazgeçirmek için Tom'la konuşabildin mi?

Were you able to talk Tom out of going?

Tom John'la evlenmekten vazgeçirmek için kızıyla konuştu.

Tom talked his daughter out of marrying John.

Tom'u Boston'a gitmekten vazgeçirmek için yapabileceğin bir şey yok.

There's nothing you can do to stop Tom from going to Boston.

İnsanları onu yapmaktan vazgeçirmek için mümkün olan her şeyi yaptım.

I've done everything possible to discourage people from doing that.

Bay Suzuki oğlunu yurtdışında eğitim planınından vazgeçirmek için ikna etti.

Mr Suzuki persuaded his son to drop his plan to study abroad.

Tom, Mary'yi yapmayı planladığı şeyden vazgeçirmek için elinden gelen her şeyi yaptı.

Tom did everything he could to stop Mary from doing what she was planning to do.