Translation of "Kızıyla" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kızıyla" in a sentence and their english translations:

Şimdi kızıyla birlikte

Now, reunited with his daughter,

Kızıyla gurur duyabilir.

She may be proud of her daughter.

O, kızıyla gurur duyar.

- She takes pride in her daughter.
- She is proud of her daughter.

Bir çiftçinin kızıyla evlendi.

He married a farmer's daughter.

O kızıyla gurur duymaktadır.

- She takes pride in her daughter.
- She is proud of her daughter.

Tom tüccarın kızıyla evlendi.

Tom married the merchant's daughter.

Tom kızıyla gurur duyuyor.

Tom is proud of his daughter.

Tom Mary'nin kızıyla evlendi.

Tom married Mary's daughter.

O beni kızıyla tanıştırdı.

He introduced me to his daughter.

Tom Mary'yi kızıyla tanıştırdı.

Tom introduced Mary to his daughter.

Sami, günü kızıyla geçirdi.

Sami spent the day with his daughter.

O, kızıyla vakit geçirmek istiyor.

He wants to spend time with his daughter.

O, kızıyla çok gurur duyuyor.

She is very proud of her daughter.

Tom, Mary'nin tek kızıyla evli.

Tom is married to Mary's only daughter.

Tom kızıyla çok gurur duyuyor.

Tom is very proud of his daughter.

Sami, reşit olmayan kızıyla içti.

Sami drank with his underage daughter.

O, Tom'la evlendiği için kızıyla tartıştı.

He argued his daughter out of marrying Tom.

O kızıyla birlikte vakit geçirmek istiyor.

She wants to spend time with her daughter.

Tom kızıyla çıkmama hiç karşı çıkmadı.

Tom never objected to me dating his daughter.

Sami bir milyonerin kızıyla flört etti.

Sami dated the daugther of a millionaire.

Tom John'la evlenmekten vazgeçirmek için kızıyla konuştu.

Tom talked his daughter out of marrying John.

Tom Mary ve John'un kızıyla evlenmek istiyor.

Tom wants to marry Mary and John's daughter.

Fadıl'ın kızıyla birlikte gördüğü son kişi Leyla'ydı.

The last person Fadil saw his daughter with was Layla.

Onların her ikisi de kral'ın kızıyla evlenmek istiyorlardı.

They both wanted to marry the King’s daughter.

O, oğlunun Tom'un kızıyla evlendiğini görmeyi umut ediyordu.

He hoped to see his son married to Tom's daughter.

Tom hem oğluyla hem de kızıyla gurur duymaktadır..

Tom is very proud of both his son and his daughter.

Tom, kızıyla evlenmek için kız arkadaşının babasından izin istedi.

Tom asked his girlfriend's father for permission to marry his daughter.

Tom o adamın kızıyla adamın işini miras alacağı vaadi ile evlenmeyi kabul etti.

Tom agreed to marry that man's daughter with the promise that he'd inherit the man's business.