Translation of "Taze" in English

Pasta taze.

The pie is fresh.

Ekmek taze.

The bread is fresh.

Taze görünüyordu.

It looked fresh.

Bunlar taze.

These are fresh.

Hafızamda hâlâ taze.

It is still fresh in my memory.

Taze ekmek aldım.

I bought fresh bread.

Bu çok taze.

This is very fresh.

Taze sebzelerimiz var.

We've got fresh vegetables.

Bu mısır taze.

This corn is fresh.

Taze gıda harika.

Fresh food is wonderful.

Bu yumurta taze.

This egg is fresh.

Bu yumurtalar taze.

These eggs are fresh.

Yaralar hala taze.

The wounds are still fresh.

Bulabileceğiniz en taze balık.

That's as fresh as you'll ever get.

Canım taze meyve istiyor.

I have a craving for fresh fruit.

Yapraklar yağıştan sonra taze.

The leaves are fresh after a rainfall.

Yapraklar yağmurda taze görünüyor.

The leaves look fresh in the rain.

Birkaç taze yumurta istiyorum.

I want some fresh eggs.

Taze balık yemek istiyorum.

I want to eat fresh fish.

Bu ekmek taze değil.

The bread is not fresh.

Taze çileklerin var mı?

Do you have fresh strawberries?

Kavunlar ne kadar taze?

How fresh are the cantaloupes?

Gıda, taze ve sağlıklıdır.

The food is fresh and healthy.

Tom taze havayı sever.

Tom enjoys the fresh air.

Taze bir başlangıç ​​zamanı.

It's time for a fresh start.

Taze sebzeler sağlığı düzenler.

Fresh vegetables promote health.

Marketten aldığım balık taze.

The fish I bought from the market is fresh.

Sen taze su içiyorsun.

- He has to drink water.
- You are drinking fresh water.

Bu kekler taze pişirilir.

These muffins are freshly baked.

Taze ekmeğin kokusunu seviyorum.

I like the smell of fresh bread.

Karda taze izler var.

There are fresh tracks in the snow.

Yumurtaların hepsi taze değil.

Not all of these eggs are fresh.

Bu limonlar çok taze.

These lemons are fresh.

Taze ye, Fransızca ye.

Eat fresh, eat French.

Taze kana ihtiyacımız var.

We need new blood.

Bence bu taze beton.

I think this is fresh concrete.

Taze ıstakozun görünümü iştahımı açtı.

The sight of fresh lobster gave me an appetite.

Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.

- Fresh vegetables are very dear in winter.
- Fresh vegetables are very expensive in the winter.

Taze ıstakoz görmek beni acıktırdı.

Seeing the fresh lobster made me hungry.

Bir buzdolabı eti taze tutar.

A refrigerator keeps meat fresh.

Taze çiğ sebze yemeği sever.

She likes to eat fresh raw vegetables.

Ben yalnızca taze sebzeleri yerim.

I eat only fresh vegetables.

Daha çok taze sebze yiyin.

Eat more fresh vegetables.

Taze meyve, sağlığın için yararlıdır.

Fresh fruit is good for your health.

Taze pişmiş ekmek kokusunu severim.

I like the smell of freshly-baked bread.

Taze meyve, sağlık için iyidir.

Fresh fruit is good for the health.

Dağın zirvesi taze karla kaplı.

The summit of the mountain is covered with fresh snow.

En taze ekmeği nereden alabilirsin?

Where can you get the best fresh bread?

Taze sebzeler birçok besin içerir.

Fresh vegetables contain many nutrients.

Tüm bu yumurtalar taze değildir.

- All these eggs are not fresh.
- All these eggs aren't fresh.

Bu yumurtalardan hiçbiri taze değil.

None of these eggs are fresh.

Bu elmalar çok taze görünüyor.

These apples look very fresh.

Taze meyve, sizin için iyidir.

Fresh fruit is good for you.

Her şey taze ve yeni.

Everything's fresh and new.

Anılar çok taze ve canlıdır.

The memories are very fresh and vivid.

Pazardan taze balık satın alabildim.

I was able to buy fresh fish in the market.

- Bir miktar taze soğuk süt alabilir miyim?
- Biraz soğuk taze süt alabilir miyim?

May I have some fresh cold milk?

Taze ve sağlıklı gıda üretimi sağlamak

I get to be a part of all these cool projects

Taze balık, hayatta kalmak için harikadır.

Fresh fish, really great survivor food.

Termal görüntüleme avının taze olduğunu gösteriyor.

Thermal imaging reveals a fresh kill.

Taze karda kayak yapmak çok eğlenceli.

- It is great fun skiing on new-fallen snow.
- It's a lot of fun skiing in fresh snow.
- Skiing in fresh snow is a lot of fun.

Masada bol miktarda taze yumurta var.

There are plenty of fresh eggs on the table.

C vitamini için taze limon yedim.

I ate a fresh lemon for the vitamin C.

Taze karın üstünde kaymak çok eğlenceli.

Skiing on fresh snow is very fun.

Tom'un biraz taze yiyeceklere ihtiyacı vardı.

Tom needed some fresh supplies.

Çeşitli taze meyveler ve sebzeler yemelisin.

You should eat a variety of fresh fruits and vegetables.

Taze bir kar tabakası caddeyi kapladı.

A fresh layer of snow covered the street.

Salatanda taze çekilmiş karabiber istiyor musun?

Do you want fresh ground pepper on your salad?

Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.

Fresh air is necessary to good health.

Taze eti her zaman dondurmalı mısın?

Should you always freeze fresh meat?

Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.

Fresh produce is sold at an open-air market.

Ben taze pişmiş ekmek kokusu seviyorum.

I love the smell of freshly baked bread.

Burada taze ekmek ve su var.

There's fresh bread and water here.

Ben taze pişmiş ekmek kokusunu severim.

I love the smell of fresh baked bread.

Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.

The fresh strawberries went like hot cakes.

Süt iki gün boyunca taze kalır.

The milk will keep for two days.

Kutunun içinde taze ekmek var mıydı?

Was there fresh bread in the box?

Taze yapılmış kahveyi koklamak çok harika!

It's so wonderful to smell freshly made coffee!

Ben biraz taze hava solumak istiyorum.

I want to breathe some fresh air.

Taze kar bir festival atmosferi getirdi.

Fresh snow brought about a festive atmosphere.

Ev taze boya katıyla harika görünüyordu.

The house looked wonderful with its fresh coat of paint.

Biz her gün taze yeşil salata yeriz.

We eat a fresh, green salad every day.

Ürün onu taze tutmak için vakumla kapatılır.

The product is vacuum-sealed to keep it fresh.

Biz akşam yemeğinden sonra taze meyve yedik.

We ate fresh fruit after dinner.

O, taze sebze almak için markete gitti.

She went to the market to buy fresh vegetables.

Biraz taze hava için dışarı çıkmak istiyorum.

I want to go outside for a breath of fresh air.

Taze meyve ve sebzeler sağlığınız için yararlıdır.

Fresh fruit and vegetables are good for your health.

Ben sadece bir tencere taze kahve yaptım.

I just made a fresh pot of coffee.

Taze meyve alamazsak onsuz yapmak zorunda kalacağız.

If we can't get fresh fruit, we'll have to do without.

Taze kahve bir dakika içinde hazır olacak.

Fresh coffee will be ready in a minute.

Taze meyve ve sebze sağlığınız için iyidir.

Fresh fruits and vegetables are good for your health.

Seni, taze etin tuzu sevdiği gibi seviyorum.

I love you as fresh meat loves salt.

Merhaba, ben biraz taze portakal suyu istiyorum.

Hello, I would like some fresh orange juice.

Taze meyve ve sebzeler sizin için iyidir.

Fresh fruits and vegetables are good for you.