Translation of "Talimat" in English

Kimse bana talimat bırakmadı.

Nobody left me instructions.

Tom hiç talimat bırakmadı.

Tom left no instructions.

Ve birtakım konuda talimat almaktansa

than give the government any further excuse

Birisi Tom'a yanlış talimat verdi.

Someone gave Tom the wrong directions.

Daha fazla talimat için bekleyin.

Stand by for further instructions.

Üzgünüm, ama aldığımız talimat bu.

Sorry, but we have orders.

Doktor diyet yapmam için talimat verdi.

The doctor instructed me to go on a diet.

Tom talimat vermek için toplantı düzenledi.

Tom called the meeting to order.

Oraya git ve daha fazla talimat bekle.

Go over there, and await further instructions.

Sami, Leyla'ya insanlara Ferit'in hala hayatta olduğunu söylemesi için talimat verdi.

Sami instructed Layla to tell people that Farid was still alive.