Translation of "Yapmam" in Japanese

0.019 sec.

Examples of using "Yapmam" in a sentence and their japanese translations:

- Yerinde olsam onu yapmam.
- Yerinde olsam, yapmam.

- 僕が君ならそうはしないね。
- もし私があなたであるならそんなことはしないでしょう。

Bunu hayatta yapmam.

どんなことになっても決してそれはしない。

Ne yapmam gerekiyor?

私は何をしなければならないのですか。

- Yerinde olsam onu yapmam.
- Yerinde olsam, onu yapmam.

- もし私があなただったらそれをしないでしょう。
- 私だったらやらないけどなあ。

- Telefon görüşmesi yapmam gerekiyor.
- Bir telefon araması yapmam gerekiyor.

電話を一本かけなくてはいけない。

Yerinde olsam, onu yapmam.

- もし僕が君だったら、そんなことはしないよ。
- 私だったらやらないけどな。
- 私だったらやらないけどなあ。

Yerinde olsam, öyle yapmam.

もし私が君の立場だったら、そうはしないだろう。

Birkaç arama yapmam gerekiyor.

二、三、電話をかけなくてははらない。

Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.

何をすればいいのかは分かってます。

Market alışverişi yapmam gerekiyor.

食料品の買い出しに行かなくちゃ。

Ne yapmam gerektiğini düşünüyorsun?

私はどうしたらいいと思う?

- Lütfen bana ne yapmam gerektiğini söyle.
- Lütfen ne yapmam gerektiğini söyle.

僕に何をしたらよいか教えてください。

Bilgisayarımı çalıştıramıyorum. Ne yapmam lazım?

- どうしよう、コンピューターが立ち上がらない。
- パソコンが起動しないんだ。どうすればいいだ?
- パソコンが立ち上がらないの。どうしたらいいの?

Onu nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum.

- それをすべき方法が分からない。
- どうやったらいいのか分からないんだ。

Değişiklik yapmam gerekiyorsa bana bildir.

もし変更が必要でしたら、お知らせください。

Ne yapmam gerektiğinden emin değilim.

- 何をすべきか私は迷っている。
- どうすればいいのか、よくわからないんだ。

O işi benim yapmam imkansızdır.

その仕事は私には無理だ。

Onu şimdi yapmam gerekiyor mu?

- 今、それをしなければいけませんか。
- 今やらなければいけないんですか?

Oyuna hakemlik yapmam rica edildi.

私はその試合の審判をするように頼まれた。

- Öyle yapmam imkansız.
- Benim öyle yapmam imkansızdır.
- Öyle yapmak benim için imkansız.

私には無理だ。

Ve kesinlikle bir şeyler yapmam gerekecekti.

実際に行動を 起こさないといけないと思いました

Doktor diyet yapmam için talimat verdi.

医者は私にダイエットをするように指示した。

Yerinde olsam, öyle bir şey yapmam.

- もし私があなたなら、そんな事はしないでしょう。
- もしあなたが私なら、そんなことはしないだろう。

Yerinde olsam böyle bir şey yapmam.

もし君の立場にいたら、私はそんなことはしないだろう。

Bir hafta içinde işi yapmam imkansız.

その仕事を一週間でやるなんて私には不可能です。

Yapmam gereken bir şey var mı?

他に気をつけることはありますか。

Bugün ne yapmam gerektiğini merak ediyorum.

- 今日私は何をしたらよいだろう。
- 今日何しようかな。

Yapmam gereken bir sürü şey var.

私にはしなければならない事がたくさんある。

İngilizce bir konuşma yapmam rica edildi.

私は英語で演説をするよう求められた。

Yapmam gereken birkaç ev işim var.

やらなくちゃならない家事がいくつかあるんだ。

Bugün yapmam gereken çok şeyim var.

今日はやることがたくさんあるんだ。

Shinjuku'ya gitmek için nerede aktarma yapmam gerekiyor?

新宿へ行くにはどこで乗り換えですか。

Hikayeni doğru farz edelim, ne yapmam gerekir?

君の話が本当だとすれば、私は何をすべきだろうか。

Doktor bana diyet yapmam gerektiğini tavsiye etti.

医者は私にダイエットするように勧めた。

İki kez aynı hatayı yapmam benim aptallığım.

また同じ失敗をするなんて、我ながら愚かだと思う。

Ev ödevimi yapmam için bana yardım etti.

彼は私が宿題をするのを手伝った。

Lütfen bana öncelikle ne yapmam gerektiğini söyle.

最初に何をすべきか教えてください。

Yerinde olsam, o tür bir şey yapmam.

もし僕が君だったら、そんなことはしないよ。

Bu her gün yapmam gereken işlerden biri.

これは私の毎日の決まった仕事の一つだ。

Yapmam gereken başka bir şey var mı?

私がやらなきゃいけないことって、他に何かある?

Benim ayrıca bir TED konuşması yapmam gerekebilir tabii.

瞑想の真価は語りきれません

Erkek kardeşim ödevimi yapmam için bana yardım etti.

兄は、私が宿題をするのを手伝ってくれた。

Yarına kadar yapmam gereken bir sürü şey var.

明日までにやらないといけないことがたくさんあるんだ。

Herhangi bir değişiklik yapmam gerekip gerekmediğini bana bildir.

もし変更が必要でしたら、お知らせください。

- Öyle yapmam kolaydı.
- Öyle yapmak benim için kolaydı.

- 私がそうすることはやさしさでした。
- そうすることは、私にとって簡単なことだった。

Bir kütüphane kartı almak için ne yapmam gerekiyor?

どうやって図書館カードを手に入れますか?

Lütfen bundan sonra ne yapmam gerektiğini bana söyler misiniz?

次に何をやるべきか教えてくれませんか。

Şu an için yapmam gereken özellikle bir şey yok.

当分の間私がなすべきことは特にない。

Keşke bu zor durumda bana ne yapmam gerektiğini söylesen.

この困難な状況で私が何をすべきかあなたが教えてくれればよいのだが。

- Bana inanman için ne yapmam gerekiyor?
- Seni bana inandırmak için ne yapmam gerekiyor?
- Seni bana inandırmak için ne yapmak zorundayım?

どうしたら信じてくれる?

Sıkıcı işimde rutine bağladım ve yeni bir şey yapmam gerekiyor.

退屈な仕事に飽き飽きだから、何か新しいことを始めなければ。

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

- タトエバのサイトに百文を書きたいが、することがありますよ。
- Tatoebaで何百個とたくさん文を書きたいが、私にはしなければならないことがある。

Ev ödevi yapmam gerektiğinde erkek kardeşim her zaman bana yardım eder.

宿題があるといつも兄が手伝ってくれる。

Acil bir arama yapmam gerekiyor. Buraya yakın bir halka açık telefon var mı?

緊急の電話をしなくてはならないのですが、この近くに公衆電話がありますか。

- Ne yapmam gerekiyor?
- Ne yapmalıyım?
- Ne yapıyor olmalıyım?
- Ne yapayım?
- Ne yapmak zorundayım?

どうすればいいんだ。

Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.

こんな格好をしているといかにもスポーツしてそうに見えるけど、全然やってないんだよ。

- Yardım etmek için yapabileceğim bir şey olup olmadığını görmek için buraya geldim fakat benim yapabileceğim bir şey yok gibi görünüyor.
- Buraya yardım etmek için yapabileceğim bir şey olup olmadığını görmeye geldim fakat benim yapmam için bir şey yok gibi görünüyor.

何か手伝うことがあるかと思って来てみたけど、私の出る幕はなさそうだね。