Translation of "Suyu" in English

- Suyu severim.
- Suyu seviyorum.

I like water.

Suyu kaynatın.

Boil the water.

Suyu içme.

- Don't drink the water.
- Do not drink the water!

Suyu içtim.

I drank the water.

Suyu kapat.

Shut off the water.

Suyu içmedim.

I didn't drink the water.

Suyu içiyorum.

- I drink the water.
- I'm drinking water.
- I drink water.

Suyu kapatın!

Turn off the water!

Suyu kapatın.

Turn off the water.

Suyu bitti.

He ran out of water.

- Suyu muhafaza etmemiz gerekiyor.
- Suyu korumalıyız.

We need to conserve water.

- Suyu idareli kullan.
- Suyu dikkatli kullan.

Go easy with the water.

- Tom suyu kapattı.
- Tom suyu kapadı.

Tom turned the water off.

Radar suyu görebilir.

Radar can see water.

Buradaki suyu içemezsin.

You can't drink the water here.

O suyu ısıtıyor.

She's heating the water.

Suyu kovadan boşalt.

Empty the water out of the bucket.

Portakal suyu satarız.

We sell orange juice.

Tom suyu kapattı.

- Tom turned off the water.
- Tom turned the water off.

Portakal suyu içiyorum.

I'm drinking orange juice.

Suyu korumak zorundayız.

We've got to conserve water.

Suyu açık bırakmayın.

Don't leave the water running.

Tom'un suyu bitti.

Tom ran out of water.

Tom suyu açtı.

Tom turned on the water.

Köpek suyu inceledi.

The dog looked into the water.

Kediler suyu sevmez.

Cats don't like water.

Köle suyu taşır.

The slave carries the water.

Suyu korumamız gerkiyor.

We've got to conserve water.

Hipopotamlar suyu severler.

Hippopotamuses love water.

Bu suyu içmemelisin.

You shouldn't drink this water.

Suyu idareli kullan.

Go easy with the water.

Suyu dikkatli kullan.

Go easy with the water.

Gölcüğün suyu soğuktur.

The lagoon's water is cold.

Suyu boşa harcıyorsun.

You're wasting water.

Suyu israf ediyoruz.

We're wasting water.

Suyu ısıt lütfen.

Please heat the water.

Üzüm suyu istedim.

I asked for grape juice.

Bu suyu içme.

Don't drink this water.

O suyu içmemelisin.

You shouldn't drink that water.

Sünger, suyu emer.

The sponge soaks up water.

Kiraz suyu içiyorsun.

You're drinking cherry juice.

Portakal suyu lütfen.

Orange juice, please.

Yağmur suyu saftır.

Rainwater is pure.

Onların suyu var.

They have water.

Deniz suyu tuzludur.

- Seawater is salty.
- Sea water is salty.

Tom suyu süzdü.

Tom filtered the water.

Yağmur suyu temizdir.

Rainwater is clean.

Fazla suyu boşaltın.

Drain any excess water.

Et suyu sıcaktır.

The broth is hot.

Meyve suyu diyetindeyim.

I'm on a juice diet.

Leyla suyu açtı.

Layla turned the water on.

Leyla suyu kapattı.

Layla turned the water off.

Meyve suyu içtim.

I drank juice.

Tom'un suyu tükeniyor.

Tom is running out of water.

Portakal suyu sevmem.

I don't like orange juice.

Sami suyu içiyor.

Sami is drinking the water.

- Hiç portakal suyu kalmamış.
- Hiç portakal suyu kalmadı.

- There is no orange juice left.
- There's no orange juice left.

- Kaynak suyu çok temiz.
- Kaynaktan gelen suyu çok saf.

The water from the spring is very pure.

Nehir suyu yutmaya başladım

choked on river water

Yani havza suyu aslında

So the aquifer water is a part

Bitkiler suyu topraktan alır.

Plants take in water from the soil.

Meyve suyu istiyor musun?

Do you want fruit juice?

Lütfen yazın suyu koruyun.

Please conserve water in summer.

Gölün suyu çok soğuktur.

The water of the lake is very cold.

Yağ ve suyu karıştıramazsın.

- You cannot mix oil and water.
- You can't mix oil and water.

O suyu açık bıraktı.

He left the water running.

Biri suyu açık bıraktı.

Someone left the water running.

Suyu kaynayıncaya kadar ısıt.

Heat up the water until it boils.

Küvette akan suyu var.

He has the water running in the bathtub.

Hiç musluk suyu yok.

- There is no running water.
- There's no running water.

Meyve suyu sever misin?

Do you like juice?

Tom meyve suyu içiyor.

Tom is drinking juice.

Suyu bir fırında kaynatıyorsun.

You boil water in an oven.

Suyu kaynattığın için teşekkürler.

Thank you for boiling the water.

Maria suyu filtre etti.

Maria filtered the water.

Meyve suyu aldın mı?

Did you buy juice?

Suyu bir tencerede kaynatıyorum.

I am boiling the water in a saucepan.

Köpek suyu içip uzaklaştı.

The dog drank water and went away.

Portakal suyu istemiyor musunuz?

Don't you want any orange juice?

Göl suyu çok soğuktur.

The lake water is very cold.

Evet, portakal suyu lütfen.

Yes, orange juice, please.

Bir sünger suyu emer.

A sponge absorbs water.

Tom elma suyu içiyor.

Tom is drinking apple juice.

O, elma suyu içiyor.

She's drinking apple juice.